Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İşletmelerde entellektüel sermaye ve sağlanan vergi teşvikleri PDF Yazdır e-Posta
21 Ekim 2010
Image

Günümüzde bir işletme sadece maddi varlıkları ile değil, maddi olmayan varlıkları ile de değerlendirilmektedir. Çünkü maddi varlıklar belli işlemlerin sonucudur. Bu sonucu yaratan potansiyel işletmenin stratejisi, yapısı, sistemleri, süreçleri ve insan kaynakları gibi maddi olmayan varlıklarında yatmaktadır. Bunları topluca entelektüel sermaye olarak tanımlayabiliriz.

En basit tanımı ile entelektüel sermaye "işletmenin pazar değeri ile defter değeri arasındaki farktır". Bu tanım kapsamında "işletmelerin piyasa değerlerinin, defter değerinden daha yüksek olmasını sağlayan en önemli faktör, sahip olunan entelektüel sermayedir" demek mümkündür. Entelektüel sermaye, muhtelif yazarlar tarafından çeşitli şekillerde tanımlanmıştır: Entelektüel sermayenin küçük bir kısmı bilançoda maddi olmayan duran varlıklar kaleminde gösterilebilir.

Maddi olmayan duran varlıklar "fiziki bir unsuru olmamakla birlikte, fayda yaratma potansiyeli, diğerlerinden ayrıştırılabilir ve tanımlanabilir özelliği olan, malların üretilmesinde, hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılabilen, üçüncü kişilerin faydalanmasına bırakılabilen veya sahibi tarafından kullanılabilmesi mümkün olan" varlıklar olarak tanımlanır. Çoğu bilançoda entelektüel sermaye ile ilgili rakam bulunmaz. Ancak bazı işletmelerde oldukça önemli bir varlık kalemi olarak dikkati çeker. Teknolojik gelişmeler ölçüsünde entelektüel sermayenin önemi artmaktadır.

Entelektüel sermaye işletmelerin sahip olduğu bilgi varlıklarını ifade etmekte, maddi olmayan varlıklar, bilgi sermayesi, finansal olmayan varlıklar, görünmeyen değerler gibi kavramlarda bu anlam için kullanılmakla beraber, literatüre yerleşen kavram entelektüel sermayedir. Kısaca, entelektüel sermaye; "Bir şirketin maddi olmayan varlıklarının toplamıdır", "Zenginlik yaratmak üzere kullanıma sokulabilen entelektüel malzemedir. Yani bilgi, enformasyon, entelektüel mülkiyet ve deneyimdir", " Kara dönüştürülebilen bilgidir".

Entelektüel sermayenin unsurları

Entelektüel sermayeyi oluşturan varlıklar literatürde çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Ortak noktalar göz önüne alındığında sınıflandırma, insan sermayesi, organizasyonel (yapısal) sermaye ve müşteri (ilişki) sermayesi olarak yapılabilir. Formülle ifade etmek gerekirse,

Entelektüel sermaye = İnsan sermayesi + Organizasyonel sermaye + Müşteri sermayesidir.

İnsan sermayesi, yöneticilerin ve çalışanların tecrübeleri, yetenekleri, bilgileri ve kabiliyetlerinin tümüdür.

Organizasyonel sermaye (yapısal sermaye), "insan sermayesini düzenleyen, yetkilendiren, destekleyici altyapı olarak tanımlanabilir.

Müşteri sermayesi ise, "işletmenin satış yaptığı kişi ve kuruluşlarla olan ilişkilerinin değeri olarak ifade edilebilir."

Bu üç unsurdan insan sermayesi ve müşteri sermayesi işletmeye ait olmayan her an kaydedilebilir entelektüel sermaye unsurlarıdır.. Organizasyonel sermaye ise işletmelerin kendine ait olan çeşitli entelektüel varlıkların bütünüdür. Bu varlıkların en önemlileri olarak, Ar-Ge, işletme kültürü, kurum imajı ve kimliği, marka, iletişim teknolojisi, entelektüel mülkiyet ve sosyal sorumluluk sayılabilir.

İşletmenin başarısında entelektüel sermayenin rolü

İşletmelerin gelecekteki başarıları için doğru yatırım kararları vermeleri gerekmektedir. Bilgi ekonomisinde entelektüel sermaye yatırımları maddi ve finansal varlıklara yapılan yatırımların önüne geçmeye başlamıştır. Entelektüel varlıklar stratejik öneme sahiptir ve bu nedenle işletmeye rekabet avantajı vermektedir. Entelektüel varlıkları oluşturmayı ve geliştirmeyi hedefleyen entelektüel sermaye yatırımlarından Ar-Ge ile eğitimin işletmenin performansını, piyasa değerini ve sonuçta başarısını etkilediği çeşitli çalışma ve araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu nedenle, işletmelerin entelektüel sermaye yatırımlarına gereken değeri vermeleri gelecekteki başarıları açısından son derece önemlidir.

Kısaca belirtmek gerekirse, işletmelerin piyasa değerlerinin oluşmasında sahip oldukları bilgi varlıklarının etkisi özellikle son yıllarda artmaktadır. Bilgiyi yoğun şekilde kullanan, bilgi üreten işletmelerde bu etki maddi varlıkların da üstündedir. Ancak bilginin soyut bir kavram olması değerinin belirlenmesini zorlaştırmaktadır.

İşletmelerin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark bilginin değerini ölçmede kullanılan en basit yöntemdir. Bu fark işletme içinde bilginin değişik şekillerde kullanımı sonucu olarak ortaya çıkan, varlıkların değeridir. Entelektüel sermaye olarak adlandırılan bu varlıklar için doğrudan bilgi üretmeye odaklanmış yatırımlar Ar-Ge yatırımlarıdır. Ar-Ge yatırımları işletmelerin ekonomik anlamda yeni ürün, hizmet üretme ve geliştirme gücünü tam olarak göstermese de yapılan araştırmalar Ar-Ge yatırımları ile işletmelerin piyasa değerleri arasında pozitif bir korelasyonun olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde de 2000li yılların başından itibaren işletmelerin maddi varlıkları yanında maddi olmayan varlıklarının değer yaratmadaki önemi anlaşılmış ve entelektüel sermayeyi geliştirmeyi amaçlayan harcamalar yapılması devletçe teşvik edilmiştir. Yatırım yapmak isteyen işletmelere arazi temini, alt yapı yatırımları için kaynak tahsisi ve vergi teşvikleri sağlanmıştır.Vergi teşviklerinden başlıcaları kısaca aşağıda açıklanmış olup, daha geniş açıklamalara gelecek yazılarımızda yer verilecektir.

Vergi teşvikleri

Teknoloji geliştirme bölgelerinde uygulanan vergisel teşvikler


- Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar 31/12/2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisnadır.

- Bu bölgelerde çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri 31/12/2013 tarihine kadar gelir vergisinden istisnadır.

- Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketlerinin 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar da 31/12/2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Bu istisnalar, TÜBİTAK- Marmara Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesi yönetici şirketi, bu bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personeli ücretleri bakımından da uygulanır.

Teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde, uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden de istisnadır.

Organize sanayi, endüstri veya teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri harçtan müstesnadır.

Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5'ine kadar olan kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Matrahtan indirilmesi için bu bağış ve yardımın;

- Makbuz karşılığı olması,

- Karşılıksız yapılması,

- Sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi

- Beyannamede ayrıca gösterilmesi

gerekir. İndirilemeyen kısım gelecek yıla nakledilemez.

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımların tutarı, o yıla ait kurum kazancının %5'i ile sınırlıdır.

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço karı - (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

Ar-Ge indirimi

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla;

Mükelleflerin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik (5746 sayılı Kanun'un 5'inci maddesiyle değişen bent) araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %100'ü oranında hesaplanacak "Ar-Ge indirimi" kurumlar vergisi matrahının belirlenmesinde indirim olarak dikkate alınır.

Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz.

Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Ar-Ge indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Ar-Ge faaliyetleri

Yapılan bir harcamanın Ar-Ge indirimine konu edilebilmesi için Ar-Ge faaliyeti kapsamında yapılmış olması gerekmekte olup aşağıda belirtilen amaçlara yönelik faaliyetler Ar-Ge faaliyetleridir.

- Bilimsel ve teknolojik alanlardaki belirsizlikleri gidermek ve bunları aydınlatmak amacıyla, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni teknik bilgilerin elde edilmesi,

- Yeni yöntemlerle yeni ürünler, madde ve malzemeler, araçlar, gereçler, işlemler, sistemler geliştirilmesi, tasarım ve çizim çalışmaları ile yeni teknikler ve prototipler üretilmesi,

- Yeni ve özgün tasarıma dayanan yazılım faaliyetleri,

- Yeni üretim yöntem, süreç ve işlemlerinin araştırılması veya geliştirilmesi,

- Bir ürünün maliyetini düşürücü, kalite, standart veya performansını yükseltici yeni tekniklerin / teknolojilerin araştırılması

Ar-Ge faaliyetinin sınırı

Ar-Ge faaliyeti, esas itibariyle denemelerin son bulduğu, ilk üretimin yapıldığı aşamada sona erer. Ar-Ge projesi neticesinde elde edilen ürününü pazarlanabilir aşamaya geldiği andan itibaren Ar-Ge projesi bitmiş sayılır. Bu tarihten sonra yapılan harcamalar Ar-Ge harcaması kapsamında değerlendirilmez. Ancak tamamlanan bir proje sonucunda elde edilen ürünün geliştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalar, yeni Ar-Ge projesi olarak değerlendirilir.

Nihai ürünün oluşturulması aşamasında elde edilen ürünlerin kullanılabilirliğini ölçmek ve gerektiğinde değişiklik yapılmak üzere işletme içinde veya dışında test edilmesi amacıyla yapılan harcamalar Ar-Ge faaliyeti kapsamındadır. Ancak, ticari üretimin planlanması ve seri üretim sürecine ilişkin harcamalarla, ürünün tanıtılması amacıyla üretilip dağıtılan numuneler için yapılan harcamalar Ar-Ge faaliyeti kapsamı dışındadır.


Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

http://www.dunyagazetesi.com.tr/akif-akarca--drmehmet-safak_...