Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İmha olunan Malların KDV' si konusundaki Yargı Kararları PDF Yazdır e-Posta
06 Kasım 2010
Image

113 NO’LU KDV GENEL TEBLİĞİ'NİN "KULLANIM SÜRESİ GEÇEN VEYA KULLANILAMAYACAK HALE GELEN MALLARA İLİŞKİN YÜKLENİLEN KDV HAKKINDA YAPILACAK İŞLEM" BAŞLIKLI "E" BÖLÜMÜNÜN İPTALİ İSTEMİYLE AÇILAN DAVADA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ ÜZERİNE DANIŞTAY 4. DAİRESİNCE VERİLEN KARAR VE BU KARARARA YAPILAN İTİRAZ ÜZERİNE DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULUNCA VERİLEN KARAR METİNLERİ :

1. DANIŞTAY 4. DAİRESİNE YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİ ÜZERİNE VERDİĞİ RED KARARI

T.C.

DANIŞTAY

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2010/462


Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen : ………………………………

Vekili ; Av. Dr. ………………..

Davalı : Maliye Bakanlığı/ANKARA

İstemin Özeti : 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklemken KDV Hakkında Yapılacak işlem" başlıklı "E" bölümünün iptali istemiyle açılan dava sonuçlanıncaya kadar yürütmenin durdurulması isteminden ibarettir.

Maliye Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti : Kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğu, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30/c maddesi uyarınca mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, yapılan düzenlemenin Kanuna uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Yavuz Şen'in Düşüncesi : Kullanım süresinin geçmesi veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen malların takdir komisyonu kararıyla imha edilmesi işleminde, mükellefin iradesi dahilinde bir yok etme veya zayi etme olayı söz konusu olmadığı ve işlemin tamamen vergi idaresinin bilgisi dahilinde ve onun kararı ile gerçekleştirildiğinden Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30/c maddesinde öngörülen anlamda bir zayi olan maldan söz edilemeyeceği, aksi yönde düzenlenen Genel Tebliğin dava konusu edilen bölümünün Kanunu aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Gülsen Bişkin'in Düşüncesi : 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazetede'de yayımlanan 113 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "E" bölümünün iptali istemiyle açılan dava sonuçlanıncaya kadar yürütmenin durdurulması istenmiştir.

İptali istenen E-Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem başlıklı bölümde" Gelir idaresi Başkanlığına intikal eden olaylardan; mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların, ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda, bu mallara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır.

Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 Noılu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Dava konusu düzenlemenin dayanağı 3065 sayılı KDV Kanununun "indirilemeyecek KDV" başlıklı 30. maddesinin 4503 ve 5228 sayılı Kanunlarla değişik (c) bendinde, deprem, selfelaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Madde hükmünün gerekçesi ise;

Maddenin (c) bendindeki hüküm esas itibariyle vergilendirme emniyetini sağlamak ve malların zayi olduğu gerekçesiyle yaratılabilecek vergi kaybını önlemek amacına yönelik bulunmakta, bunun yanı sıra tasarı genel esprisi itibariyle her kademede yaratılan katma değeri mutlaka vergilendirmeyi hedef tutmaktadır. Bu açıdan bakıldığında malların mükellef tarafından kendi özel ihtiyaçlarında kullanılması veya her ne suretle olursa olsun işletmeden çekilmesi ile zayi edilmesi arasında hiçbir fark bulunmamakla, dolayısıyla zayi olan mallan için alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirilmesi mümkün görülmemektedir. Bir vergi sisteminde alışlarla ilgili verginin indirilmesi bu malların satışı sırasında nasıl olsa vergiye tabi tutulacağı, diğer bir ifade ile mala eklenen değerin vergilendirilmiş olacağı düşüncesine dayanır. Zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir değer olamayacağından, bunlara ait vergilerin indirilmesi sistemin mantığına ters düşecektir, şeklindedir.

Dava konusu edilen düzenlemeye kadar Maliye Bakanlığının görüşüde "çürüme, bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı dikim, renk farklılığı, leke, şirket politikası gereği gibi sebeplerle bir daha kullanılma ve/veya satılma olanağı kalmaması nedeniyle takdir komisyonu gözetiminde imha edilen malları zayi olan mal kapsamında değerlendirilemeyeceği, bunların KDV'sinin ise indirim konusu yapılabileceği" doğrultusunda iken yeni düzenleme ile "kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve İmha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır." şeklini almıştır.Mevcut Yasal düzenlemede bir değişiklik olmadığı halde Genel Tebliğ ile uygulama değiştirilmiştir.

Kullanım süresinin dolması veya başka sebeplerle kullanılamayacak hale gelmesi nedeniyle takdir komisyonu kararıyla imha edilen malların Kanun'un 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu yoruma açık bir konu olduğundan 30/c maddesinin düzenlenme gerekçesi dikkate alındığında bu düzenleme esas itibariyle vergilendirme emniyetini sağlamak ve malların zayi olduğu gerekçesiyle yaratılabilecek vergi kaybını önlemek amacına yönelik bulunmaktadır. Madde hükmü ile malların irade dahilinde zayi edilmesi ihtimali gözönüne alınarak, vergi emniyetini sağlamanın amaçlandığı anlaşılmaktadır.Yine gerekçede yer alan, "malların mükellef tarafından kendi özel ihtiyaçlarında kullanılması veya her ne suretle olursa olsun işletmeden çekilmesi ile zayi edilmesi arasında hiçbir fark bulunmamakta" şeklindeki ifade Kanunun 30/c maddesinde 4503 ve 5228 sayılı Kanunlarla yapılan değişikliklerle, mükellefin iradesi dışında meydana gelen deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı'nın mücbir sebep kabul ettiği yangınlarda yok olan
malların madde kapsamından çıkarılması da, aynı niteliktedir.

Kullanım süresinin geçmesi veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen malların takdir komisyonu kararıyla imha edilmesi işleminde, mükellefin iradesi dahilinde bir yok etme veya zayi etme olayı söz konusu değildir. Olay tamamen vergi idaresinin bilgisi dahilinde ve onun kararı ile gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla, olayda Kanunun 30/c maddesinde öngörülen anlamda bir zayi işlemi söz konusu değildir.

Aksi yolda yapılan düzenleme Yasayı aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27 nci maddesinin 2 nci fıkrasında Danıştay veya idari Mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri belirtilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergi indirimi" başlıklı 29 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak, (a) kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini, (b) ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini, (c) götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap.dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceği hüküm alt.na almm,şt,r. Ayn. Kanunun 30 uncu maddesinde ise indirilemeyecek katma değer vergisi düzenlenmiş, maddenin (c) bendinde, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun genel gerekçesinde, katma değer vergisinde üretim dağıtım ve hizmet sektörlerinin her safhada vergiye tabi tutulmakta, ancak sistemin bünyesi içindeki indirim mekanizması vasıtasıyla işletme girdileri için ödenen vergi indirilmek suretiyle, yalnızca o safhada eklenen değer vergilendirilmiş olduğu, katma değer vergisinde matrah üretim ve dağıtım süreçlerinde çeşitli işletmeler arasında bölünmekte ve her işletme, yalnızca kendi kattığı değerin vergisini satış bedeli içinde müşteriden tahsil ederek vergi dairesine ödendiği açıklamasına yer verilmiştir. Bu bakımdan, katma değer vergisini diğer muamele vergilerinden ayıran en önemli özellik indirim müessesesidir. Nihaî tüketiciye kadar olan bütün safhalarda bu vergi alınmakta, ancak her bir safhada hesaplanan katma değer vergisinden bir önceki safhanın vergisi düşürülerek bakiye vergi Hazineye intikal ettirilmektedir. Bu şekilde fiilen sadece o aşamada eklenen değer vergiye tabi tutulmuş olup vergi yükü de verginin konusuna giren mal veya hizmetin nihai tüketicisinin üzerinde kalmaktadır.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 307c maddesinin gerekçesinde, maddenin (c) bendindeki hüküm esas itibariyle vergilendirme emniyetini sağlamak ve malların zayi olduğu gerekçesiyle yaratılabilecek vergi kaybını önlemek amacına yönelik bulunmakta, bunun yanı sıra tasarı genel esprisi itibariyle her kademede yaratılan katma değeri mutlaka vergilendirmeyi hedef tutulduğu, bu açıdan bakıldığında malların mükellef tarafından kendi özel ihtiyaçlarında kullanılması veya her ne suretle olursa olsun işletmeden çekilmesi ile zayi edilmesi arasında hiçbir fark bulunmamakta, dolayısıyla zayi olan mallar için alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirilmesi mümkün görülmediği, bir vergi sisteminde alışlarla ilgili verginin indirilmesi bu malların satışı sırasında nasıl olsa vergiye tabi tutulacağı, diğer bir ifade ile mala eklenen değerin vergilendirilmiş olacağı düşüncesine dayandığı, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir değer olamayacağından, bunlara ait vergilerin indirilmesi sistemin mantığına ters düşeceği belirtilmiştir.

Dava konusu edilen 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümünde "Gelir idaresi Başkanlığına intikal eden olaylardan; mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların, ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda, bu mallara ilişkin 'yüklenilen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğünün anlaşıldığı, KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlandığı, bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılmasının da mümkün bulunmadığı, bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerektiği" açıklamasına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, İdarenin önceki uygulamalarında kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelip takdir komisyonu nezdlnde imha edilen malların zayi mal olarak kabul edilmeyip ve bu mallara ait katma değer vergisinin indirime konu yapıldığı, kaldı ki kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen emtianın zayi mal olarak nitelendirilemeyeceği ileri sürülerek 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümünün iptalinin istendiği anlaşılmıştır.

İptali istenen düzenlemede uyuşmazlığın özü, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilen malların zayi mal olarak nitelendirip nitelendirilmeyeceğidir. Vergi kanunlarında zayi olan mal ve ya zayi olma kavramlarının ne anlama geldiği hususunda bir açıklamaya yer verilmediğinden zayi olmanın kelime anlamının ortaya konulması gerekmektedir. Zayinin sözlükteki anlamının kaybolma, yitme, kayıp, yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş olarak tanımlandığı, zayi olmanının yitmek, kaybolmak olarak tarif edildiği görülmektedir. Bu itibarla, sebebi ne olursa olsun ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilen malların yitip gittiği ve yok olduğu açıktır. Öte yandan İdarenin önceki uygulamalarının aksi yönde olması uyuşmazlık konusu malların nitelendirilmesinde her hangi bir hukuki etkisi olmayacaktır. Bu nedenle, Genel Tebliğin dava konusu edilen bölümünde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu durumda, dava konusu 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümü için 2577 sayıl. Kanun'un 27/2 nci maddesinde öngörülen koşulların birlikte gerçekleşmediği anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, 20.7.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X)

Dava, 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.

Dava konusu düzenlemenin dayanağı 3065 sayılı KDV Kanununun "indirilemeyecek KDV" başlıklı 30. maddesinin 4503 ve 5228 sayılı Kanunlarla değişik (c) bendinde, deprem, selfelaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır.

Dava konusu edilen 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı "E" bölümünde "Gelir idaresi Başkanlığına intikal eden olaylardan; mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların, ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda, bu mallara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirilip indirilemeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğünün anlaşıldığı, KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlandığı, bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılmasının da mümkün bulunmadığı, bu çerçevede, zayi olan mallara alt yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerektiği" açıklamasına yer verilmiştir.

Kullanım süresinin geçmesi veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen malların takdir komisyonu kararıyla imha edilmesi işleminde, mükellefin iradesi dahilinde bir yok-etme veya zayi etme olayı söz konusu olamadığı ve işlemin tamamen vergi idaresinin bilgîsi dahilinde ve onun kararı ile gerçekleştirildiğinden Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30/c maddesinde öngörülen anlamda bir zayi olan maldan söz edilemeyeceği, aksi yönde düzenlenen Genel Tebliğin dava konusu edilen bölümünün Kanunu aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından Genel Tebliğin iptali istenen bölümünde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği görüşüyle karara karşıyız.

2. DANIŞTAY 4. DAİRESİNİN YÜRÜTMEYİ DURUDURMA TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN KARARINA İTİRAZ ÜZERİNE DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULUNCA VERİLEN KARAR :



T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

YD İTİRAZ NO : 2010 / 67





İtiraz Eden : ………………… A.Ş.

Vekili : Av Dr. ………………

Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı - Gelir İdaresi Başkanlığı - Ankara

İstemin Özeti : 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 113 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin "Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara ilişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak işlem" başlıklı "E" Bölümüne karşı açılan davada yürütmenin durdurulması istemini reddeden Danıştay Dördüncü Dairesinin, 20.7.2010 günlü ve E:2010/462 sayılı kararına itiraz edilmiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi Selda GÜRSOYTRAK GÜLSEVEN'in Düşüncesi :ltiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, istemin kabulünü gerektirecek nitelikte görülmediğinden itirazın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Mukaddes ARAS'ın Düşüncesi : itiraz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, Danıştay Dördüncü Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, itirazın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, süresinde kayda geçen itiraz dilekçesi incelendikten sonra gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun değişik 27'nci maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleşmediği saptanarak Danıştay Dördüncü Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin karara karşı itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Bu nedenle itirazın reddine, 24.9.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X - K A R ŞI OY

İmha edilmesi yetkili komisyonlar huzurunda sağlanan, kullanım süresi geçen veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen mallara ilişkin katma değer vergisinin mükellefler tarafından yüklenildiği ve imhanın onların iradesi dışında oluştuğu açıktır. Yüklenildiği için indirilen bu verginin matraha dahil edilmesini öngören düzenleme yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddi yolundaki karara yöneltilen itirazın bu nedenle kabulü gerektiği oyu ile karara karşıyım.

http://www.bumindogrusoz.com/haber.php?haber_id=60