Kat karşılığı inşaatta arsa sahibi adına yapılan giderler |
|
|
|
24 Ağustos 2010 |
Konuya ilişkin Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 10.07.2006 Tarihli özelge özeti aşağıdaki gibidir. İlgide kayıtlı dilekçenizde; kat karşılığı inşaat müteahhitliği faaliyetinden dolayı…………… Vergi Dairesi Müdürlüğünün …………….vergi numarasında kayıtlı gelir vergisi mükellefi olduğunuzu, yapı denetim sözleşmesi gereği yapı sahibi tarafından ödenmesi gereken ancak, tarafınızca yapılan ödemelerin inşaatın maliyetini oluşturduğunu belirterek; tarafınızca ödenen ancak yapı sahibi adına düzenlenen bu belgelerin gider belgesi olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda görüş talep etmektesiniz. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasında yapı denetim hizmetinin, yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütüleceği ve yapı sahibinin yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil olarak tayin edemeyeceği, aynı Kanunun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedileceği hükme bağlanmıştır. Konu ile ilgili olarak, 12.08.2001 tarih ve 24491 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliğinin “Yapı Denetimi Hesabının Tutulması” başlıklı 13’üncü maddesinde; yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin karşılanması amacıyla, il özel idareleri ve belediyeler adına bankada yapı denetim hesabı açılacağı, yapı denetim için 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile öngörülen hizmet bedellerinin yapı sahipleri tarafından bu hesaba yatırılacağı açıklamalarına yer verilmiştir. Diğer yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin 1’inci bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bir giderin kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğunun kabulü için; giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması gerekir. Öte yandan; bu giderlerin tevsik edici belgelere dayanması (fatura, fatura yerine geçen vesikalar gibi) ile yasal kayıtlarda izlenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi gereği vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olup, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hüküm altına alınmıştır. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanuna göre hizmet bedellerinin yapı sahibince ödenmesi gerektiğinden bu ödemelere ilişkin belgeler de yapı sahibi adına düzenlenmektedir. Ancak Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre vergilendirmede olayın gerçek mahiyeti esas olduğundan söz konusu ödemelerin yapı sahibi adına tarafınızca yapıldığının aranızda düzenlenen ve bu hususlarında yer aldığı sözleşme veya banka dekontu ile belgelendirilmesi halinde bu ödemelerin GVK’nın 40’ıncı maddesine göre ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 10.07.2006 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01/ Sayılı Özelgesi) Nexia |