Gelir Vergisinde Elde Etme |
|
|
|
07 Ekim 2010 |
Gelir vergisi uygulamasında elde etme vergiyi doğuran olaydır. Bu aşamada en önemli hususlardan biri vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleşmiş sayılacağının tespitidir. Daha sonraki aşamalarda anılan gelirin hangi döneme ait olduğunun tespiti gelmektedir.Bu tespitlerin kavramsal karşılıkları elde etme ve dönemsellik olarak karşımıza çıkmaktadır.Elde etme ile ilgili olarak dört ayrı aşamadan bahsedilmektedir. Tahakkuk : Tahakkuk gelirin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesidir. Hukuki Tasarruf : Gelirin sahibi tarafından talep edilebilir hale gelmesidir. Ekonomik Tasarruf : Ödemeyi yapacak olan tarafından gelirin sahibinin emrine amade kılınmasıdır. Fiili Tasarruf : Gelirin nakit veya ayın şeklinde maddi bir kıymet veya gayri maddi bir servet unsuru olarak, sahibinin mal varlığına dahil olmasını ifade eder. Gelir Vergisi uygulamasında elde etme her kazanç ve irat unsuru için ayrı belirlenmiştir. Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmıştır. Vergi kanunlarında tahakkuk esasının tanımı yapılmamıştır. Birçok eserde yer alan ve genel kabul görmüş tanımlama şekli ile tahakkuk, gelirin mahiyet ve tutar itibari ile kesinleşmesidir. GVK’nun 39’uncu maddesinde kanun koyucu;“İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır” düzenlemesini yaptıktan sonra takip eden fıkrada, “Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder” açıklamasına yer vermiştir. Gelir Vergisi Kanununda bunun dışında tahakkuk esasına ilişkin başka herhangi bir düzenleme yoktur. Bu durumda ticari kazançta geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması gelirin elde edilmiş olması için yeterlidir. Ancak tahakkuk esasında vergilenen gelirin, ileri ki safhada geliri doğuran muamelenin karşı tarafının durum ve ifadesine bağlı olarak sahibinin tasarrufuna girmemesi mümkündür. Bu husus göz önünde tutularak tahakkuk ettiği dönemde vergilenen gelirin karşı tarafın durumuna bağlı olarak sahibinin tasarrufuna girmesinin kısıtlanması halinde, şüpheli veya değersiz alacak olarak zarara intikal ettirilmesi vergi hukukunda kabul edilmiştir. Nexia |