Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kurumlar Vergisi Açısından Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satış Kazancı İstisnası ve Özellik Arz Eden Hususlar PDF Yazdır e-Posta
05 Eylül 2010

Image

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının  satışından doğan kazançlara ilişkin istisna düzenlenmektedir.

Söz konusu maddeye göre; kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

II- TAŞINMAZ VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

A- İSTİSNANIN GENEL KOŞULLARI

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan düzenleme ve 1(1) ve 3(2) Sıra No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamalar incelendiğinde istisna uygulamasından faydalanılabilmesi için gerekli şartla şu şekilde özetlenebilir.

a- İstisnadan faydalanacak iktisadi kıymetlerin 2 tam yıl (730 gün) süreyle aktifte bulundurulması gerekmektedir.

b- Söz konusu iktisadi kıymetlerin satışından elde edilecek kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar söz konusu fon hesabında tutulması gerekmektedir (Söz konusu kazanç sermayeye ilave edilebilir).

c- Fon hesabına alınma işleminin, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir.

d- Satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerekmektedir.

e- Satış bedelinin nakit olarak tahsil edilmesi nakit olarak tahsil edilmese de her an nakde dönüştürülmesi kolay altın, Devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresi'nce çıkarılan veya İMKB'de işlem gören hisse senetleri, tahvil ve bonolar ile de tahsil edilebilmesi mümkündür. Ancak, bu kıymetlerin en geç iki yıllık tahsil süresinin sonuna kadar nakde dönüştürülmesi gerekir.

f- Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır. Ancak; ticari amaçlı olmayan taşınmazlar veya dolaylı olarak diğer şirketlerin yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılmak üzere edindiği ortaklık payları istisna uygulamasına konu olabilecektir.

B- İSTİSNA KAPSAMINA GİREN İKTİSADİ KIYMETLER

İstisnadan faydalanabilecek iktisadi kıymetlerin kapsamına nelerin dahil olacağı ise aşağıda belirtilmiştir.

● Taşınmazlar

Taşınmaz tanımına, taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olan unsurları girerken taşınmazın eklentisi niteliğinde olan unsurlar girmeyecektir. Diğer taraftan taşınmazların neler olduğu ise Türk Medeni Kanunu'nun 704. maddesinde;

- Arazi,

- Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,

- Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler

olarak belirtilmiştir.

● İştirak Hisseleri

İştirak hisseleri kapsamında değerlendirilecek kıymetler aşağıda belirtilmiştir.

- Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanunu'na göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),

- Limited şirketlere ait iştirak payları,

- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları,

- İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,

- Kooperatiflere ait ortaklık payları.

Diğer taraftan, Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenleme ve denetimine tabi fonların katılma belgeleri ise iştirak hissesi olarak değerlendirilmeyecektir.

● Kurucu Senetleri ve İntifa Senetleri

● Rüçhan Hakları

III- TAŞINMAZ VE İŞTİRAK HİSSELERİ İLE KURUCU SENETLERİ, İNTİFA SENETLERİ VE RÜÇHAN HAKLARI İSTİSNASINA İLİŞKİN ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR

A- İKİ TAM YILLIK SÜRENİN TESPİTİNE İLİŞKİN ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR

Aşağıda istisnadan faydalanılabilmesi için gerekli olan 2 tam yıllık aktifte bulunma şartına ilişkin hususlar özetlenmiştir.

● Kurumların mevcut hisse senetleri dolayısıyla ellerinde bulunan rüçhan hakkı kuponları karşılığında itibari değeriyle yeni hisse senedi iktisap etmeleri veya iştirak edilen kurumun yapmış olduğu sermaye artışı dolayısıyla bedelsiz olarak hisse senetleri iktisap etmeleri halinde yeni iktisap edilen söz konusu hisse senetleri açısından iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleri ya da iştirak hissesinin iktisap tarihi esas alınacaktır.

● Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınacaktır.

● Kurumlar tarafından, inşaatı henüz tamamlanmayan, fiilen kullanma imkanı da bulunmayan binaların satılması halinde; kurum aktifinde iki tam yıl kayıtlı olması koşuluyla, sadece binanın arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

Ancak, arsa üzerinde inşa edilen ve aktife kaydedilen binanın, kurum adına tapuya tescil edilerek satılması halinde, satılan binanın iki yıllık aktifte bulundurulma süresinin başlangıç tarihi olarak, inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarih esas alınacaktır.

● Kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı kuruma ait değişik tarihler itibarıyla iktisap ettikleri iştirak hisselerinin bir kısmını satmaları durumunda, söz konusu iştirak hisselerinin iki tam yıl aktifte yer alma şartını sağlayıp sağlamadığının tespitinde ilk giren ilk çıkar (FİFO) yönteminin kullanılması gerekmektedir.

B- İSTİSNAYA İLİŞKİN GİDERLER VE KREDİ FAİZLERİNİN KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır.

Söz konusu madde hükmü incelendiğinde kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderler ile istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkmaktadır. İstisna kazançlar elde edilirken, giderlerin yanı sıra gider fazlalığı sebebiyle doğan zararların da aynı kapsamda değerlendirileceği tabii olup, düzenleme ile konuya ilave açıklama getirilmiş ve muhtemel tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.

Yine madde hükmü göz önünde bulundurulduğunda; kredi ile alınan taşınmazların satılması durumunda söz konusu taşınmazlar için ödenen kredi faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmayacağı anlaşılmaktadır.

KVK'nın 5/3. maddesi hükmü ve maliyet bedelinin tespitine ilişkin genel esaslar birlikte değerlendirildiğinde; kredi ile alınan bir gayrimenkulün kredi borcu ödemesi bitmeden veya bittikten sonra satılması halinde hem aktife alma tarihinden sonraki maliyete eklenmemiş finansman giderleri, hem de satış tarihinden sonraki finansman giderleri kurum kazancı açısından kanunen kabul edilmeyen gider haline gelecektir. Zira KVK istisna kazançlara ilişkin giderlerde sadece iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin kazançtan indirilmesine izin vermektedir. Bunun dışında kalan giderler sadece istisna kazanç tutarının hesabında dikkate alınmalı ve istisna dışı kurum kazancını etkilememelidir.

C- KAZANCIN HESAPLANMASINDA, KUR FARKI VE VADE FARKLARININ DURUMU

İstisna kazancı tespit edilirken fiilen  gerçekleşen satış fiyatı esas alınacaktır. Bu tutar dışında herhangi bir ilave veya eksiltme dikkate alınmayacaktır. Satış kazancı, satış işlemi ile birlikte oluşacağından istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacaktır. İstisna kapsamındaki değerlerin satışından kaynaklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan döviz üzerinden veya vadeli olarak gerçekleşen satışlarda, yabancı paraların ya da alacakların değerlemesinden kaynaklanan unsurlar vergi matrahının tespitinde gelir veya gider unsuru olarak dikkate alınacaktır.

Örnek: (X) A.Ş. aktifinde kayıtlı bulunan 1.500.000 TL maliyet bedelli taşınmaz, 30 Eylül 2008 tarihinde 1.300.000 ABD Doları bedelle vadeli olarak satılmıştır.

Satış bedelinin, 1000.000 ABD Doları peşin olarak alınmış olup, kalan 300.000 ABD dolarlık kısmı ise 30 Eylül 2009 tarihinde tahsil edilecektir (30 Eylül 2008 tarihinde 1$ =1,6 TL, 30 Eylül 2009 tarihinde 1$ =1,8 TL'dir.).

Buna göre,

Satış bedeli......... 1.300.000 x 1,6 = 2.080.000 TL

Satış kazancı....... 2.080.000 ' 1.500.000 = 580.000 TL

İstisna kazanç tutarı     580.000 x %75 = 435.000 TL

Yukarıda yapılan hesaplamalardan da anlaşılacağı üzere istisnadan faydalanacak kazanç tutarı 435.000 TL'dir. 2009 yılında oluşacak (300.000 x 0,2=) 60.000 TL kur farkı gelirleri ise istisnadan faydalanamayacak ve vergi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınacaktır.

D- DİĞER ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR

● Bildiğimiz üzere holdinglerin temel amaçları başka işletmelere iştiraktir. Bu çerçevede holding şirketlerin kısa vadeli fiyat değişimlerinden yararlanarak kâr elde etmek amacıyla, geçici bir süre elde tutulmak üzere aldıkları hisse senetleri veya ortaklık payları istisna hükümlerinden faydalanamayacaktır. Ancak, holding şirketlerin aktiflerinde iştirak amacıyla iktisap ettiklerini ve elde tuttuklarını ispat ve tevsik ettikleri iştirak hisseleri istisna kapsamında değerlendirilecektir.

● İstisna uygulanabilmesi için taşınmazlar ile iştirak hisselerinin satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu aktif kalemlerin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası gibi işlemler istisna kapsamına girmemektedir.

● Taşınmazlarda, mülkiyetin devri tapuya tescil ile gerçekleşeceğinden satış vaadi sözleşmeleri ile tahsil olunan bedeller dolayısıyla istisnanın uygulanması mümkün değildir.

● Sermaye yedekleri kullanılmak suretiyle veya dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması suretiyle sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse senetlerinin satışından doğan kazançların %75'i de maddede yer alan şartlar dahilinde kurumlar vergisinden istisna edilecektir.

IV- SONUÇ

Taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesinin temel amacı satış sonrasında oluşan kaynakların kurum faaliyetinde kullanılarak, kurumların borçlanma yoluna gitmeksizin kendi öz kaynaklarıyla faaliyetlerinin devamlılığının sağlanmasıdır. Bu amacı gerçekleştirmek için; söz konusu satış işlemlerine ilişkin istisna KDV, BSMV, tapu kadastro harcı ve damga vergisi yönünden de genişletilerek mükelleflere büyük avantaj sağlanmıştır(3).

İdris ŞENYURT*

Yaklaşım

*    Hesap Uzmanı

(1)  03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(2)  20.11.2008 tarih ve 27060 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(3)  Muzaffer KÜÇÜK, Vergi Dünyası, Sayı: 347, Temmuz 2010