Maliye "maaş promosyonunda KDV var" dedi |
|
|
|
20 Ağustos 2010 |
Bankaların personel maaşlarının kendilerinden ödenmesi için verdikleri savaş, zaman içinde boyut değiştirdi.
Klima cihazı, lap-top ve benzeri küçük hediye vermeyle başlayan bu savaş, personel sayısına göre lüks araç vermeye kadar geldi. Devlet dairelerinde bu iş üst yöneticilerin kişisel zenginleşmesine yol açar hale gelmesiyle bu konuda bir düzenleme yapmak zorunlu oldu ve konuyla ilgili bir Başbakanlık genelgesi yayınlanarak (devlette çalışanların maaşlarına ilişkin) promosyonların nakit alınma ve personele dağıtılma zorunluluğu getirildi. Hele de Eylül 2008 döneminden itibaren özel sektörde de tüm maaşların bankadan ödenme zorunluluğu getirilince, iş iyice çığrından çıktı bankalar savaşı giderek kızıştı. **** Bu, işin bankalarla yani promosyonu verenlerle ilgili yönü. Konunun bir de promosyonu alanlar açısından sonuçları vardı ve bu da vergiydi. Bu konuda maliyenin bile kafası karışıktı. Farklı yerlerde farklı uygulamalar yapıldı. Kimi yerel idareler alınan bu promosyonların alan kurumda vergilenmesi gerektiği, bu promosyonların ticari kazancın bir unsuru sayılıp gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulması; çalışanlara aktarılması halinde ise ücret olarak vergilenmesi gerektiği yönünde görüş verdiler. Kimi yerel idarelere göre ise bu promosyonlar veraset ve intikal vergisine tabiydi. Yani alan kişi bunu herhangi bir edim karşılığında almıyordu ve bu nedenle de ister kurum olsun ister şahıs firması olsun veraset ve intikal vergisi ödemeliydi. Sonunda Gelir İdaresi Başkanlığı bu konuda bir sirküler yayınlayarak, tartışmaya son noktayı koymayı amaçladı. 2008 yılı sonunda yayınlanan 4 nolu Veraset ve İntikal Vergisi Sirküleri’nde promosyonu işverenlerin alması halinde alınan bu bedellerin veraset ve intikal vergisi konusu olmadığı ve işverenin ticari kazancı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Alınan promosyonun çalışana dağıtılması halinde ise ücretliler yönünde herhangi bir vergileme söz konusu olmayacaktı. Ancak bu sirkülerin çözmediği konu ise KDV konusu idi. Eğer promosyon işveren tarafından alınıyorsa bankaya fatura kesilecek mi? ve KDV uygulanacak mı? bu sirkülerde değinilmemişti. Bu konudaki ilk yazımızda İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın konuya ilişkin verdiği bir mukteza da alınan banka promosyonu karşılığında fatura düzenlenmesi ve bu faturada da yüzde 18 oranında KDV hesaplanması gerektiği şeklinde görüş bildirdiğini belirtip bu görüşe katılmadığımızı da ifade etmiştik. Ancak bu konuda zaman içerisinde alınan çok sayıdaki muktezadan anlaşılıyor ki, maliye “maaş promosyonları KDV’ye tabi” diyor ve demeye devam edecek. Dolayısıyla bu görüşe uymak zorunlu hale geliyor. Burada tek problem bankalarla bu konuda anlaşabilmekte. Banka, ben KDV’ye karışmam diyor ve böyle olunca da KDV işverenlerden çıkmış oluyor. Yani işveren aldığı promosyonun içinde yüzde 18’lik kısmı götürüp vergi dairesine yatırıyor. Bankaların kendilerine göre de bir gerekçeleri var. “Biz KDV mükellefi değiliz” diyorlar. Oysa bu sağlam bir gerekçe değil. Bu sonuç itibarla bir anlaşma. Anlaşma en başta KDV hariç yapılırsa, banka KDV’ yi kuzu kuzu ödemek zorunda ve indirip indirememek de kendi sorunu. Sonuçta banka, aracı benzin alırken istasyona “ben KDV mükellefi değilim yakıt bedelinden KDV’yi düş” diyebiliyor mu? Dolayısıyla yeni dönem sözleşmelerinizde KDV konusunu açıklığa kavuşturmayı ve ayrıca KDV almayı unutmayın. Atilla Dölarslan http://www.gozlemgazetesi.com.tr/yazar/20176-maliye-maas-pro... |