Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yıllık Ücretli İzin Süresi İş Kazasında Fiili Çalışma Sayılırken, Sigorta Prim Teşviklerinde Pasif Çalışma Sayılması Çelişki midir? PDF Yazdır e-Posta
12 Eylül 2010

Image

5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigorta Kanunu 01.10.2010 tarihinde tümü ile yürürlüğe girmesinden önce ve sonra yapılan eleştiriler doğrultusunda, eksik ve hatalı yönleri fark edilerek zaman, zaman gerekli değişiklikler yapılardaki[1], SGKca uygulamaya konmuştur. 5510 sayılı Kanunun uygulamasında yine, aynı konudaki farklı uygulamalar ve yaklaşımlar nedeniyle çelişkiler görülmektedir.

I- GİRİŞ

 

Bu makalede yıllık ücretli izin süresinin, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun uygulanması sırasında fiili çalışma, 4447 sayılı Kanunun geçici 7 ve 9. maddesindeki sigorta prim teşvik uygulamasında pasif çalışma uygulamasındaki farklı yaklaşım değerlendirilecektir.

 

II- YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRESİ VE SİGORTA PRİMİ

 

5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigorta Kanununun yürürlüğü girdiği 01.10.2010 tarihine kadar, 4857 sayılı İş Kanununun 61. maddesindeki, Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunur. hükmü gereğince, yıllık izin süresinde ödenen ücretlerden, İhtiyarlık, malûllük, ölüm, Uzun vadeli sigorta kolu ile hastalık ve analık kısa vadeli hastalık ve analık sigorta kollarından sigorta primi kesilirken,  yukarıda madde metnindeki özel düzenleme gereğince,  iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi kesilmemekte idi. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğü girmesiyle birlikte, anılan Kanunun 80. maddesinin (ç) fıkrasındaki; Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz. hükmü ile diğer kanunlardaki, bu arada 4857 sayılı İş Kanununun 61. maddesindeki iş kazası ile ilgili özel iş kazası ve meslek hastalığı prim istisnası dolaylı olarak kaldırıldığından, 01.10.2008 tarihinden itibaren İşverenlerce kullandırılan yıllık ücretli izin süresi karşılığında ödenen izin ücretinden de iş kazası ve meslek hastalığı primleri de kesilmeye başlanmış, kullandırılan izin süresi düzenlenen ücret bordrolarında gösterilmeyerek, fiili çalışma olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

 

Tüm sigortacılık hizmetleri, çeşitli sigorta risklerine karşı, (Yangın, deprem, Sel, kaza, hastalık, analık, ölüm, iş kazası ve meslek hastalığı, malûllük, ihtiyarlık, riski gibi) belirlenen riskin gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen kayıp ve zararların giderilmesine yönelik tedbir alınması amacını hedeflemektedir.

 

İş kazası ve meslek hastalığı sigortalığı da, bir işyerinde yapılan işin iş  kazası ve meslek hastalığı tehlike derecesi ve riskine göre, Bakanlar kurulunca düzenlenerek[2] yürürlüğe konmuş olan iş Kazası ve meslek Hastalığı Primi tarife cetveline göre, sigortalıların ücret kazancından  sigorta primi kesilmesi ve karşılığında iş kazası ve meslek hastalığının vukuu  halinde, sigortalıya, gerekli sağlık yardımlarının yerine getirilmesi,  geçici veya sürekli iş göremezlik geliri vermek, malûllük aylığı bağlamak, yada, sigortalının ölümü halinde, geride kalan eş ve çocuklarına yada, anne ve babasına ölüm aylığı bağlamak  şeklinde uygulanmaktadır. Yıllık ücretli izin süresinde işçinin çalışmaması nedeniyle, iş kazası uğrama riski olmadığından, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta priminin alınmasının haklı bir gerekçesi ve mantığı da bulunmamaktadır.

 

İş kazası ve Meslek Hastalığı Prim Tarife cetvelinin 11. maddesindeki,

 

1- Kurum, her yıl yapacağı hesaplamalar ile dereceleme hesabının yapıldığı yıldan önceki 3 takvim yılı içinde aynı işkolunda kırkbin ve daha fazla gün için sigorta primi tahakkuk ettirmiş olan işyerlerini derecelemeye tabi tutar.

 

2- Bu işyerlerinin girecekleri tehlike dereceleri; derecenin belirlendiği yıldan önceki 3 takvim yılı içinde meydana gelerek Kurum kayıtlarına intikal eden ve işyerlerinin özel şartları ile tehlikeyi önlemek için alınmış olan emniyet tedbirlerinin de sonucunu gösteren iş kazaları, meslek hastalıkları, sürekli iş göremezlik ve ölüm olaylarına göre işyerlerinin tehlike ağırlığı dikkate alınarak Kurum tarafından üst, normal veya alt derece olarak belirlenir. hükmüne göre, Bir işyerindeki 3 yıllık faaliyet döneminde 40,000 günlük kazanç bildirimi yapılmış ve iş kazası ve meslek hastalığı yönünden, SGKnın sağladığı, sağlık, iş göremezlik ve ölüm yardımların miktarı düşük seviyede (tehlike derecesi daha düşük işyerlerinden az seviyede) gerçekleşmişse, İş kazası ve meslek hastalığı prim oranı %0,2 oranında düşürülebilmektedir. Hal böyle olunca, Yıllık İzin süresinde, hiçbir iş kazası ve meslek hastalığı gerçekleşmeyeceğinden, SGK.unun sağlayacağı herhangi bir iş kazası yardımı ve gideri olmayacağına göre, Yıllık İzin Ücretinden, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta priminin de kesilmemesi yönünde bir düzenleme yapılması isabetli olacaktır.

 

III- SİGORTA TEŞVİK PRİMLERİ VE YILLIK İZİN SÜRESİ

 

4447 sayılı Kanuna 5763 sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen, geçici; 7. maddesinde, 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlarla,  yaş şartı aranmaksızın, 2008 Ocak ile 2008 Haziran aylarına ilişkin veya 2008 Aralık veya 2009 Ocak aylarında verilen sigortalı aylık hizmet ve kazanç bildiriminde gösterilen işçilerden olmamak şartıyla, 01.07.2008 tarihinden geriye doğru 12 aylık dönemdeki çalıştırılmış olan ortalama sigortalı sayısının üzerinde olmak üzere, 30.06.2010 tarihine kadar işe alınan ve fiilen çalışan işçilerin, asgari kazanç tutarı üzerinden 506 Sayılı Kanunun 72 ve 73. maddelerinde sayılan primlerinin işveren hisselerinin, birinci yıl %100ü, ikinci yılı %80i, üçüncü yılı %60ı, Dördüncü yılı %40ı, Beşinci yılı %20si işsizlik fonundan karşılanmak suretiyle sigorta prim desteği sağlanmaktadır.

 

Yine, 4447 sayılı Kanuna 5921sayılı kanunla eklenin geçici 9.madde gereğince, 2009 Nisan ayında çalıştırılmış olan sigortalı sayısının üzerinde 18.08.2009-31.12.2009 devresinde, 2009 Ekim ayında çalıştırılmış işçi sayasının üzerinde 01.01.2010-31.12.2010 devresinde işe alınacak her işçinin(İşe girişinden önceki 3 aylık dönemdeki aylık prim ve hizmet belgelerinde gösterilmemiş olmak şartıyla) asgari kazanç üzerinden işveren sigorta prim hissesi, işsizlik sigortası fonundan karşılanmak suretiyle, Hazinece prim sigorta desteği sağlanmaktadır.

 

4447 sayılı Kanunun geçici 7. Ve 9.maddeleri gereğince sağlanan sigorta prim teşvik desteği, sigortalının aktif olarak çalıştığı fiili günler için sağlanmaktadır. Bu nedenle aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesi ve verilmesi sırasında, sigorta teşvikinden faydalanmayanlar için ayrı, sigorta teşviklerinden yararlanan sigortalılar için ayrı, sigorta teşvikinden yararlanmakla birlikte yıllık izin veya raporlu olmaları nedeniyle ayın bazı günlerinde sigorta teşvikinden yararlanılmayan süreler için ayrı aylık prim ve hizmet belgesinin ve eksik gün bildirimin yapılması gerekmektedir. İşyerinde yapılan denetimlerde,  işverenlerin birden çok belge düzenlemenin zorluğu nedeniyle ve ayrıca, sigorta prim teşvikinden izin süresinde yonsun kalmamak bakımından,  yıllık izin kullandırılması durumunun sadece yıllık izin defterinde gösterilmekle yetinildiği, yıllık ücretli izinlerle ilgili aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmediği görülmektedir.

 

Yıllık izinli veya rapor süresinde bu teşvikler sağlanmazken, İşçinin(sigortalının)  çalışmadığı hafta tatil ve genel tatil günü fiili çalışma sayılarak,  bu tatil günleri için sigorta prim teşviki sağlanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 55. maddesinde,  hafta ve genel tatil günlerinin yanı sıra yıllık izin süresi de çalışılmış gibi sayılan hallerden sayıldığından,  bir iş karşılığı olmaksızın ücreti ödenen hafta ve genel tatil günlerinin fiili çalışma sayıldığı gibi,  aynı anlayışla, yıllık ücretli izin sürelerinin de fiili çalışma şeklinde nitelendirilmesi mevcut çelişkinin giderilmesi bakımından yerinde olacaktır.

 

IV- SONUÇ

 

Yıllık ücretli izin süresinin, iş kazası ve meslek hastalığı prim tahsilatında, yıllık izin süresinde iş kazası riskinin olmamasına rağmen, fiili çalışma sayılması, 4447 sayılı Kanunun geçici 7 ve 9. maddelerindeki sigorta prim teşviki uygulamasında ise, pasif çalışma sayılarak, teşvikten yararlandırılmamasına karşılık, hafta ve genel tatil günlerinin pasif çalışma olmasına rağmen, fiili çalışma olarak değerlendirilerek, belirtilen teşviklerden yararlandırılması,  düzeltilmesi gereken bir çelişki olduğu görüşündeyiz.

 

Mehmet KARADURMUŞ*

Yaklaşım

 

(*)  Baş iş Müfettişi

 

[1] 18.02.2009gün 5838 sayılı Kanunla 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 46. maddesindeki, Üniversite öğrencilerinin prim muafiyeti yeniden sağlanmıştır.

[2]  Bakanlar Kurulunca 22.09.2008 tarih ve 14173 sayılı Karar ile çıkarılarak, 29.09.2008 tarih ve 27012 (2. mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü girmiştir.