Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vedat Özdan - Dâhilde işleme rejimi çerçevesinde yapılan ihraç kayıtlı teslimde (30.11.07) PDF Yazdır e-Posta
30 Kasım 2007

ihracat gerçekleşmezse satıcının KDV'si nasıl terkin ve iade olunur?

Bundan önceki yazımızda KDV Kanunu'nun 11/1-c maddesi ile geçici 17. maddesi uyarınca yapılacak tecil-terkin sistemi kapsamındaki teslimler arasındaki farkları DÜNYA Gazetesi'nin değerli okuyucularıyla paylaşmıştık. Bilindiği üzere KDV Kanunu'nun geçici 17. maddesine göre dahilde işleme ve geçici kabul rejimi çerçevesinde tecil-terkin uygulaması kapsamında satın alınan maddelerle üretimi yapılan malların, izin belgesinde öngörülen süre ve şartlara uygun olarak ihraç edilmesi gerekiyor. İhracatın bu süre içinde ve gereken şartlarla gerçekleşmemesi halinde, zamanında alınmayan KDV, tecil tarihinden itibaren vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle gecikme faizi ile birlikte alıcıdan, yani belge sahibinden tahsil ediliyor. Makalemizin konusu, belge sahiplerinin dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süre içerisinde ihracatı gerçekleştirmedikleri durumlarda, satıcıların tecil edilen vergilerinin terkin ve iadesini sağlamak üzere zamanında tahsil etmedikleri KDV'nin, vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle gecikme faizi ile birlikte belge sahiplerinden tahsilini sağlamak üzere yapılması gerekenleri okuyucuyla paylaşmaktır. Konuya ilişkin olarak referansımız Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın çok ilginç bulduğumuz 02.02.2006 tarih ve 5582 sayılı muktezasıdır.

Sistemin esası

KDV Kanunu'nun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, satıcılar tarafında tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilen bu verginin vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlıdır. Söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi gerekiyor. İhracatın süresi içinde ve aranan şartlara uygun bir şekilde gerçekleşmesi halinde tecil edilen KDV terkin olunuyor. Malum, ihracatın bu süre içinde veya varsa ek süre içinde yapılmaması halinde vergi ziyaı cezası uygulanmıyor. Sadece ve sadece imalatçıdan, gecikme zammı veya tecil faizi uygulanarak tarh edilmiş olan KDV isteniyor. Mevzuata göre 3 aylık süreyi takip etmek, imalatçının bağlı olduğu vergi dairesinin görevi. Vergi dairesi, bu süre içerisinde ibraz etmemişse imalatçıya matbu bir yazı gönderiyor ve yedi gün süre vermek suretiyle satıcıdan bir açıklama yapmasını veya ihracata ilişkin gümrük beyannamesini ibraz etmesini istiyor. Ancak kanunun geçici 17. maddesinde dahilde işleme rejimi kapsamında KDV ödenmeksizin dahilde alınan maddelerle imal edilen malların, belgede yazılı süre içinde ihraç edilmesi şart koşulmuş. O nedenle 3 aylık süre bu madde çerçevesinde yapılan teslimlerde işlemiyor. İhracatın belgede yazılı süre içinde yapılması kanunun açık hükmü ve bağlı olunan vergi dairesine tanınmış bir ek süre verme yetkisi de yok. Burada şu noktaya dikkat etmek gerekiyor: Satıcı firma, teslimin gerçekleştiği ay beyannamesine belge fotokopisini ekliyor; ancak vergi dairesinin, ne belgede yazılı süre içinde yapılan ihracatı, ne de yapılamayacağı artık kesinleşmiş olan ihracatı takip edebilmesi mümkün! Çünkü böyle bir mekanizma öngörülmemiş. Dolayısıyla sürece ihracat gerçekleşse de, gerçekleşmese de satıcı firmanın müdahalesi gerekiyor. Zira belge sahibinin, satıcının tecil edilen vergisini terkin ettirmek veya iade almasını sağlamak üzere, ne muhatap olacağı bir müeyyide var, ne de yararlanabileceği bir müşevvik ihdas edilmiş.

İhracat gerçekleşmezse satıcının mağduriyeti nasıl giderilecek

KDV Kanunu'na göre verginin mükellefi, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet çerçevesinde mal teslimi ve hizmet ifasında bulunanlardır. Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi cezası, sadece mükelleflere veya vergi sorumlusuna kesilebilir. Çünkü kanun sadece bunlar için "ödev" tesis etmiş. Bu itibarla KDV Kanunu'nun geçici 17. maddesi çerçevesinde yapılacak cezalı tarhiyatın belge sahibi adına yapılması icap ediyor. Bunun yapılabilmesi için, belge sahibinin tecil-terkin sistemine göre KDV ödemeksizin temin ettiği maddelerle imal ettiği malları süresi içinde ihraç edemeyeceğini bağlı olduğu vergi dairesine bildirmesi gerekiyor. Belge sahibinin yapacağı bildirim sadece daha az gecikme faizi ödemesine yarıyor. Başvuru yapılırsa vergi dairesi, tecil olunan KDV'yi belge sahibi adına tarh ve tahakkuk ettiriyor ve durumu satıcının bağlı olduğu vergi dairesine bildirerek satıcı adına tecil edilen verginin terkin ve iadesini sağlıyor. Muktezanın söylediği özetle bu. Tam bu aşamada, satıcının tecil edilen vergisinin terkin ve iadesi için belge sahibinin ödeme yapması gerekir mi? diye bir soru akla gelebilir. Bize göre gerekmez. Satıcının tahsil etmediği KDV'nin bu kez belge sahibi adına tarh ve tahakkuk etmesi yeterlidir. Ödeme şartı aranmamalıdır. Peki, belge sahibi başvurmazsa ve bağlı olunan vergi dairesi ihracatın gerçekleşmediğini veya belgede yazılı sürenin dolduğunu bir şekilde öğrenirse ne olacak? Bu durumda bize göre belge sahibinin bağlı olduğu vergi dairesinin belge sahibine vergi ve ceza ihbarnamesi göndermesi gerekiyor.

Belge sahibi durumu vergi dairesine bildirmekten imtina ederse

Belge sahibinin bağlı olduğu vergi dairesine başvurmazsa ve/veya teslim aldığı malları süresi içinde ihraç etmeyeceğini bir şekilde satıcı öğrenirse ne olacak? Bu sorunun da cevabı muktezada mevcut. Bu durumda satıcının yapması gereken ilk iş, yaptığı teslime ve belge sahibi alıcıya ait bilgileri vermek üzere kendi vergi dairesine yazılı olarak müracaat ederek durumu bildirmektir. Müracaat üzerine satıcının vergi dairesinin, daha önce tecil-terkin kapsamında tahsili yapılmayan verginin bu kez belge sahibi adına tarh edilmesini sağlamak üzere belge sahibinin bağlı olduğu vergi dairesine başvurması gerekiyor. Başvuru üzerine belge sahibinin bağlı olduğu vergi dairesi, teslime ve tecil-terkine ilişkin bilgi ve belgeleri aldıktan sonra ikmalen tarhiyatı yapacak ve bilahare satıcının bağlı olduğu vergi dairesine verginin tarh edildiğini bildirecektir. Bu bildirim üzerine satıcının tecil edilen KDV'si terkin olunacak; hatta teslimin yapıldığı ay beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV varsa, tecil edilebilir KDV, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın satıcıya iade olunacaktır. Satıcı tarafından ister mahsuben, isterse nakden yapılması talep edilmiş olsun, bu iadede, ne teminat, ne de YMM raporu aranacaktır. O nedenle ihraç kayıtlı teslim yapan mükellef okuyuculara, kanunun hangi maddesine göre ihraç kayıtlı teslim yaptıklarına dikkat etmelerini ve kanun maddeleri itibariyle sorumluluklarını doğru idrak etmelerini tavsiye ediyoruz.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=336034&dept_id=80