Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Memurların Emekli Aylıkları Haczedilebilir mi? PDF Yazdır e-Posta
18 Kasım 2010

Image

Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu(1), Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal Kararı(2) üzerine ertelenmek zorunda kalmış ve 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun(3) ile Anayasa Mahkemesi kararındaki iptal gerekçeleri esas alınarak yeniden düzenlenerek 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren büyük ölçüde yürürlüğe girmiştir.

I- GİRİŞ

Anayasa Mahkemesi’nin iptal Kararı’ndaki gerekçelerde ifade edilen ve özellikle kamu görevlileri açısından ortaya çıkacağı belirtilen hak kayıplarının önlenmesi kapsamında 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmış(4) olsalar da, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun bazı hükümlerinin, 2008 yılı Ekim ayı başından önce göreve başlayan memurlar hakkında Kanun’un geçici 4. maddesiyle belirlenmiş kapsamda halen uygulanmaya devam edilmektedir.

İşte söz konusu geçici madde nedeniyle kamu görevlileri arasında sosyal güvenlik bakımından 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olan ve “eski memurlar” olarak adlandırılan, ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başından sonra göreve başlamaları nedeniyle haklarında tamamen 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereken ve “yeni memurlar” olarak adlandırılan iki ayrı memur grubu ortaya çıkmıştır.

Eski memurlar için 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı veya hangi hallerde 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı konusunda tereddütler oluşmakla birlikte, 2008 yılı Ekim ayı başından önce göreve başlamış olmaları nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamında bulunan memurlar hakkında yalnızca madde ile belirlenen sınırla çerçevesinde 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmaktadır. Yani eski memurlar açısından 5434 sayılı Kanun her durum için değil geçici 4. madde ile belirlenen bazı hak ve işlemler açısından uygulanmaya devam edilecek, madde kapsamı dışındaki diğer konularda ise 5510 sayılı Kanun, eski memurlar hakkında da uygulanmaktadır.4

Dolayısıyla 2008 yılı Ekim ayı başından önce göreve başlamış olsalar bile memurlar hakkında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereken maddelerin bulunduğu ve yürütülen işlemler ve ortaya çıkan sorunların çözümlenmesi bakımından 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin esas alınmasının gerektiğini açıklamak faydalı olacaktır.

Bu yazımızda, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bağlanmış olan aylıkların haczi konusunda 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı açıklanacaktır.

II- 5510 SAYILI KANUN’UN GEÇİCİ 4. MADDESİNİN KAPSAMI

Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararı sonrasında ve iptal gerekçeleri esas alınarak yapılan değişiklikler ile şekillenen 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesinde 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre kendilerine emekli, adi malûllük ve vazife malûllüğü ile dul ve yetim aylığı bağlananlar ile henüz aylık bağlanmamış olmakla birlikte 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Kanun kapsamındaki kurum ve görevlerde bulunmuş olan memurlar hakkında 5434 sayılı Kanun’un hangi hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği, iptal kararında ifade edilmeye çalışılan hak kayıplarının önlenmesinin sağlanması bakımından 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi ile sayma yolu ile belirlenmiş bulunmaktadır. Buna göre, 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesiyle:

1- 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarih ve 5434 sayılı Kanun’a göre;

· Aylık,

· Tazminat,

· Harp malûllüğü zammı,

· Diğer ödemeler ve yardımlar ile

· 5454 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ek ödeme

verilmekte olanlara, 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil ilgililerin 5434 sayılı Kanun’da kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bu ödemelerin yapılmasına devam edileceği,

2- 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce,

· İştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile

· 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında,

5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı,

3- 5510 sayılı Kanun’da aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde;

· İştirakçi iken, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun’un 4/1-c bendi kapsamına alınanlar,

· 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup Kanun’un 4/1-c bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile

· Bunların dul ve yetimleri

hakkında 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı,

4- (Geçici 4. madde) kapsamına girenlerin;

· Aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması,

· Toptan ödemeleri,

· İlgi devamı,   

· İhya ve borçlanmaları,           

· Diğer ödemeler ve yardımlar ile

· Emeklilik ikramiyeleri

hakkında yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre (mülga 2829 sayılı Kanun(5) hükümlerinin ayrıca dikkate alınmak suretiyle) işlem yapılacağı,

5- 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece, bu Kanun’un 4/1-c bendine göre sigortalı sayılacakları ve bunlar hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı,

6- 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi olup, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanların;

· Kesenek ve karşılıkları,

· Fiili hizmet zammı ve itibari hizmet süresi karşılıkları ile

· %100 artış farkları

hakkında 5434 sayılı Kanun’un hükümleri uyarınca işlem yapılacağı

hükme bağlanarak, Anayasa Mahkemesi kararı esasları dahilinde 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce sosyal güvenlik bakımından 5434 sayılı Kanuna tabi olanlar için yürürlükten kaldırılmış olsalar dahi uygulanmaya devam edecek 5434 sayılı Kanun hükümlerinin kapsamı belirlenmiş bulunmaktadır.

Dolayısıyla 2008 yılı Ekim ayı başından önce göreve başlamış olan ve tabi oldukları sosyal güvenlik mevzuatının tespiti bakımından eski memurlar olarak adlandırılan kamu görevlileri hakkında hangi kanun (5434 sayılı Kanun mu? Yoksa 5510 sayılı Kanun mu?) hükümlerinin uygulanacağı veya uygulanmaya devam edeceği hususundaki tespitlerin açıklanan hükümler çerçevesinde yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanmış ve ödenmekte olan veya bağlanacak aylıkların haczi konusunda 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlerin uygulanmaya devam edeceği hususunda herhangi bir tespit yapılmadığı gibi, 5434 sayılı Kanunda aylıkların haczine ilişkin işlemleri açıklayan herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır.

III- EMEKLİ AYLIKLARININ HACZİ VE 5510 SAYILI KANUN’A GÖRE HACİZ İŞLEMLERİ

A- SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATIMIZDA YER ALAN AYLIKLARIN HACZİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

1- 5434 Sayılı T.C. Emekli Kanunu’na Göre Aylıkların Haczi

5434 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile Emekli Sandığı’nın her çeşit menkul ve gayrimenkul malları, gelir ve alacaklarının Devlet mallarının hak ve rüçhanlığını haiz olduğu ve bunlara karşı suç işleyenler hakkında Devlet mallarına karşı suç işleyenler gibi kovuşturma yapılacağı ve emanet hesaplarında kayıtlı olanlar hariç olmak üzere bunların, Sandığın ve Sandık iştirakçileriyle Sandık’tan aylık bağlananların borçları için hiçbir suretle haciz edilemeyeceği gibi, bunlar hakkında iştirakçilerle Sandıktan emekli, adi malûllük, vazife malûllüğü, harp malûllüğü, dul ve yetim aylığı bağlananlar tarafından temliki tasarrufta bulunulamayacağı hükme bağlanırken, yukarıda açıklandığı üzere aylık bağlananların borçları dolayısıyla kendilerine ödenmekte olan aylıkların haczedilemeyeceğine dair bir hükme yer verilmemiştir.

Ancak, 5434 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı alanların ölümü halinde, ödenen ölüm yardımının hiç bir suretle haciz ve temlik edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu durumda, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenen aylıklar ile emekli ve evlenme ikramiyelerinin haczi konusunda herhangi bir engel bulunmamakta idi.

2- 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na Göre Aylıkların Haczi

506 sayılı Kanun’un “Sigorta Yardımlarının Haczedilemeyeceği, Yanlış ve yersiz Ödemelerin Tahsili” başlıklı 121. maddesi ile Kanun kapsamında bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımların, nafaka borçları ve takip ve tahsili gereken alacaklar kurum dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği hükme bağlanmak suretiyle, aylık alanların kurum dışındaki borçları dolayısıyla ödenen/ödenecek gelir veya aylıklar ile sağlanacak yardımların haczedilemeyeceği açıkça hükme bağlanmıştır.

3- 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na Göre Aylıkların Haczi

1479 sayılı Kanun’un “Sigorta Yardımlarının Haczedilemeyeceği” başlığı altındaki 67. maddesinde 1479 sayılı Kanun gereğince bağlanacak aylıkların, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği, ayrıca sigortalılara veya hak sahiplerine Kurum’ca yersiz olarak ödendiği anlaşılan her türlü aylık yardımların, ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı belirlenmiş bulunmakta idi.

Görüleceği üzere, 5434 sayılı Kanun dışındaki kanunlarda, ödenecek/öde-nen aylık ve yardımların kurum alacakları ve nafaka borçları dışında haciz veya devir ve temlik edilemeyeceği hususları birer kanun maddesi olarak 506 ve 1479 sayılı Kanunlarda yer almıştır.

B- İCRA VE İFLAS KANUNU İLE AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’DA YER ALAN AYLIKLARIN HACZİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Gerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gerekse 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da, haczedilemeyecek mallar hakkında birer tespit yapılmış ve bu tespitlerle yalnızca “Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malûl olanlara bağlanan emekli aylıkları ile bu kabil kimselerin dul ve yetimlerine bağlanan aylıklar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış ikramiyeleri”nin haczedilemeyeceği, aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirlerin ise kısmen hacizolu-nabileceği hükümlerine yer verilmiştir. Bunların haczolunacak miktarının ne olacağı konusunda 2004 sayılı Kanun’da dörtte biri oranına yer verilirken, 6183 sayılı Kanun’da haczolunacak miktarın üçte birden çok, dörtte birden az olamayacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere 506 ve 1479 sayılı Kanunlarda bu Kanunlara göre ödenen aylık ve yardımların haczedilemeyeceğine ile ilişkin hükümler yer alırken, 2004 ve 6183 sayılı Kanunlarda bu hükümler aksine olarak emekli aylıkları ile sigorta ve emeklilik sandıklarınca bağlanan gelir ve aylıkların kısman haczolunabileceği hususunda hükümlerin yer alması uzun yıllar uygulamada tartışma konusu olmuştur. Ancak, 5434 sayılı Kanun’un haczedilemezlik konusunda herhangi bir hükmü içermemesi kanunen bu tür tartışmaların yaşanmasına imkan tanımamıştır.

C- 5510 SAYILI KANUN’DA YER ALAN AYLIKLARIN HACZİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

2008 yılı Ekim ayı başından itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesi ile Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakların, devir ve temlik edilemeyeceği ve gelir, aylık ve ödeneklerin takip ve tahsili gereken prim ve diğer alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükme göre haklarında 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle aylık bağlanan memurlar dahil tüm sigortalı ve hak sahiplerine ödenen;

- Gelir,

- Aylık,

- Ödeneklerin (geçici iş göremezlik, evlenme ve cenaze ödenekleri),

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun alacakları ve nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği belirlenmiştir.

Ancak söz konusu hükme rağmen ortaya çıkan uyuşmazlıklar göz önünde bulundurularak 18.02.2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanun’un 32. maddesiyle 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinin birinci fıkrasına eklenen; “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” ibaresi ile 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin ancak borçlunun muvafakatının bulunması halinde haczedilebileceği belirlenerek, söz konusu ödemelere ilişkin haczedilmezlik vurgulanmıştır.

Gerek 5434 sayılı Kanun’un bu Kanun’a göre ödenen aylıkların haczedilemeyeceğine ilişkin herhangi bir hükmü içermemesi, gerekse 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi ile 5434 sayılı Kanun kapsamında bağlanarak ödenen aylıkların hacziyle ilgili olarak farklı bir hükme yer verilmemiş olması nedenleriyle, 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olan memurlar da ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başından sonra sigortalı olan memurlar hakkında uygulanmaya başlayacak olan ve 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi hükmüne göre borçlunun muvafakati bulunmaması halinde aylıkların haczedilemeyeceği hususundaki hükümlere tabi olacaklardır.

Nitekim konuya ilişkin olarak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce verilen Kararlarda, borçlunun Emekli Sandığı Kanunu’na göre almakta olduğu emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasının talebi hakkında 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi haczi yasak gelir, aylık ve ödeneklerin borçlunun muvafakati bulunmadıkça haczedilemeyeceği hükmü gereği borçlunun muvafakati alınmadan emekli maaşı üzerine konan haczin kaldırılmasına karar verilmiş ve Emekli Sandığı’ndan emekli maaşı alanlara da 5510 sayılı Kanun’un 93. madde hükmünün uygulanması gerektiğine(7) hükmedilmiştir.

IV- SONUÇ

Sosyal güvenlik bakımından 5434 sayılı Kanun’a tabi olan 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce göreve başlayan her kamu görevlisi için 5434 sayılı Kanun hükümlerinin tamamının 2008 yılı Ekim ayından sonra da uygulanmasına devam edilmeyecektir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesiyle 5434 sayılı Kanun’un uygulanmaya devam edecek hükümlerinin hangi konuları içerdiği açıkça tespit edilmiştir.

Esasen 5434 sayılı Kanun’da bağlanan/bağlanacak aylıkların haczedilip haczedilmeyeceği hususunda bir hükmede yer verilmediğinden, 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi hükmünün verilen yargı kararları da göz önünde bulundurularak 2008 yılı Ekim ayından önce göreve başlayan memurlar hakkında da uygulanması bir zorunluluktur.

Aylığı ister 2008 yılı Ekim ayından önce, isterse 2008 yılı Ekim ayından önce bağlanmış olsun ilgililere ödenen/ödenecek aylık ve ödeneklerin, borçlunun muvafakatı olmaksızın haczedilmesi kanunen mümkün değildir.

Bu nedenle, İcra Müdürlüklerince kendilerine yapılan haciz taleplerini borçlunun hangi kanuna göre aylık aldığını (5434, 506, 1479, 5510 sayılı Kanunlara) araştırmak suretiyle değil, borçlunun muvafakatı olup olmadığı yönünde yapacağı araştırmaya göre sonuçlandırmalı ve tarafına 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık ödenen borçlu hakkındaki haciz talebini bu kapsamda değerlendirmelidir. Bununla birlikte, 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinde belirtilen aylık ve ödenek kapsamı dışında kalan emekli ikramiyesinin, borçlunun muvafakatı olmasa dahi haczedilmesinde ise bir engel bulunmamaktadır.

 

Ahmet ALTINTAŞ*

Yaklaşım / Kasım 2010 / Sayı: 215

 

*          SGK Sosyal Güvenlik Uzmanı

(1)       16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)       Anayasa Mahkemesi’nin, 15.12.2006 tarih ve E. 2006/111, K. 2006/112 sayılı İptal Kararı, 30.12.2006 tarih ve 26392 (5. mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3)       08.05.2008 tarihli ve 26870 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(4)       Bkz. 5510 sayılı Kanun md. 106

(5)       24.05.1983 tarih ve 2829 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun” 5510 sayılı Kanun’un 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

(6)       Yrg. 12. HD.’nin, 14.01.2010 tarih ve E.2009/18630, K.2010/444 sayılı; 10.11.2009 tarih ve E. 2009/13919, K. 2009/22035 sayılı; 23.06.2009 tarih ve E. 2009/5600, K. 2009/133781 sayılı Kararları.