SORU: Şirketimizin kullanmış bulunduğu krediler nedeniyle, denetimimizi yapan kuruluş tarafından zaman zaman eleştiri yapılmaktadır. Bu arada biz de finansman giderlerinin kaydı sırasında da kendi aramızda tartışıyoruz. Giderleştirilmesi mümkün olmayan, daha açıkçası kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilen finansman giderleri neler olabilmektedir? YANIT: Genel olarak "Finansman giderleri, işletmelerin kredi kullanımı, borçlanma, vadeli mal ve amortismana tabi iktisadi kıymet alımı gibi nedenlerle ödenen faiz, vade farkı ve kur farkı gibi giderlerle teminat mektubu komisyonları ve benzeri giderlerdir." Diğer yandan finansman giderlerinin gider olarak kayıtlara intikal ettirilebilmesi için; • Kullanılan kredinin işle ilgili olması gerekmektedir. Gelir Vergisi Yasası'nın 40'ıncı maddesinin birinci bendi hükmü gereği olarak ticari kazancın tespitinde dikkate alınabilecek giderler şarta bağlı giderlerdir. Bu bağlamda da ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğu yükümlü tarafından kanıtlanamayan giderler ticari kazancın tespitinde dikkate alınmamaktadır. İşle ilgili olmayan; • İşletme sahiplerinin veya ortaklarının kişisel borçlarıyla ilgili kredi faizleri, • Karşılıksız düzenlenen borç senetleri (hatır senetleri) nedeniyle katlanılan faiz ve benzeri giderler, • Ticari işle ilgili olmayan veyahut da ticari amaçla kullanılmayan kredi faizleri, • Ticari işle ilgisi olmayan şahsi kefalet nedeniyle ödenen finansman giderler, ticari kazancın tespitinde gider olarak kabul edilemez. • Ticari işletme dışı kullanılan kredi giderleri kayıtlara indirilecek giderler olarak intikal ettirilemez. • Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maiyetine eklenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan giderleştirilmesi veyahut da maliyete intikali konusunda mükellefe seçimlik hak tanınmıştır. • Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi veyahut da edinilmesi halinde veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit kıymetlerin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunludur. Aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması gerekmektedir. • İştirak hissesi alımı ile ilgili ödenen finansman giderleri de kurum kazancının tespiti sırasında indirim konusu yapılabilmektedir. • Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12'inci maddesi uyarınca örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan kur farkı hariç, faiz ve benzeri tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi yasalarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılmış tutar sayılmaktadır (V. Seviğ)./Referans |