Gayrimenkul alım-satımı sırasında, bedelin düşük gösterilmesi, ileride ciddi sorunlara neden olabilir.
Öncelikle, çok kişinin özellikle sade vatandaşın farkında olmadığı sorunları açıklayalım. Ardından da çözüm yolunu gösterelim. SORUNLAR NE? 1) Alıcı Yönünden Sorunlar: a) Harç Bedeli Yönünden: Düşük değer üzerinden ödenen harç, sonradan tespit edilen gerçek satış bedeli üzerinden, cezalı olarak istenebilir. b) Beş Yıl İçinde Satış Yönünden: Gayrimenkulün, edinme tarihinden itibaren, beş yıl (1 Ocak 2007’den önce edinilen gayrimenkullerin dört yıl) içinde elden çıkartılmasından doğan kazanç “değer artış kazancı” olarak vergiye tabi (Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer Md. 80/6). Alış bedeli düşük gösterilince, satış kazancı da gerçeğin üzerinde çıkar. Sonuçta, daha çok vergi ödenir. c) Şuf’ a Hakkı Yönünden: Hisseli gayrimenkullerde, özellikle gayrimenkullerde, diğer hissedar, tapuda yazılı bedel üzerinden şuf’ a (önalım) hakkını kullanıp, gayrimenkulü düşük bedelle alabilir. Bu riski, her zaman göz önünde bulundurmak lazım. Mahkemeler ve davalarla uğraşmamak için, olayı ciddiye almakta yarar var. 2) Satıcı Yönünden Sorunlar: a) Harç Bedeli Yönünden: Düşük değer üzerinden ödenen harç, sonradan tespit edilen gerçek satış bedeli üzerinden, cezalı olarak istenebilir. b) KDV Yönünden: Satışı yapan inşaat firması ise, gerçek satış bedeli üzerinden, KDV hesaplanıp, aradaki farkın KDV’si cezalı olarak istenebilir. c) Gelir ya da Kurumlar Vergisi Yönünden : Satıştan doğan kazancın beyan edilmediğinin saptanması durumunda; vergi cezalı olarak, gecikme faiziyle birlikte alınır. DEĞERİ YÜKSELTME Yukarıdaki yaptırımlar, bu konulara karşı hassas olan bir insanın, vücudunun kimyasını bozacak cinsten!.. “Peki ne yapılabilir?” diye soranlar için, açıklayalım. Maliye Bakanlığı’nın, bu durumda olanlarla ilgili 1989/7 sayılı Vergi Usul Kanunu İç Genelgesi var. Genelge ile yapılan açıklamaya göre; Gayrimenkulün alım-satım bedelinin düşük gösterildiği durumlarda, gerçek değerin, Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan edilmesi mümkündür. Bu durumda, zamanında ödenmeyen tapu harcı ile tahakkuk eden pişmanlık zammını, dilekçe ile haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödeyenler, gayrimenkulün tapu harcına esas olan değerini yükseltmiş olurlar. Gelir ya da kurumlar vergisi yönünden de yine pişmanlık dilekçesi ile beyanda bulunulup, ileride gelebilecek vergi ve cezadan kurtulmak mümkün. Vergide zamanaşımı süresi beş yıl. Maliye bu süre içinde, gayrimenkul alıp-satanların her an kapısını çalabilir. Huzursuz olmak ve cezalı vergi ödemek istemeyenlerin, pişmanlıkla beyanda bulunmaları, en sağlıklı yol olarak gözüküyor. Şükrü Kızılot http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15487352.asp?yazarid=82&... |