Sosyal Güvenlik Reformunun 5510 sayılı Kanunla getirmiş olduğu en önemli yenilik kadın sigortalılar için getirilmiş olan doğum borçlanmasıdır. Bilindiği üzere erkek sigortalılar vatani görevini yaptıktan sonra askerlik borçlanması yaparak askerlikte geçen sürelerini sosyal güvenlikten saydırmaktadırlar. Askerlik borçlanması yapabilmek için askerliğin sigortalı çalışmaya başlamadan önce veya sonra yapılmasının bir önemi bulunmamaktadır. Vatani görevini yapan herkes istemesi halinde borçlanma yapma hakkına sahiptir. Hayatlarının bir döneminde çalışan kadınlarda doğum nedeniyle belirli bir süre çalışma hayatının dışında kalmaktadırlar. Kadınlar, doğumdan sonra, gerek sağlık sebebiyle ve daha da önemlisi çocuğun bakımı anne üzerinde olduğu için az veya çok iş hayatının dışında kalırlar. İşte 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik sistemimize “doğum borçlanması”nı getirerek kadınlar için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Mübalağasız doğum borçlanması bu yasaya reform adının verilmesinin en önemli sebeplerinden birisidir. Tabii ki özürlü çocuğu olan çalışan kadınların hizmetlerinin her yılına karşılık olarak 90 gün itibari hizmet almaları da kadınlar açısından reformu perçinleyen önemli bir etkendir. Konumuz doğum borçlanması olduğu için uygulamada ortaya çıkan bir değişikliği bugün sizlerle paylaşmak istedik. Daha doğrusu doğum borçlanmasının sınırlarının genişletilmesini sağlayan 1 Temmuz 2010 tarihli tebliğ değişikliğine değineceğiz... UZMANLAR TARAFINDAN ELEŞTİRİLMİŞTİ Doğum borçlanması uygulamasına yön veren Eylül 2008 tarihli tebliğ bazı sınırlamalar getirmişti. Söz konusu tebliğe göre; - 4/a sigortalısı olarak çalışmaya başlamışken doğum sebebiyle işten ayrılmak - İşten ayrıldıktan sonra 300 gün içerisinde doğum yapmış olmak, - Çocuğun sağ doğması ve yaşamış olması, - Doğumdan sonraki iki yılda çalışılmayan sürelerin bulunması. Doğum borçlanmasında, borçlanma talebinde bulunan kadınlara doğumdan önce sigortalı olma ve işten ayrıldıktan sonra 300 gün içerisinde doğum yapmış olmak şartlarının getirilmesi akademisyenler ve uzmanlar tarafından sıklıkla eleştirilmişti. Yine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2009/8312 Esas, 2010/2516 Karar numaralı ve 25.02.2010 tarihli Kararında da, SGK’nın 5510 sayılı Kanunda olmayan bir hükmünü Tebliğ ile düzenlemesi Kanuna aykırı bulunmuş, dava konusu olayda, ilk kez 506 sayılı Kanun kapsamında 01.6.1982 tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının, 3.3.1987 ve 21.3.1988 tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle, ancak doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla, hizmet akdine istinaden iş yerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarının dışında, başkaca bir şart aranmaksızın borçlanma hakkına sahip olduğu kabul etmişti. Bu yargı kararı sonucu tüm annelerin merakla beklediği yasal değişiklik nihayet gerçekleşti. 1 Temmuz 2010 tarihinde yeni Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ Resmî Gazete’de yayınlandı. Yeni Tebliğ’in “Borçlanma kapsamında olan süreler” başlıklı kısmına göre; -Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile, - 5510 sayılı Kanunun 4/a kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden iş yerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreler, borçlanma kapsamına alınmıştır. ÖNEMLİ YENİLİKLER GETİRİLDİ Sosyal Güvenlik Kurumu çıkarılan bu tebliğ ile sorunu kökünden çözmeyi hedeflemiş görülüyor. Şöyle ki; 2008 yılından günümüze kadar gelen uygulamada sadece çalışırken doğum yapan kadınlara borçlanma hakkı verilmişti. Halbuki, yeni tebliğ ilave olarak 5510 sayılı kanun kapsamında 4-a (SSK) kapsamında çalışan kadınlar doğum borçlanması imkanı getiriyor. Yani, doğum yaptıktan sonra çalışmaya başlayan kadınlar da geçmiş dönemde yaptıkları doğum nedeniyle borçlanabilecekler. Söz konusu tebliğin bir diğer önemli yeniliği yürürlük tarihinin geriye dönük olmasıdır. Hukukta kişilerin lehine olacak düzenlemelerin geriye yürütülmesi genel bir prensiptir. Bu prensipten hareket edilerek tebliğ çıkarılmıştır. Dolayısıyla tebliğin bu maddesinin yürürlük tarihinin geriye doğru 1 Ekim 2008 olarak belirlenmesi, sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce doğum yapan ve borçlandırma talepleri reddedilenler açısından isabetli olmuştur. Borçlanma anında çalışıyor olmak şart değil Yeni Tebliğin 6. maddesi hükmüne göre, hizmet borçlanmalarında, 5510 sayılı Kanun veya mülga sosyal güvenlik kanunlarına göre tescil edilmiş olmak yeterli olup, sigortalının kendisi tarafından yapılan başvurularda borçlanma talep tarihinde, hak sahiplerince yapılan başvurularda ise sigortalının ölüm tarihinde fiilen sigortalı olma şartı aranmayacak. Bu hüküm, yukarıda belirttiğimiz yargı kararında da vurgulanmıştı. Doğuma dayalı borçlanma talep tarihinde sigortalı olmanın gerekip gerekmeyeceği noktasında ise kanun koyucunun bahis konusu düzenlemede, doğuma dayalı borçlanma hakkını verdiği kişinin borçlanma talep tarihinde sigortalı olmasını gerekli gören bir ifadeye yer vermediği açıktır. Buna göre, sigortalı olanların yanında, hak sahiplerinin de, yazılı talepte bulunmaları halinde borçlanabilecekleri dikkate alındığında, böyle bir şartın var olmadığı belirgindir. Böylece doğum borçlanmasında sigortalılık şartının yani borçlanma anında fiilen çalışıyor olma şartının aranmaması gerektiği açıktır. Annelerimizi mahkeme kapılarından geri çeviren, dolayısıyla hem onları sevindiren SGK yetkililerine bu güzel kararlarından dolayı sizler adına teşekkür ediyorum. Tabii ki uygulamaya yön verecek genelge değişikliğinin de tebliği doğrultusunda olmasını temenni ediyoruz. Şerif Akçan http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?ID=457358 |