Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
YARGI KARARLARINDA EMLAK VERGİSİ PDF Yazdır e-Posta
25 Ağustos 2010

1. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2005/5384, K.2006/1313 sayı ve 13.4.2006 tarihli kararı

"Vergi mahkemesince davacı vakfın, vergisi uyuşmazlık konusu binaları kendi okullarına kiraya vermek suretiyle kira bedeli aldığı, dolayısıyla Emlak Vergisi Kanunu'nun 4/m bendi uyarınca muafiyet kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı vakfın kendisine ait binalardan aldığı ücretin, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın tenkiti üzerine alınması öngörülen ve her yıl miktarı vakıf ekspertiz şirketince belirlenen bir bedel olduğu, diğer bir ifade ile hukuken geçerliliği bulunan kira sözleşmelerine istinaden alınan kira bedeli olmadığı anlaşıldığından, vakfın bina vergisi yönünden muafiyet kapsamında görülmemesinde hukuka ayarlık bulunmamaktadır. Bu durumda, Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınan davacı vakfa ait binalar, 1319 sayılı EVK'nın 4/m maddesinde öngörülen vakıf senedindeki cihete tahsis edilmiş ve kiraya verilmemiş olma koşullarını birlikte taşıdığından bina vergisinden muaf olduğu açıktır."

2. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2006/486, K.2007/1597 sayı ve 3.5.2007 tarihli kararı

"Davacı şirketin (…) AŞ olan unvanını, (…) AŞ olarak değiştirerek bunu tapu kütüğüne tescil ettirmesinde, tapuya kayıtlı taşınmazların malikinin değişmediği, sadece bu taşınmazların malikinin unvanının değiştiği, Emlak Vergisi Kanunu'nun 33/6. maddesinde belirtilen mükellefin değişmesi halinin gerçekleşmediği, anılan fıkrada bahsedilen mükellefin değişmesinin üçüncü kişilere devir halinde söz konusu olacağı, unvan değişikliğinin mükellef değişikliği anlamına gelmediği açıktır. (…) Bu durumda, davacı şirketin mükellef değişikliğine ilişkin bildirimi süresinde yapılmadığından bahisle kesilen cezada yasal isabet yoktur."

3. Danıştay 9. Dairesi'nin E.1997/3722, K.1998/2442 sayı ve 10.6.1998 tarihli Kararı;

"Yükümlü şirkete ait olan taşınmazlar, idare mahkemesinin iptal hükmü uyarınca vergilerin tarh döneminde (...) Belediyesinin mücavir alanı içinde bulunduğundan ve ayrı bir tüzel kişiliği olan (…) Belediyesine yapılan ödemeler davalı belediyeye ödeme anlamına gelmeyeceğinden ödeme emrinin onanması gerekirken dava kabul edilerek terkin edilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Öte yandan, yükümlünün (…) Belediyesine yanlışlıkla ödediği vergileri, Vergi Usul Kanunu'nun ‘düzeltme ve şikayet' müessesesi yoluyla zamanaşımı süresi olan 5 yıl içinde geri alması olanağı da bulunmaktadır."

4. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2007/2145, K.2007/4981 sayı ve 13.12.2007 tarihli Kararı;

"Emlak Vergisi Kanunu'nun muafiyetlere ilişkin 14. maddesinin (g) fıkrasının uygulanması ile ilgili 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nin "Arazi vergisi ile İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1 Bölümünde de; "Emlak Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesine eklenen ( g ) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi olarak muaf tutulmuştur. Ancak, anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." açıklaması bulunmaktadır. Anılan 14. maddenin (g) fıkrası hükmüne göre bir arazinin emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir. Öte yandan, anılan Kanunun 12. maddesinde Kanunun diğer maddelerinde geçen arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtildiğinden ve 14. maddenin (g) fıkrasının parantez içi hükmünde de gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç ibaresi yer aldığından, sözü edilen maddedeki ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanmama şartının sadece araziler için geçerli olmayıp, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziler için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, vergisi ihtilaflı arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu görülmektedir. Olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan söz konusu arsanın kiraya verildiği veya ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda herhangi bir iddia ve tespit bulunmaması karşısında, taşınmazın mevcut haliyle Yasa'da daimi muafiyet için öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle de, emlak vergisinden daimi muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, söz konusu verginin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmemiştir."

5. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2000/1167, K.2000/2252 sayı ve 29.6.2000 tarihli Kararı;

"(…) 1996 yılında yapılan kamulaştırma ile taşınmazın mülkiyeti kamulaştırmayı yapana idareye geçtiğinden ve bu durumda kamulaştırılan taşınmaza ait emlak vergisi kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceğinden, yükümlünün kamulaştırmadan sonraki yıl olan 1998 yılı emlak vergisi ödeme mükellefiyeti bulunmayıp, adına ödeme emri düzenlemesinde ve mahkemece bu ödeme emrinin onanmasında isabet görülmemiştir."

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=158&H...