Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İbrahim Işıklı - İhbar tazminatının ödenme süresi ve süresinde ödenmemesinin sonuçları PDF Yazdır e-Posta
05 Aralık 2007

İş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından haklı bir neden (derhal fesih) olmaksızın feshedilebilmesi için, işverenin işçiye işyerindeki kıdemine göre, ya belli bir süre önceden bildirimde bulunması ya da bu süreye ait ücretin diğer tarafa peşin olarak ödemesi gerekmektedir. Uygulamada, bu düzenlemeye ihbar süresi ve ihbar tazminatı denilmektedir.

İhbar tazminatına esas olacak ücretin hesabında İş Kanunu'nun 32. maddesinin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşmeden ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulması gerekmektedir.

İş sözleşmesinin feshedilmesi halinde işçinin iş görme ve işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü sona ermektedir. İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak ödenmesi zorunludur.

İhbar tazminatının süresinde ödenmemesi halinde, mahkemece faize hükmedilmektedir. Mahkeme, İhbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya (temerrüdün ispat edilememesi halinde) davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmetmektedir.

İhbar tazminatının hesabında, kıdem tazminatına esas olacak ücretler ve ödemeler dikkate alınmaktadır. Ancak, kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde akdin feshi faiz başlangıç tarihi olarak dikkate alınmaktayken ihbar tazminatı için faiz başlangıç tarihi işverenin temerrüde düştüğü tarih olacaktır. Yani, kıdem tazminatı dışındaki diğer işçilik hakları için faiz başlangıcı akdin feshedildiği tarih olmayıp, işverenin temerrüde düştüğü tarihtir.

Uygulamada iş sözleşmesi feshedilen işçi noter tebligatıyla alacaklarının ödenmesini isteyerek işvereni temerrüde düşürmektedir. İşverenin bu şekilde temerrüde düşürülmemesi halinde ise davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faiz uygulanmaktadır.

Yargıtay'ın 9. H.D. E.1992/3403,K. 1992/10973,T. 8.10.1992 sayılı kararında, "Hüküm altına alınan diğer işçilik hakları için daha önceden bir temerrüde düşürme olmadığı anlaşıldığından o hak türleri için dava tarihinden itibaren faize karar vermek gerekir" denilmek suretiyle ihbar tazminatı ve diğer işçilik hakları için temerrüde düşürmenin olmaması durumunda davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İhbar tazminatı, işçinin fesih bildirimi süresine ilişkin gün sayısı ile kıdem tazminatına esas tutulan (giydirilmiş) bir günlük ücretinin çarpılması suretiyle hesaplanacaktır. İhbar tazminatında, kıdem tazminatında olduğu gibi herhangi bir tavan tutar uygulaması yoktur.

İşçinin giydirilmiş ücreti üzerinden hesaplama yapıldığından bazı durumlarda (özellikle çok yüksek ücretli) işçiye ödenecek ihbar tazminatı kıdem tazminatından fazla hesaplanabilmektedir. İhbar tazminatı için faiz temerrüt tarihinden itibaren yürütülür.

Ancak, Yargıtay'a göre, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünün belirlenememesi halinde, bu tazminat için dava tarihinden itibaren yasal faize karar vermek gerekir, bu konuda kıdem tazminatında olduğu gibi mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilemez.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=336590&dept_id=80