Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Türk Ticaret Kanunu' na Göre Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Hakları PDF Yazdır e-Posta
24 Ekim 2010

Image

Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 269. maddesinde; bir unvana sahip, esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mameleki ile mesul bulunan şirket şeklinde tanımlanan anonim şirketler faaliyet konuları ve büyüklükleri itibariyle Türkiye ekonomisine yön veren, genellikle büyük sermayeli kuruluşlardır.

I- GİRİŞ

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 100.000’in üzerine anonim şirket faaliyet göstermektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 277. maddesine göre anonim şirketlerin kurulabilmesi için en az 5 kurucunun bulunması şarttır. Dolayısıyla ülkemizde 500.000’in üzerinde anonim şirket ortağı bulunmaktadır. Ortak sayısının 5’in üstünde olduğu şirketlerin sayısının da azımsanamayacak kadar çok olduğu düşünüldüğünde bu sayının çok daha fazla olduğuna şüphe yoktur.

TTK anonim şirket işlemlerini düzenlerken şirket ortaklarının haklarını da hüküm altına almıştır. Çalışmamız yukarıda açıklandığı üzere çok sayıda olan şirket ortaklarının kanuni haklarını tanımaları ve gerektiğinde kullanmaları açısından önem taşımaktadır. Bu çerçevede çalışmamızın başında pay sahipliği kavramının kısaca tanımı yapılacak, sonrasında 6762 sayılı TTK’ da pay sahiplerine sağlanan haklar üzerinde durulacak, son olarak da TTK tasarısında pay sahiplerine tanınan haklara kısaca yer verilerek çalışmamız sonlandırılacaktır.

 

II- PAY SAHİPLİĞİ KAVRAMI

Pay sahipliği kavramı kişilerin şirketin sermayesine katılmasını ifade etmektedir. Bu itibarla bir şirketin sermayesine katılan kişi pay sahibi kabul edilmektedir. Pay sahipliği herhangi bir kişi tarafından şirketin kuruluşunda veya sermaye artırımında sermaye taahhüt ederek kazanılabileceği gibi, bir şirkette pay sahibi olan kişiden sahibi bulunduğu hisseleri satın almak yoluyla da kazanılabilmektedir.

 

III- 6762 SAYILI KANUN’A GÖRE PAY SAHİBİNİN HAKLARI

6762 sayılı TTK’nın 385. maddesinde müktesep haklardan bahsedilmiştir. Buna göre Müktesep Haklar; kanun veya esas mukavele hükümlerine göre umumi heyet ve idare meclisi kararlarına tabi olmayan yahut umumi heyetin toplantılarına iştirak hakkından doğan haklar olarak tanımlandıktan sonra, örnek olarak azalık, oy kullanmak, iptal davası açmak, kar payı almak ve tasfiye neticesine iştirak etmek şeklinde sayılmış fıkranın sonunda “gibi haklardır” şeklinde bir ifadeye yer verilmek suretiyle müktesep hakların bunlarla sınırlı olmadığı belirtilmiştir. Çalışmamızda sadece Kanun’dan kaynaklanan ve genel kurul veya yönetim kurulu kararlarına tabi olmayan haklardan bahsedileceğinden aşağıda sayılan bütün hakların müktesep hak olduğunun kabulü gerekir ve bu haklardan pay sahiplerinin rızası olmadan herhangi bir değişikliğe gidilemez.

 

Pay sahiplerine Kanun’da sayılanların dışında ana sözleşme ile de müktesep haklar tanınabilir. Ancak bu husus ayrı bir çalışma konusu olduğundan burada yer verilmeyecektir.

 

A- KURULUŞTAN DOĞAN MESULİYET HALİNDE TAZMİNAT TALEP ETME HAKKI

TTK’nın 309. maddesine göre bir anonim şirketin kuruluşunda düzenlenmesi gerekli olan beyanname, belge ve evrakların gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş olması, esas sermayenin tamamı taahhüt edilmemiş veya ödenmemişken ödenmiş gibi gösterilmesi, konulan ayn nevinden sermaye veya devralınması kararlaştırılan bir işletmeye veya bazı ayınlara değer biçilmesinde hile yapılması, ilk yönetim kurulu veya denetçilerin denetim görevlerini ihmal ederek şirketin kuruluşunda ortaya çıkan zararı tespit edememeleri halinde pay sahiplerine tazminat davası açma hakkı verilmiştir. Her ne kadar hükmolunacak tazminat şirkete verilecek olsa da bu husus şirket ortaklarının haklarını araması açısından önemli olarak değerlendirilmektedir.

 

B- YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLMA HAKKI

TTK’nın 312. maddesi yönetim kurulu üyesi olmayı şirkette pay sahibi olmaya bağlamıştır. Buna göre pay sahibi olmayan kişiler yönetim kurulu üyesi olarak seçilebilirlerse de pay sahibi sıfatı kazanmadan göreve başlayamazlar. Bu hak şirket yönetimine katılmak için pay sahiplerine verilmiş en önemli haklardan birisidir.

 

C- MURAKIP SEÇME VE SEÇİLME HAKKI

TTK’nın 347. maddesi şirket murakıplarının seçilmesi ve görevden alınmalarının nasıl olacağını hükme bağlamıştır. Buna göre murakıpları seçme hakkı her durumda genel kurula ve dolayısıyla pay sahiplerine verilmiştir. Diğer taraftan murakıp olabilmek için pay sahipliği şart koşulmamış olsa da anılan madde hükmüne göre pay sahiplerinin murakıp olarak seçilmeleri mümkündür. Zaten Türkiye uygulamasında pay sahibi olmayanlar arasında murakıp seçilmesi pek fazla uygulama alanı bulamamıştır.

 

D- MURAKIP BELİRLENMESİ İÇİN MAHKEMEYE BAŞVURMA HAKKI

TTK’ nın 351. maddesinde, bir murakıbın; ölümü, çekilmesi, bir maniden dolayı vazifelerini yapamayacak halde bulunması, iflası veya hacir altına alınması gibi bir sebeple vazifelerinin sona ermesi ve ağır hapis cezasıyla veya sahtekarlık, emniyeti suiistimal, hırsızlık, dolandırıcılık suçlarından dolayı mahkumiyeti halinde, diğer murakıpların genel kurulun ilk toplantısına kadar görev yapmak üzere yerine birisini seçecekleri, murakıp bir kişiden ibaret olup da yukarda yazılan hallerden birinin mevcudiyetine binaen yerine diğer bir kimsenin tayini gerekirse, bunu, umumi heyetin ilk toplantısına kadar vazifeli olmak üzere her münferit pay sahibinin veya idare meclisi azalarından her birinin talebi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin tayin edeceği hükme bağlanmıştır. Buna göre şirket murakıbının herhangi bir nedenle görevinin sona ermesi halinde yeni murakıp belirlenmesini mahkemeden isteme hakkı bütün münferit pay sahiplerine ayrı ayrı verilmiştir.

 

E- MURAKIPLARA ŞİKAYET HAKKI VE MURAKIPLARIN İNCELEME ZORUNLULUĞU

TTK, 356. maddesinde bütün pay sahiplerine münferit olarak murakıplara başvurma hakkı vermiştir. Buna göre bütün pay sahipleri şirketin yönetim kurulu üyeleri veya müdürleri aleyhine murakıplara şikayette bulunabilmektedir. Kanun sadece müracaat hakkını düzenlemekle kalmamış maddenin birinci fıkrasının devamında murakıpların bu müracaatları tahkike mecbur olduklarını da hükme bağlamıştır. Murakıpların şikayet üzerine yaptığı tahkikat sonucunda şikayet edilen hadisenin doğruluğu sabit olursa, bu durumun murakıpların yıllık raporuna yazılması gerekmektedir.

 

Murakıpların bu tür şikayetleri dikkate almamaları veya dikkate almakla birlikte yeterli ve gerekli tahkikatı yapmamaları nedeniyle şirketin zararının söz konusu olması halinde, cezai ve özellikle hukuki sorumluluklarının saklı olduğuna şüphe yoktur.

 

F- GENEL KURUL TOPLANTILARINA KATILMA VE OY KULLANMA HAKKI

Anonim şirketlerde pay sahiplerinin en önemli ve en vazgeçilmez haklarından birisi de genel kurul toplantılarına katılma ve oy kullanma hakkıdır. Bu hak TTK’ nın 360 ve 373. maddelerinde açıklanmıştır. TTK’nın 360. maddesine göre pay sahipleri; organların tayini, hesapların tasdik ve kazancın dağıtılması gibi şirket işlerine müteallik haklarını genel kurul toplantılarında kullanırlar. Bu hakkın nasıl kullanılacağı maddenin devamında açıklanmıştır. Buna göre genel kurul toplantılarında oy kullanma hakkı bizzat kullanılabileceği gibi pay sahibi olan veya ana sözleşmede aksi bir hüküm bulunmadıkça pay sahibi olmayan üçüncü bir kişi vasıtasıyla kullanabilir.

 

Ayrıca 373. maddeye göre her hisse senedi pay sahibine en az 1 oy hakkı vermektedir. Buna karşılık bu hükme aykırı olmamak ve ana sözleşmeye hüküm koyulmak şartıyla hisse senetlerinin sahiplerine vereceği oy hakkı ana sözleşme ile tayin edilebilmektedir.

 

G- ESAS MUKAVELE DEĞİŞİKLİKLERİNDE OY KULLANMA HAKKI

Türk Ticaret Kanunu’nun 387. maddesinde yer alan emredici hükme göre, şirketin ana sözleşmesinin değiştirilmesi için yapılan toplantılarda, ana sözleşmede aksine bir hüküm olsa dahi her hisse senedinin ancak bir oy hakkı olduğu açıktır. Dolayısıyla bütün pay sahipleri ana sözleşme değişiklikleri karşısında eşit duruma getirilmiş, Kanun’un 373. maddesinde belirtilen ve ana sözleşme ile bazı hisse senedi sahiplerinin sahip olduğu oy hakkının artırılması imkanı karşısında diğer ortaklar korunarak, mutlak güç sahibi olunması engellenmiştir.

 

H- GENEL KURUL KARARLARINA KARŞI İPTAL DAVASI AÇMA HAKKI

TTK’nın pay sahiplerine tanıdığı önemli haklardan birisi de iptal davası açma hakkıdır. Bu yolla pay sahipleri aleyhlerine olacağını düşündükleri genel kurul kararları aleyhine dava açarak iptal ettirmek olanağına sahip olmakta ve yönetim kurulunun şirket idaresindeki mutlak hakimiyetini bir anlamda sınırlandırmaktadırlar. 

 

Kanun’un 381. maddesine göre, kanun veya ana sözleşme hükümlerine ve özellikle afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine; toplantıda hazır bulunup da karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten veya reyini kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen; yahut toplantıya davetin usulü dairesinde yapılmadığını; veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini; yahut umumi heyet toplantısına iştirake salahiyetli olmayan kimselerin karara iştirak etmiş bulunduklarını iddia eden pay sahipleri, kararın alındığı tarihten itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurarak iptal davası açabilmektedirler.

 

I- YETKİSİZ KİŞİLERİN OY KULLANDIĞINDAN BAHİSLE İPTAL DAVASI AÇMA HAKKI

Genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkının özel bir görünümü Türk Ticaret Kanunu’nun 361. maddesinde hüküm altına alınmıştır. 361. maddeye göre pay sahiplerinden her biri; hakkı olmayan kimselerin umumi heyet toplantısına iştirak etmelerine karşı yönetim kurulu nezdinde itiraz edebileceği gibi itirazını genel kurul zaptına da yazdırabilecektir. Ayrıca 381. maddeden farklı olarak genel kurul toplantısına iştirake yetkisi olmayan kimseler bir karara iştirak etmişlerse pay sahiplerinin her hangi birisi önceden itiraz etmemiş olsa bile, bu kararın iptalini mahkemeden isteyebilecektir. Ancak; davalı şirketin bu iştirakin karara etkisi olmadığını ispat etmesi halinde talebin reddolunacağı maddenin devamında hüküm altına alınarak objektiflik sağlanmıştır.

 

İ- ŞİRKET FAALİYETLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BİLGİ ALMA HAKKI

Pay sahiplerinin haklarından birisi de 6762 sayılı Kanun’un 362. maddesinde düzenlenen bilgi alma hakkıdır. Buna göre yönetim kurulu; kar ve zarar hesabı, bilanço, yıllık rapor ve safi kazancın nasıl dağıtılacağı hususundaki teklifler ile murakıplar tarafından verilecek raporu genel kurulun olağan toplantısından en az on beş gün önce şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin tetkikine açık tutmakla yükümlü kılınmıştır. Bütün pay sahipleri bu şekilde şirket faaliyetlerinde haberdar olma hakkına sahiptir.

 

Kanun sadece on beş günlük süre ile yetinmemiş söz konusu belgelerin genel kurul toplantısından itibaren bir yıl boyunca pay sahiplerinin talebi halinde verilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Kanun koyucu, maddenin son iki fıkrasında, şirkete, pay sahiplerine bu maddede belirtilen haklarını kullanabileceklerini tebliğ etme zorunluluğu getirerek pay sahiplerini olabildiğince ön planda tutmuştur.

 

Yukarıda anlatılanlar yanında Türk Ticaret Kanunu’nun 363. maddesinde her bir pay sahibinin şüpheli gördükleri noktalara murakıpların dikkatlerini çekmeye ve gerekli izahatı istemeye yetkili olduğu hüküm altına alınmış, maddenin son fıkrasında bu hakkın ana sözleşme ile veya şirket organlarından birinin kararıyla ortadan kaldırılamayacağı ve sınırlandırılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Kanun şirket ortaklarına şirket faaliyetleri ile ilgili geniş ve sınırlandırılamayan bir bilgi alma hakkı tanıdıktan sonra Türk Ticaret Kanunu’nun 363. maddesinin ikinci fıkrasında şirket sırlarını öğrenen ortakların bu sırları saklamakla yükümlü olduklarını hükme bağlayarak, bahse konu yasağa uymayanlar hakkında kanunun çok az yerinde yer verilen cezai sorumluluğu öngörmüştür.

 

J- TOPLANTIYA DAVET USULÜNE UYULMASINI İSTEME HAKKI

6762 sayılı TTK, anonim şirket genel kurullarının daha kolay yapılabilmesi için 370. maddesinde bütün ortakların veya temsilcilerinin hazır bulunduğu durumlarda toplantıya davet usulüne uyulmadan genel kurul olarak toplanılabileceğini hüküm altına almıştır. Kanun, bu noktada pay sahiplerinin haklarını da göz ardı etmemiş ve pay sahiplerinden herhangi birinin itirazını (pay oranına bakmaksızın) toplantıya davet usulüne uyulmasını istemek için yeterli görmüştür.

 

K- SERMAYE ARTIRIMINDA YENİ PAY ALMA HAKKI (RÜÇHAN HAKKI)

Anonim şirket pay sahiplerini dışarıdaki kişilerden ayıran ve bir bakıma ortaklık payını koruyabilmesine imkan sağlayan hak, Kanun’un 394. maddesinde hüküm altına alınan rüçhan hakkıdır. Buna göre esas sermayenin artırılmasına ilişkin genel kurul kararında aksine bir şart belirtilmedikçe; pay sahiplerinden her biri, yeni hisse senetlerinden şirket sermayesindeki payı ile orantılı olacak kadarını alma hakkını haizdir. Ortakların bu hakları, İdare meclisince pay sahiplerine verilecek senetlerin ihraç bedellerinin gazetelerle ilan edilmesi ve pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kullanabilmeleri için tayin olunacak müddetin en az 15 gün olarak belirlenmesi zorunlulukları getirilerek garanti altına alınmıştır.

 

L- HİSSE SENETLERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİNE İZİN VERME HAKKI

TTK’nın 400. maddesi genel kurula esas sermaye aynı kalmak şartıyla esas mukaveleyi değiştirmek suretiyle hisse senetlerini itibari kıymetleri daha az olan hisse senetlerine bölmek veya itibari kıymetleri daha yüksek olan hisse senetleri halinde birleştirmek yetkisini vermiştir. Ancak hisse senetlerinin birleştirilmesi için kullanılacak bu yetki ancak her pay sahibinin muvafakatine bağlanmıştır. Dolayısıyla bu hüküm gereğince pay sahipleri sahip oldukları hisse senetlerinin birleştirilmesine izin vermeme hakkına sahiptirler.

 

M- KAZANÇ VE TASFİYE NETİCESİNDEN PAY ALMA HAKKI

Anonim şirket pay sahibinin en temek haklarından birisi de kazanca ortak olma ve tasfiye neticesinden pay alma hakkıdır. Kanun’un 455. maddesi kanun ve esas mukavele hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmaya tahsis olunan safi kazanca, payı nispetinde iştirak hakkını her pay sahibine vermiştir.

 

447. maddesinde düzenlenen bu hakka göre, tasfiye halinde bulunan şirketin borçları ödendikten sonra kalan mevcudu, ana sözleşmede aksine bir hüküm olmadıkça, pay sahipleri arasında ödedikleri sermayeler ve paylara bağlı olan imtiyaz hakları nispetinde dağıtılır. Ayrıca 455. maddede şirketin infisahı halinde her pay sahibinin infisah eden şirket mallarının kullanılması hakkında esas mukavelede başkaca bir hüküm olmadığı takdirde, tasfiye neticesine payı nispetinde iştirak hakkını haiz olduğunu hüküm altına almıştır.

 

IV- SONUÇ

Sonuç olarak, Türk Ticaret Kanunumuz 1956 yılında kanunlaşmasına ve yürürlüğe girmesinin üzerinden 54 yıl geçmiş olmasına rağmen günümüz ticaret hukuku literatürüne aykırı olmayacak şekilde anonim şirket ortaklarına önemli haklar vermiş ve bu hakları garanti altına almıştır. Geniş haklara sahip olduklarını bilen insanlar anonim şirketlere ortak olmak yolunda cesaretlenecek ve sermayenin tabana yayılması hızlanacaktır. Ancak sermayenin tabana yayılması hususunda alınması gereken çok yol olduğu unutulmamalıdır.

Yakup AKKAYA *

Yaklaşım

* Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi