2 yıldan bu yana SSK anneler doğum borçlanması yapmak için çabalıyor. Avrupa'da birçok ülke annelere özel düzenlemeler yaparak mağduriyetlerini giderirken, maalesef ülkemizde parasını ödeyerek bile borçlanma hakkı verilmiyor. Konu nerden çıktı 5510 sayılı Yasa ile düzenleme yapılıncaya kadar sadece devlet memuru annelere doğumdan sonra çalışmadıkları, aylıksız izin kullandıkları süreleri borçlanma hakkı verilmişti. Ancak, sosyal güvenlik reformunda, birçok olumsuz hükme rağmen belki de annelere avantaj sağlayan tek tük birkaç düzenlemeden birisi olan doğum borçlanması hakkı SSK'lı annelere tanınmıştı. Borçlanmaları düzenleyen 5510 sayılı Kanun'un 41'inci maddesine göre; "5510 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların; a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki (SSK'lı) sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri," borçlanma imkanı getirilmiştir. Aynı maddenin bir diğer fıkrasında da, "b) Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri," borçlanabilmek mümkün kılınmıştır. Şimdi bu kadar açık yasa hükmüne rağmen SGK'da işi bilen olmayınca, doğum borçlanması konusunda hukuksuz ve adaletsiz uygulamalar başladı. İlk uygulamada SGK yönetimi doğum borçlanması için şu kıstasları getirmişti; - Sigortalı kadının doğumdan önce çalışmaya başlayarak sigortalılık şartını yerine getirmesi, - Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi, - Doğumdan sonra adına prim ödenmemesi ve borçlanacağı sürede çocuğunun yaşaması şartları aranmaktaydı. Aynı hatalı uygulamadan SSK dönmüştü Bir dönem SGK yönetimi askerlik borçlanması için de benzer bir uygulamaya gitmişti. SSK, 616 sayılı KHK döneminde, 2000 yılında da benzer bir uygulamaya gitmişti. Borçlandırılma halinde sigortalılığın başlangıç tarihini, borçlandırılan süre kadar geriye götürme uygulamasını değiştirmiş ve "borçlanmanın prim ödeme gün sayısını artırması, sigortalılık süresini etkilememesi" yönünde uygulamaya başlamıştı. Ancak, gerek doktrinde Ali Rıza Okur, Müjdat Şakar gibi hocaların eleştirileri ve gerekse de yargıda kaybedilen davalardan sonra bu hatalı uygulamasından kısa sürede vazgeçmişti. Doğum borçlanmasında şimdi ne değişti SGK, uzun bir süreden bu yana beklenen doğum borçlanmasına ilişkin 2010-106 sayılı Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesi'ni yayınladı. Yapılan düzenlemeye göre, doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi şartı kaldırıldı. Buna göre, sigortalı olduktan sonra yapılan doğumlar için işten ayrıldıktan sonra 300 günlük süre geçse bile doğum borçlanması yapılabilecek. Ancak, sigortalı olduğu tarihten önceki doğumlar için de borçlanma yapılamayacak. Yani, önce sigortalı olup, sigortalı olduğu tarihten sonra yapılan doğumdan sonraki çalışılmayan 2 yıla kadar süre borçlanabilecek. Bu durumda doğum borçlanmasının sigorta başlangıcını geriye götürerek erken emekli olabilmenin önü kapatılmış oldu. Diğer bir deyişle SGK yönetimi farklı bir mantıkla, hukukilikten uzak bir duruşla ve kendi anladığı şekilde kanunu yorumlayarak annelerin sigortalılık öncesi borçlanma taleplerini dikkate almayacağını belirtmiştir. Yine, doğum yaptığı tarihte 4/a (SSK) statüsünde olmayanlar da borçlanma hakkından mahrum bırakılıyor. Bu hukuksuzluğu anlamak ne mümkün.. Kanun koyucunun amacı, borçlanılan ve primi ödenen süreyi prim ödeme gün sayısına katmak olsaydı, "borçlanılan süreyi hizmetten saymak"tan değil, "borçlanılan süreyi prim ödeme gün sayısına katmak"tan bahsedilirdi. Oysa kanunun 41'inci maddesinde açık bir şekilde; "… kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82'nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın %32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır. Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir. Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır." hükmü getirilmiştir. Yani, SGK açıkça kanun hükmünü tanımadığını göstermiştir. Şimdi SGK'nın kaybedeceği davaların maliyeti yine sigortalıların ve hazinenin üzerine yıkılacaktır. SGK'da planlama uzmanlarının, makine mühendislerinin, psikolojik danışmanların ve kontrolörlerinin tahakkümü sürdükçe, SGK'da işi bilen sosyal güvenlikçiler göreve gelmedikçe biz bu SGK'yı daha çok yazarız, siz değerli okurlarımızda daha çok mahkemeye taşınırsınız. Başlıkta yazdığımız gibi, SGK fren de yapar, hukuka da aldırmaz. Tıpkı 300 gün uygulamasında çark ettiği gibi, SGK bu hatalı uygulamasından da er veya geç mutlaka dönecek. Ama bu tarihe kadar mağdur olanların hesabını kim verecek. İbrahim Işıklı http://www.dunyagazetesi.com.tr/ibrahim-isikli_62_0_yazar.ht... |