Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
KDVden sorumlu tutulmamak için yapılacak ödemelerde dikkat edilmesi gereken hususlar PDF Yazdır e-Posta
26 Ekim 2010
Image

Son günlerde, Katma Değer Vergisi iade talebinde bulunan mükelleflerden veya bu mükelleflerin mali müşavirlerinden tarafıma sıkça yöneltilen bir soru var. Soru şöyle.

“Katma Değer Vergisi iade talebinde bulunan mükellefin mal veya hizmet aldığı mükellefin mal veya hizmet aldığı mükelleflerden bir veya bir kaçının sahte veya muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge kullandığı, bu durumun ise iade talebinde bulunan mükellefin talebinin yerine getirilmesinin bazı şartlara bağlandığı ve bu şartların iade talebinde bulunan mükelleften yerine getirilmesi istendiğidir.”

Konuyu bir örnekle açıklamıştır.

Bazı bölümleri kısaltılan bu yazının konusu, söz konusu örnekte yer alan işletmenin veya böyle bir durumdaki herhangi bir işletmenin sorumluluktan kurtulup iade talebinin yerine getirilebilmesi için alımda bulunduğu işletmelere ödeme yaparken dikkat etmesi gereken hususları irdelemek ve daha açık olarak firmaları ödemeler konusunda ikaz etmektir.

Ödemeler üç şekilde yapılabilir.

a. Ödemelerin işletmenin kendi çeki ile yapılması

b. Ödemelerin banka havalesi veya EFT ile yapılması

c. Ödemelerin müşteri çeklerinin cirosu ile yapılması

a.Ödemelerin İşletmenin Kendi Çeki İle Yapılması

İşletme,Türk Ticaret Kanununun 697.maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkrasına uygun olarak çekini tanzim etmelidir. Başka bir ifade ile, adına çek düzenlenen kişinin adı (çek tanzim edilen şirket ise şirketin ünvanı) ve vergi kimlik numarası çekte yer almalıdır. Ayrıca çekin ödenmiş olması şarttır.

b.Ödemelerin Banka Havalesi İle Yapılması

Fatura bedeli veya cari hesap bedelinin KDV dahil toplam tutarı bankalar veya katılım bankaları aracılığı ile ödenirse, ödeme sırasında düzenlenecek belgeye satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka veya katılım bankalarındaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları gerekir.

Bankalar aracılığı ile yapılan ödemeler havale şeklinde olabileceği gibi EFT şeklinde de olabilir. Hesaba yatırma şeklinde yapılan ödemeler KDVde müteselsil sorumluluktan kurtulabilme açısından kabul edilmemektedir.

c.Ödemelerin Müşteri Çeki İle Yapılması

İşletmelerde en çok yanılgıya sebep olan bir ödeme şekli de müşteri çeki ile yapılan ödemelerdir. Bir çok firma maalesef hala tam ciro değil beyaz ciro uygulamaktadır.

Oysa, 84 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde açıklandığı üzere çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap tutulmamak bakımından çekin tam ciro ile devri gerekir.

Sadece tam ciro da yeterli olmayıp çek alım ve teslim bordrolarında da aşağıdaki bilgiler tam olarak bulunmalıdır.

Çeklerin alımında ve devrinde düzenlenen çek alım bordrosu ve çek çıkış bordrosunda alanın ve verenin adı,soyadı (şirketler için ayrıca ünvanı) vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunması zorunludur.

Çek alım veya teslim bordrosunda birden fazla çekin bulunması halinde çeki keşide veya son ciro edenlerin isim ve unvanları ile çek tutarları bordroya ayrı ayrı yazılmalıdır. (VUK 1 numaralı Sirküleri ve 08.04.2008 tarih-036254 numaralı Gelir İdaresi Başkanlığı görüşü)

Tam ciro: Çeki ciro edenin, ciro edeceği kimsenin adını, soyadını, vergi kimlik numarasını ve emrine ödeyiniz ibaresini yazıp, imzalaması tam ciro anlamına gelir.

Söz konusu çekin ödenmiş olması ve ödendiğinin banka sistemi içerisinde takip edilebilmesi de aranan şartlardandır.

Ödemeler yukarıdaki şekilde yapılsa bile, alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde müteselsil sorumluluk kalkmayacaktır.

*Müşteri çeklerinin ödendiğinin takip edilebilmesi pratikte pek kolay değildir. Ancak, çekin ödendiğine ilişkin banka dekontu veya ödenen çekin arkalı-önlü fotokopisi temin edilebilirse yukarıda aktarılan kurallara da uymak kaydı ile KDVden müteselsil sorumluluk anlamında kurtulmak mümkün hale gelebilecektir.

Şeklinde Sevgili Kardeşim Yeminli Mali Müşavir Yakup Kayıhanın yazısı devam etmekte ve okuyuculara hemen hemen hiç tereddüt bırakmayacak şekilde bilgi vermektedir.

Ancak, bu bilgiler ve bu şekilde yapılan tatbikat bile sorunu çözmeye yetmemektedir.

Bu konuda çıkış ise bir Yeminli Mali Müşavir raporu ile çekin yukarıdaki şartlara uygun olarak tanzim edilip verildiğini ve tahsil edildiğini tesbit etmenizdir.

Ancaaak, işte bu işe kalkışan Yeminli Mali Müşavir de umumiyetle mevzuata YENİLMİŞ BİR MALİ MÜŞAVİR oluyor ve aşağıdaki durumlarla karşılaşıyor.

Bankalara çeklerin akıbetini, ödenip ödenmediğini, Yeminli Mali Müşavir olarak sorduğunuzda ve eğer ödendi ise dekont suretini de istediğinizde bankaların bazısı yazınıza hemen cevap vermekte ve talepleri yerine getirmekte aynı bankanın bir başka şubesi veya bankaların bazısı ise muhtelif yazışmalarla çeşitli taleplerde bulunmaktadır.

Mesela, Yeminli Mali Müşavirin tam tasdik sözleşmesi fotokopisi veya noter tasdikli suretini isteyenler mi dersiniz, yoksa ilgili yasa maddelerini talep edenler mi dersiniz, yahut bilmem kaç sahifelik 27 veya diğer numaralı Yeminli Mali Müşavirlik tebliğlerini talep edenler mi dersiniz, bunun gibi bir çok isteklerle karşılaşıyorsunuz.

Aynı bankanın bir şubesi talebinize derhal olumlu cevap verirken bir başka şubesi ise kendi hukuk müşavirliğine müracaat ediyor ve hukuk müşavirliğinin Yeminli Mali Müşavirlik mevzuatını incelemediği için Bankalar yasasının gizlilik hükümlerine sığındığını görüyorsunuz, yine muhtelif taleplerle karşılaşıyorsunuz.

Sorunu çözebilmek için bankaların taleplerini bence hiç gerekmediği halde yerine getirdiğinizde şöyle bir cevapla karşı karşıya kalıyorsunuz.

Bankacılık kanununun 73. maddesi 3. fıkrasında bankaların müşterilerine ait bilgi ve belgeleri ancak kanunen açıkça yetkili kılınan mercilere verebileceği belirtilmiş olup aynı kanunun 159 maddesinde bankaların müşteri ve banka sırrı niteliğindeki belgeleri kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklaması halinde bu eylemi yapanlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve bin günden ikibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabileceği hükme bağlanmıştır. Bankacılık kanununda yer alan bu düzenleme gereğince 3. kişiler hakkında ilgi yazınız ile talep olunan bilgiler kanundaki yasak kapsamındadır denilerek bu nedenlerle talep ettiğiniz bilgi ve belgenin tarafınıza verilmesi mümkün değildir şeklinde bir yazı ile talebiniz reddedilmektedir.

Bu durumda, Yeminli Mali Müşavirlerce yapılması gereken, banka tarafından verilen cevabi yazıyı da ekleyerek bankanın cevap vermediğinden bahisle, Yeminli Mali Müşavirlik tarafından yapılacak bir şey olmadığından Vergi Dairesinin bankadan gerekli bilgiyi alması ve sorunu çözmesidir.

Enteresandır, bu yazının ilk taslağının hazırlandığının ertesi günü yani 15.10.2010 tarihinde Bursa Yeminli Mali Müşavirler Odasında KDV iadesi risk analizi konusunda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Grup Başkanı Sayın Uğun Doğan tarafından bir seminer tertip edildi. Yukarıda bahsedilen konular da dile getirildi. Ancak bir çözüm bulunamadı. Bunu da ayrıca belirtmek isterim.

SONUÇ:

Bize göre, bankaların Yeminli Mali Müşavirlerin taleplerini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu konuda gerek Bankalar Birliğinin üyelerine çeklerin ödenmesi ile ilgili olarak Yeminli Mali Müşavirlerin taleplerinin yerine getirilmesi hakkında bir bildirimde bulunması ve gerekse de Maliye Bakanlığının bu konuda hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak düzenleme ve bilgilendirmeyi yapmasıdır. Yahut da verilen bilgilerle Maliye Bakanlığının bankalarda gerekli incelemeyi bizzat yaparak mükellefleri rahatlatması gerekir.

http://www.ekohaber.com.tr/Cevdet_Akcakoca_KDVden_sorumlu_tu...