Çek yasasında tacir sorunu |
|
|
|
26 Ekim 2010 |
Türk Ticaret Kanununda, tacir sıfatının elde edilmesi gerçek kişiler ve tüzel kişiler bakımından ayrı ayrı düzenlenmiştir. Buna göre tacir olacak tüzel kişiler şunlardır; ticaret şirketleri, amacına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler, kendi özel yasaları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler (m.18). Gerçek kişi tacir ise, var olan bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi olarak anlaşılması gerekmektedir (TTK m.14 vd.). Esnaf ve Küçük Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup kazançları gerçek usulde vergilendirilenler Vergi Usul Kanununun 177/I.b.13 madde hükmünde yer alan maddi limitlerin yarısını, b.2 hükmünde yazılı maddi limitin tamamını aşmayanlar esnaf ve küçük sanatkar sayılır (507 sayılı EKSK m.2,6; TTK m.1,17; Bakanlar Kurulunun 25.01.1986 gün 86/10313 sayılı Kararı). Söz konusu limitleri aşanlar ise, tacir sayılırlar. 5941 sayılı Çek Kanununa göre, esnaf ve sanatkar odalarına kayıtlı olanlardan, tacir kişilere özgü çek hesabı açtıranlar hakkında bu Kanunun tacirlere ilişkin hükümler uygulanır (m.2/11). Diğer yandan, tacirin ticari işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (m.7/I). Bu durumda tacirin ticari işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, üstte açıklanan limit nazara alınmadan esnaf ve sanatkarlarda tacir kişilere özgü çek hesabı açtırmış olmasa bile bu kimselerin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Oysa, üstte belirtilen limitleri aşan esnaf ve sanatkarlar tacir sayılacaklarından Çek Kanununun yürürlükteki düzenlemesinin esas yönünden hatalı olduğu açıktır. Sanık aleyhine olan bu durumun, yeni bir yasal düzenleme ile çözüme kavuşturulması mümkündür. Ne var ki, halen yürürlükte olan Yasanın, bu hatalı düzenlemede ortaya çıkan sorununun, yargı içtihatları ile giderileceğini umuyoruz. Dr. Mevci Ergün Eko Haber |