KDV’den Kaynaklanan Alacaklar İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılması |
|
|
|
21 Ekim 2010 |
Ticari hayatta mal ve hizmet satışlarının önemli bir kısmı vadeli yapılmaktadır. Bu takdirde, mal veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi de alacak olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bir alacağın karşılık ayrılmak suretiyle zarar yazılabilmesi için hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerekir. Mal satışı ve hizmet ifasından doğan katma değer vergisinin ise hasılat hesaplarıyla ilişkilendirilmediği açıktır. Bu nedenle katma değer vergisinden kaynaklanan alacaklar üzerinden şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılamayacağı uzun bir dönem tartışma konusu yapılmış idi. Ancak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 334 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ ile katma değer vergisinden kaynaklanan alacaklar için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması gerektiği belirtilmiştir. Tebliğin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir. “Bakanlığımıza yansıyan olaylardan, kredili mal veya hizmet satışları üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin tahsilinin şüpheli hale geldiği durumda karşılık ayrılıp ayrılamayacağı hususunda tereddüde düşüldüğü görülmüştür. Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde bir alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilmesinde aranılan şartlar gösterilmiştir. Katma değer vergisi, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal (veya hizmet) tesliminden (veya ifasından) kaynaklanan bir alacaktır. Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; yukarıdaki madde hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi halinde mümkün olacaktır.” Nexia |