Özelge (mukteza), mükelleflerin tereddüde düştükleri konularda idareye yazılı olarak sorduğu sorulara verilen cevaplara verilen isim. Sadece, kendisine özelge verilen kişiler açısından etkisi olan özelge, vergi hukukunun kaynakları arasında yer alıyor. 6009 sayılı Kanun'la özelge sisteminde bazı değişiklikler yapıldı. Hemen belirtelim, tasarıda özelge talebinin paralı olması öngörülüyordu. Ancak bu kısım komisyonda yapılan görüşmelerde metinden çıkarıldı. YENİ DÜZENLEME Özelge konusunu yeniden düzenleyen VUK' un 413. maddesinin başlığı 'Mükelleflerin izahat talebi' olarak değiştirildi. Düzenlemenin ardından VUK' un 413. maddesi şu şekilde yasalaştı: 'Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir. Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir. Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur. Söz konusu komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından da özelgeler verilebilir. Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler gözönünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.' ÖZELGE FAİZE DE KALKAN OLACAK 6009 sayılı Kanun'un özelge konusunda getirdiği en önemli yenilik, özelgenin koruyucu etkisinin artırılması. Daha önce sadece 'idari para cezaları' açısından 'kalkan' işlevi gören özelge, düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından 'gecikme faizi' açısından da koruyucu olacak. Bu değişikliği idare mükellef ilişkileri ve hukuk devleti açısından son derece olumlu bulduğumuzu belirtmek isteriz. Özelgenin koruyuculuğunu düzenleyen VUK'un 'Yanılma ve görüş değişikliği' başlıklı 369. maddesinin yeni hali, şu şekilde oldu: 'Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz. Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz.' AKLINIZDA BULUNSUN Gecikme zammı için faiz yürütülemiyor ALACAĞIN tahsili amacıyla asıl alacak ve gecikme zammı toplamı üzerinden başlatılan takipte, alacak içinde yer alan takip tarihine kadar işletilmiş olan gecikme zammı için faiz yürütülemiyor. Metin Taş/Sezgin Özcan http://www.aksam.com.tr/2010/08/05/yazar/18304/metin_tas_sez... |