Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:400)(Resmi Gazetede Yayınlandı) |
01 Ekim 2010 | |
6009 Sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 1 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Sözü geçen Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun özel usulsüzlük cezaları, tarh zamanaşımı, vergi incelemelerinde uyulacak esaslar, yanılma hali ve mükelleflerin izahat taleplerini düzenleyen hükümlerinde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler sırasıyla · 2 Ağustos 2010 tarih ve 067 numaralı (özel usulsüzlük cezaları) · 4 Ağustos 2010 tarih ve 069 numaralı (takdir komisyonuna sevk dolayısıyla zamanaşımının durması) · 11 Ağustos 2010 tarih ve 072 numaralı (vergi incelemelerinde uyulacak esaslar) · 12 Ağustos 2010 tarih ve 074 numaralı (mükelleflerin izahat talepleri ve yanılma hali) Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 1 Ekim 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 400 Seri Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, 6009 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun bazı maddelerinde yapılan değişiklikler hakkında aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır. Ayrıca söz konusu tebliğ ile 395 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır. I. Takdir komisyonuna sevk dolayısıyla zamanaşımının durması (VUK md. 114) 6009 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler çerçevesinde, 114. madde hükmünün, 1 Ocak 2005 tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin uygulaması birbirinden farklılık arz etmektedir. Tebliğde konuya ilişkin olarak yapılan açıklamalar aşağıda yer almaktadır. A. 1 Ocak 2005 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olarak yapılan takdire sevk işlemleri Söz konusu kanun değişikliğinden evvel vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması hâlinde, ilgili dönem için zamanaşımı süresi durmakta ve duran zamanaşımı takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren yeniden işlemekte ve takdir komisyonunda geçen müddetin zamanaşımını durdurmasına yönelik bir süre sınırlaması bulunmamaktaydı. 6009 Sayılı Kanun’la maddede yapılan değişiklikle matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durdurması keyfiyeti muhafaza edilmekle beraber, zamanaşımının durması bir yıllık süre ile sınırlandırılmaktadır. Bu itibarla, vergi dairesince bir vergilendirme dönemine ilişkin matrahın takdir edilmesi için takdir komisyonuna başvurulması hâlinde, bu döneme ilişkin zamanaşımı duracaktır. Duran zamanaşımı, takdir komisyonunca verilen kararın vergi dairesine, başvuru tarihinden itibaren; • 1 yıldan kısa bir süre içinde tevdi edilmesi halinde, tevdi edildiği tarihi takip eden günden itibaren, • 1 yıldan uzun bir süre sonra tevdi edilmesi halinde, tevdi edildiği tarihe bakılmaksızın, 1 yıllık sürenin dolduğu günden itibaren, işlemeye başlayacaktır. Örnek 1 Mükellef, Temmuz 2007 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini vermemiştir. Vergi dairesince, 30.10.2009 tarihinde matrah takdiri için ilgili takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir komisyonu kararı vergi dairesine 16.05.2011 tarihinde tevdi edilmiştir. Temmuz 2007 dönemine ait zamanaşımı süresi normal şartlarda 31.12.2012 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonunda geçen süre 1 yıldan uzundur. Dolayısıyla, yeni hükümlere göre işlemeyen süre her hal ve takdirde 1 yıldan fazla olamayacağından, zamanaşımı süresi 31.12.2013 tarihinde sona erecektir. Örnek 2 2006 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi için 20.09.2011 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş ve komisyon kararı 10.04.2012 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir. 2006 takvim yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda 31.12.2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonuna sevk dolayısıyla işlemeyen sürenin, komisyon kararının vergi dairesine tevdi edildiği 10.04.2012 tarihine ilave edilmesiyle bulunan 22.07.2012 tarihinde zamanaşımı süresi sona erecektir. Örnek 3 2006 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi için 30.09. 2011 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir kararı 30.11.2012 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir. 2006 takvim yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda 31.12.2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonunda geçen süre 1 yıl 2 aydır. Ancak yeni hükümlere göre işlemeyen süre her hâl ve takdirde 1 yıldan fazla olamayacağından, duran zamanaşımı 30.09.2012 tarihinde işlemeye başlayacak ve 31.12.2012 tarihinde zamanaşımı süresi sona erecektir. B. 1 Ocak 2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılan takdire sevk işlemleri 6009 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici 28. maddede; “01.01.2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olup, komisyonca takdir edilen matrah üzerinden 31.12.2012 tarihine kadar tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Bu hüküm, 374. maddede yer alan ceza kesmede zamanaşımı açısından da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, 01.01.2005 tarihinden önceki dönemlerden, normal zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olanların; takdirin karara bağlanması, kararın vergi dairesine tevdii, takdir edilen matraha istinaden verginin tarh edilmesi ve tarhiyata ilişkin ihbarnamenin mükellefe tebliğ edilmesi işlemlerinin tümünün, 31.12.2012 tarihine kadar tamamlanmaması halinde söz konusu vergiler ve fer’ileri zamanaşımına uğrayacaktır. Sözü edilen geçici madde hükmü, Vergi Usul Kanunu’nun 374. maddesinde düzenlenen ceza kesmede zamanaşımı için de uygulanacaktır. 01.01.2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak kesilmesi gereken cezaların kesilmesi ve buna dair ihbarnamelerin tebliği işlemlerinin 31.12.2012 tarihine kadar yapılması hâlinde bu dönemler için ceza kesmede zamanaşımı sona ermemiş olacaktır. Örnek 4 2004 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi için 31.08.2009 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş olup, komisyon kararı 31.08.2011 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir. Buna göre, söz konusu döneme ilişkin takdir edilen matraha istinaden verginin tarh edilmesi ve düzenlenen ihbarnamenin 31.12.2012 tarihinden evvel mükellefe tebliğ edilmesi hâlinde anılan döneme ait vergi zamanaşımına uğramamış olacaktır. II. Özel usulsüzlük cezaları (VUK md. 353) 6009 Sayılı Kanun’un 11. maddesiyle bir takvim yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen 114.000 TL’lik üst sınır, 2010 takvim yılı için de uygulanacaktır. Buna göre, 01.01.2010 - 01.08.2010 tarihleri arasında belge basımı ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa işletmecileri adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının toplamının 114.000 TL’yi aşması halinde söz konusu cezalar; - Henüz kesinleşmemiş ise düzeltme yapılarak 114.000 TL’yi aşan cezalar terkin edilecek, - Kesinleşmiş olması durumunda ise bunlar için herhangi bir düzeltme veya iade işlemi yapılmayacak ve kesilen cezaların takip ve tahsil işlemlerine devam edilecektir III. Özel usulsüzlük cezaları (VUK mükerrer md. 355) A. Elektronik ortamda verilmesi gereken beyannameler ile bildirim veya formlar dolayısıyla uygulanacak özel usulsüzlük cezası 6009 Sayılı Kanun’un 12. maddesiyle Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinde yapılan değişiklikle, elektronik ortamda verilecek beyannamelerle düzeltme amacıyla verilen bildirim veya formların süresinden sonra verilmesi durumunda kesilecek özel usulsüzlük cezaları yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeye göre, · Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen beyannamelerin kanunî süresinden sonra verilmesi nedeniyle kesilecek olan ve mükellefiyet durumuna göre Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde sayılan özel usulsüzlük cezaları; beyannamenin elektronik ortamda kanunî sürenin sonundan başlayarak birinci 30 günlük süre içerisinde verilmesi halinde 1/10 oranında, bunu takip eden ikinci 30 günlük süre içerisinde verilmesi halinde ise 1/5 oranında uygulanacaktır. · Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, elektronik ortamda kanunî sürenin sonundan başlayarak 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmeyecek, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında uygulanacaktır. B. Tahsilât ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezası 6009 Sayılı Kanun’un 12. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin dördüncü fıkrasının sonuna “Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 770.000 TL’yi geçemez.” cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme ile söz konusu tevsik zorunluluğuna uymayan mükelleflere kesilecek özel usulsüzlük cezasının bir takvim yılında kesilebilecek tutarı için üst sınır belirlenmiş olmaktadır. Bir takvim yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen bu üst sınır 2010 takvim yılı için de uygulanacaktır. Buna göre, 01.01.2010 – 01.08.2010 tarihleri arasında tevsik zorunluluğuna uymayan mükellefler adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının toplamının 770.000 TL’yi aşması halinde söz konusu cezalar; henüz kesinleşmemiş ise düzeltme yapılarak 770.000 TL’yi aşan cezalar terkin edilecek, kesinleşmiş olması durumunda ise bunlar için herhangi bir düzeltme veya iade işlemi yapılmayacak ve kesilen cezaların takip ve tahsil işlemlerine devam edilecektir. IV. Kaçakçılık suçlarının cezalandırılmasında usul (VUK md. 367) 6009 Sayılı Kanun’un 13. maddesiyle değiştirilen Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesinin yeni şekline göre, yapılan inceleme sırasında 359. maddede yazılı suçların işlendiğinin tespiti hâlinde, maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasını alarak doğrudan doğruya keyfiyeti Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildireceklerdir. Vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından bir tespit yapılmış olması hâlinde ise vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık, ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasını alarak, keyfiyeti Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirecektir. V. Yanılma hali ve görüş değişikliği (VUK md. 369) Vergi Usul Kanunu’nun 369. maddesinin 6009 Sayılı Kanun’la değiştirilmeden evvelki hükmüne göre bir mükellefin kendisine yetkili makamların yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde değişiklikten önceki izahata veya içtihada uygun hareket eden mükelleflere bu fiilleri cezayı gerektirse dahi vergi cezası kesilmemekteydi. Yapılan değişiklikle, maddenin birinci fıkrasında belirtilen hallerin mevcudiyeti halinde, vergi cezası kesilmemesine ilave olarak, 01.08.2010 tarihinden geçerli olmak üzere, gecikme faizi hesaplanmaması da hükme bağlanmıştır. Buna göre, bir mükellef veya vergi sorumlusunun yetkili makamlarca kendisine yapılan izahata (verilen özelgeye) uygun hareket etmesi ve bilahare bu izahatın yanlış olduğunun anlaşılması veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde, mükellef veya vergi sorumlusu adına yapılacak tarhiyat dolayısıyla vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan yetkili makamların, vergilendirme ile ilgili bir konuda, genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler, yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacak, geriye dönük olarak uygulanamayacaktır. Genel tebliğ veya sirkülerin iptal davasına konu edilerek yargı mercilerince iptaline karar verilmesi durumunda, iptal kararının işlemin tesis edildiği tarihe kadar geriye yürütülmesi zorunlu olduğundan, maddeyle getirilen yeni kural bu durumlar için uygulanmayacaktır. VI. Mükelleflerin izahat talepleri (VUK md. 413) 6009 Sayılı Kanun’la, Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi değiştirilmiş ve maddenin son fıkrasında, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik” 28.08.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre, 413. maddede yer alan mükelleflerin izahat taleplerine dair hükümlerin uygulanması, anılan Yönetmelik hükümlerine göre yapılacaktır. 16 Ocak 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 395 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, mükellef ve vergi sorumlularının izahat talebinde bulunmaları üzerine idarenin vereceği yazılı cevaplara (özelgelere) ilişkin uygulama usulleri hakkında açıklamalar yapılmıştı. Ancak 6009 Sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerden sonra uygulamaya ilişkin olarak yukarıda yer verilen yönetmelik yürürlüğe girmiş olduğundan, 400 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 395 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No.400)(Resmi Gazetede Yayınlandı)
|