ÜCRETLİLERE vergi iadesi, 1 Ocak 2007’den itibaren kaldırıldı. Bunun yerine getirilen "asgari geçim indirimi", 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren uygulanacak. 2007 yılına gelince... Ücretliler açısından bu anlamda "kayıp bir yıl" oldu. Asgari geçim indirimi, yaklaşık 10 milyon ücretliyi ilgilendiriyor. Ücretlilerin ailesi de göz önüne aldığında, neredeyse nüfusun yarısını ilgilendiriyor. Dikkatinizi çekmiştir, birkaç gündür, gazete ve televizyonlarda, ücretlilerin 2008 yılı asgari geçim indirimi tutarı ile ilgili tablolar yayınlanıyor. Merak edip bakıyoruz; aylık gelir artışı bekarlarda 43.88 YTL, çalışmayan eş için ayrıca 8.78 YTL, birinci çocuk için 6.58 YTL diye liste uzayıp gidiyor. Hemen belirtelim, 2008 yılında uygulanacak asgari geçim indirimi ile ilgili rakamlar, henüz netleşmedi. Nedenine gelince, 2008 yılı asgari geçim indirimi tutarı, 2008 yılına ait asgari ücretin brüt tutarı üzerinden hesaplanacak. 2008 yılı asgari ücreti şu anda belli değil. O halde, 2008 yılı asgari geçim indirimi tutarı da henüz netleşmiş değil. 2008 yılı asgari ücreti belli olduğunda, netleşecek olan rakamları, yakında bu köşede açıklayacağız. BARDAĞIN DOLU TARAFI Asgari geçim indirimi uygulamasının, çok sayıda olumlu yönü var. Örneğin; - Asgari geçim indirimi, çağdaş ülkelerin büyük kısmında, öteden beri uygulanıyor. Türkiye’de de 2008 yılından itibaren uygulanacak olması olumlu bir gelişme. - Asgari geçim indirimi, asgari ücretliler açısından vergi iadesine kıyasla daha avantajlı!.. - Eşi çalışmayan ve dört çocuğu olan asgari ücretli, hiç gelir vergisi ödemeyecek. - Özellikle net ücret ödenen işyerlerinde, işveren açısından "istihdam üzerindeki yük" azalmış olacak. Bu da kayıtdışı istihdamın azalması yönünden, önemli bir adım. BARDAĞIN BOŞ TARAFI - Vergi iadesi uygulamasında, ücretin tutarı yükseldikçe, alınan vergi iadesi de artıyordu. Asgari geçim indirimi uygulamasında, olay farklı; asgari ücret ile örneğin 3 bin YTL ya da 5 bin YTL ücret alanın geçim indirimi tutarı aynı olacak. Medeni durumuna göre, asgari ücretlinin indirimi, yüksek ücretliden daha fazla da olabilecek. - Özel sektörde, işçi ile işveren genellikle "net ücret" üzerinden anlaşmaya vardığı için, asgari geçim indiriminden kaynaklanan avantajın, işçiye değil işverene yansıması sözkonusu. İşveren işçiye "Evladım sen zaten vergi ödemiyordun ki vergiyi senin adına ben ödüyordum" diyebilecek. - Vergi iadesi kaldırılırken, fiş ve fatura alınıp verilmesi olayında, ciddi bir gerileme olacağı göz ardı edildi. Fiş ve fatura almayı teşvik eden "kazı-kazan" veya başka bir uygulama da getirilmeyince, KDV gelirlerinde önemli gerileme oldu. Vergi iadesinin, fiş ve fatura almaya zorlayıcı bir yönü vardı. Vergi iadesi kalkınca, çok kişi fiş ve fatura almaz oldu. Böyle olunca, verilmeyen fişin KDV’si satıcının cebine gitti. Ayrıca, gelir ya da kurumlar vergisi de ödenmedi. Sonuç olarak, kayıtdışılık arttı. - Asgari geçim indirimi, yabancı ülkelerde tüm vergi mükelleflerine uygulanıyor. Türkiye’de yalnızca ücretlilere uygulanması, önemli bir eksiklik. Asgari geçim indiriminin, beyanname veren vergi mükelleflerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesinde yarar var... http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7792576.asp?yazarid=82 |