Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasında birkaç hatırlatma PDF Yazdır e-Posta
10 Kasım 2010
Image

Yaklaşık iki aydır kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması kamuoyu gündeminde bulunuyor.

En son Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan'ın açıklaması ile burada çalışmaların devam ettiğini ve kapsamın bir hayli geniş tutulacağını öğrenmiş bulunuyoruz.

Aslında zaten kamuoyunda bu süre zarfında çok ciddi bir beklenti yaratılmış oldu. Bundan sonra kapsamın geniş tutulması bu yapılandırmanın olmazsa olmaz şartlarından biri haline geldi.

Bu çalışmanın neleri kapsayacağı konusunda ayrıntı verilmemesine rağmen kapsamın geniş tutulacağının belirtilmiş olması yapılacak düzenlemenin en azından 2003 yılında çıkarılan vergi barışı düzenlemesinden geri kalmaması gerekiyor. Zaten yapılan açıklamalardan bu düzenleme kapsamında maliye ve gümrüğe ilişkin alacakların yanında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim alacakları, elektrik, doğalgaz alacakları, karayolları geçiş ücretleri, trafik cezaları, üst kurulların alacakları gibi diğer birçok borç da kapsamaya gireceği anlaşılıyor.

Sayın bakanın açıklamasından zaten şu ana kadarki gecikmenin nedeninin de kapsama ilişkin sınırın nerede çizileceğine karar verilmesi noktasında olduğu görülüyor.

Her ne kadar ilgililer bu konuların üzerinde sürekli kafa yormaktaysalar da, birkaç konunun altının çizilmesinde yine de yarar olduğunu düşünüyoruz.

Yasal düzenlemenin bir an önce yapılması.

Bu yasal düzenlemenin çerçevesinin bir an önce netleştirilip, daha fazla da uzatılmadan kurban bayramından sonra çıkarılması giderek daha önemli hale gelmektedir. Zira daha fazla gecikme hele yıl sonuna yetişmemesi durumu vergi gelirleri tahsilatında olumsuz bir sonuca neden olabilir.

Vergisini düzenli ödeyenlere indirim uygulanması.

Bu düzenlemenin vergisini öteden beri düzgün ödediğini düşünen mükelleflerde olumsuzluğa neden olmaması bakımından; vergisini düzenli ödemiş olan mükelleflere, 3 yıl veya bu alacakların taksit süreleri kadar %2-3-5 gibi bir indirim uygulanması, bu düzenlemenin başarısına ciddi katkıda bulunacaktır.

Böyle bir uygulama ekonomik krize rağmen vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin bu çabalarının takdiri anlamına gelir ki, son derece şık bir uygulama olur.

İhtilaflı alacakların, inceleme ve tarhiyat aşamasındaki durumların da kapsama alınması.

Açıklamalardan kapsamın geniş olacağı anlaşılmakla beraber tam olarak nelerin olduğu belli değil. Bu nedenle yıllar süren ihtilafların, bu nedenle biriken kabarık dosyaların tasfiye edilmesi ve ciddi bir tahsilat imkanı sağlanması mümkündür.

Fiilen başlanılmayan inceleme dönemlerinin de matrah artırımından yararlandırılması.

Matrah artırımının daha başarılı bir şekilde işlemesi bakımından; belli bir tarihten, örneğin kanunun yayımı tarihinden önce başlayan inceleme dönemlerinin de fiilen inceleme başlanılmaması kaydıyla veya başka bir objektif kriterle bu hükümden yararlandırılması,

Stoklara ilişkin düzenleme yanında, ortak cari hesap veya kasa fazlaları için de bir düzenlemenin yasada yer alması.

Piyasada birçok şirket açısından ya ortaklar cari hesabı veya kasa hesabı kayıtları esasen kaynakları içermektedir. Bu nedenle belli düşük oranlı bir vergileme ile bu hesapların gerçek duruma dönüştürülmesine imkan sağlanması, bilançoların gerçek durumu gösterir hale getirilmesi bakımından önem arz etmektedir.

Peşin ödemeye indirim uygulanmasına yer verilmesi.

Bu indirimden yararlanabilmek için cari dönem borçlarının da süresinde ödenmesi şartının konulmasında yarar bulunmaktadır. Aksi takdirde peşin ödeme indirimi için cari dönem borçları aksatılabilir. Bu da arzu edilecek bir durum değildir.

Taksitle ödemelerde de cari dönem borçlarının aksatılmamasına yönelik düzenleme yapılması.

Burada cari dönemin aksatılmasına birden fazla, örneğin üç defa gibi hak verilmesinde yarar vardır. Aksi takdirde bir dönem aksatanın yapılandırmadan yararlanamaması gibi amaçlanmayan bir durum ortaya çıkabilir.

Varlık barışında beyanda bulunduğu halde, sermaye artırımı taahhüdünü ay veya gün hesabı nedeniyle kaçıranların durumunun çözüme kavuşturulması

Birçok mükellef varlık barışında beyanda bulunduğu değerlerin sermayeye ilave edilmesi için gerekli olan 6 aylık süreyi, artırımın yapıldığı ayı takip eden 6'ncı ayın sonuna kadar diye düşünerek, bu şartı yerine getirememek nedeniyle varlık barışından yararlanamaz hale geldiler. Yeniden yapılandırmaya ilişkin yasal düzenleme içerisinde konulacak bir geçici madde ile bu mağduriyetin giderilmesi yerinde olacaktır.

Yeniden yapılandırmada fiks bir oran uygulanması.

Alacakların yeniden yapılandırılmasında işlemiş faizler yerine ÜFE uygulanacağı tahmin edilmektedir. Her ne kadar bilgi işlem sistemleri küsuratlı hesapların kolayca yapılabilmesine imkan veriyorsa da bu hesaplamanın yıllık fiks bir oran üzerinden yapılması da düşünülebilir. Bu durum mükellefin karar vermesini daha da kolaylaştırabilecektir. Bunu yaparken ÜFE'nin esas alınması kriterinden vazgeçmemek adına son beş yıllık ÜFE ortalamasının küsurattan arındırılmak suretiyle uygulanması düşünülebilir.

Osman ARIOĞLU

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/127233-kamu-alacaklarini...