Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Çek mağdurları mı, kur mağdurları mı PDF Yazdır e-Posta
09 Ağustos 2010

Hatırlayacaksınız, geçen yıl karşılıksız çek konusunda hayli yazıp çizmiştik.

Sonrasında 3167 sayılı çek yasasını kuşa çevrilmiş ve hapislik hayatına geçici olarak son verilmişti.

Hapiste bulunanlar 1 Nisan 2010 tarihine kadar borçlarını 2 yıl içinde ödeyeceklerini taahhüt ederek hapisten kurtulmuşlardı.

Geçen bu sürede ne oldu?

Ehhh... Karşılıksız çek sayısında azalma görülmedi değil.

Bu azalma ticari cirolardaki küçülmelerden midir, bankaların çek hesabı açarken daha seçici olmalarından mıdır, yoksa yasanın bir işe yaramış olmasından mıdır? Elimde bir araştırma olmadığından bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var ki, bazı sonuçları pek iç açıcı değil.

Mesele yasa gereği 1 Nisan ile sınırlı olan anlaşma süreci bittikten sonra neler olduğudur.

Bu sürede borçların sağlıklı bir şekilde ödenip borçlu ve alacaklının sulh oldukları pek söylenemez.


Ödeyen de var,

Ödemeyip kaçak dolaşan da var,

Hatta kendini yurtdışına atıp kaybolanı da var,

Mafya veya tefeciden borç alıp ilk borcunu ödeyen ama mafya ve tefeciye ödeyemediği için infaz edileni var, alacaklının borçlusunu, borçlusunun alacaklısını darp ettiği durumlar var.

Kahrından hastalanıp yataklara düşen var, evlerden uzak, intihar eden de var.

Son zamanlarda karşılıksız çek mağdurlarının çeşitlerinde önemli bir değişim oldu.

Karşılıksız çek nedenleri içine istikrarsız giderek ani düşüşler yaşatan kur da katıldı,

Bu tür kurun yarattığı devasa zararlar, Veeee o zararlar nedeniyle ödenemeyen çekler,

Sonuç, çek mağdurları deyişini, ‘kur mağdurları' deyişine çeviren bir değişim.

Okurlarımdan L.C.'nin bana sitemi var ve bakın bu konuda ne yazıyor:

"Şevket Bey yazılarınızı sürekli takip ediyorken bıraktım. Bıraktım çünkü kurlardaki sorunları yazıyorsunuz, ‘Bu kurlar ile bu kadar' diyorsunuz da ihracatçı olup kurlardaki sorunlardan batan, ihracatçıların acınası, durumlarını dile getirmiyorsunuz. Nasıl kaçak yaşıyoruz bir bilseniz, elde yok, avuçta yok, nerelerden nerelere geldik, karşılıksız çeklerden adli para cezası alıp da hapse düşenleri, evindeki çocuk pusetine kadar icraya gidenleri, avukatların, yedieminlerdeki o pusetleri kurtarmak için verdikleri uğraşları da yazın, bir sorun Allah aşkına o çekler hangi nedenle karşılıksız çıktı."

Bir başka okurum L.Y. ise daha dertli:

"Şevket Bey örme-dokuma sektöründe 15 sene faaliyet gösterdim. İşletmemde yüzlerce kişi çalıştı. Kur darbesi yedim, battım, kaçağım. Terörist gibi ev ev aranıyorum. Resmi ve sivil polisler peşimde. Karşılıksız çek davalarından dolayı tek kuruş KDV–SSK–Bağkur ve vergi borcum olmadı. 400 milyara yakın devreden KDV alacağım var ve aranıyoruuuummmmm! Avrupa'ya kaçtım. Borcumun çoğunu ödedim, evdeki buzdolabına kadar verdim. Ama 100 dolarla bilinmezlere yelken açtım. Yaşım 45, sıfırdan tekrar bir şeyler yapacağım diye uğraşıyorum. Avrupa'da eskiden yollarda onlarca Türk TIR'ı görürdüm, 1800 km yol yaptım (bu arada halen şoförlük yapıyorum) tek bir tane Türk TIR'ı göremedim. Ekonomiyi ithalatla büyütenler utansınlar. Tek veri işsizliktir, o da doğru açıklanıyorsa. Kur darbesi yedim, çeklerimi ödeyemedim. Beni karşılıksız çekten mahkemeye veren battı, Mısır'a kaçtı, onu veren de battı şimdi Ukrayna'da, onu veren de battı Buca cezaevinde. Yazıktır, günahtır" şeklinde serzenişte bulunmakta.

Bu tür çarpıcı örnekleri çoğaltabilirim ama malum, bana ayrılan yer sınırlı.

Geçen hafta bu köşede ‘fiyat ve kur' anlamında 12 bilinmeyenli denklemden bahsetmiş ve ihracatçının 12 bilinmeyenli bu denklemi çözebilmesi için bir sihirbaz becerisine, bir kumarbaz şansına sahip olması, kısaca mucize yaratmasından bahsederek, "Gelin görün ki ihracatçı ne sihirbazdır ne de kumarbazdır" demiştim.

Her ikisi de olunamayınca önlerinde ‘kur mağduru' olmaktan başka bir yol kalmıyor.

Yeni tip çek mağdurlarının ana nedeni Kurlardaki ani düşüşlerin yarattığı zararlar. Bu zararları nedeniyle verdikleri çekleri karşılayamamaları ve sonuçta kur mağduru olmaları.

Sıklıkla duymaktayım. Çok sayıda ihracat bedeli gelen ihracatçı düşük kur nedeniyle dövizlerini bozduramayıp çeklerini erteleme çabasındalar. Bozdururlarsa ciddi zarar edecekler. Gelin görün ki o dövizlere güvenerek piyasaya verdikleri çekler de ödenmeyi bekliyor. Kredi kullanım imkânı olan bazı ihracatçılar kurlar ileride belki yükselir umuduyla TL kredisi kullanarak çeklerini ödeme çabasındalar. O kredinin vadesi geldiğinde kurlar yükselmişse ne ala. Yükselmemişse bir darbe de aldıkları krediden yiyerek kur mağduru olmaktan kurtulamamaktalar.

Yaklaşık 50 bin ihracatçının olduğu piyasada ihracatçılarımızdaki yapısal bozukluklar nedeni ile kur kaynaklı problemlerden korunmak için Forward ve Future gibi finans enstrümanlarını kullanmak gerekse de görülüyor ki ihracatçılarımız bu konuda da pek başarılı değiller.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=142737