4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun 3. maddesinin d bendinde bulunan; “Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı aynî hak edinmeleri serbesttir.” hükmü, Anayasa Mahkemesi’nin E. 2003/71, K. 2008/79 sayılı Karar ilamı ile iptal edilmiştir. İptal Kararı 16.04.2008 tarih ve 26849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, mahkeme tarafından iptal hükmü gereği hukuksal boşluk doğmaması ve doğan hukuksal boşluğun kamu yararını tehdit edeceği gerekçesi ile oybirliğiyle kararın 16.10.2008 tarihinde kararın yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
I- GİRİŞ Türk ekonomisine sermaye katkısı sağlanması ve kalıcı yatırımın ülkeye yönlendirilmesini sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun işlerliği ortadan kalkmış idi. 5782 sayılı Tapu Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 36. maddesi yeniden düzenlenmiştir. Bu sayede Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin faaliyetleri ile ilgili olarak ülkemizde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilmelerinin önü açılmıştır. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 36. maddesinin dördüncü fıkrasına istinaden, Yabancı Sermayeli Şirketlerin Taşınmaz Edinimine İlişkin Yönetmelik yürürlüğe girmişti. Ancak uygulamada görülen aksaklıkların giderilmesi ve bürokrasinin azaltılarak iş ve işlemlerin daha hızlı görülmesi amacıyla yürürlükten kaldırılarak, Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimine ve kullanımına ilişkin usul ve esasları belirleyen Yabancı Sermayeli Şirketlerin Taşınmaz Mülkiyeti Ve Sınırlı Aynî Hak Edinimine İlişkin Yönetmelik yeniden düzenlenerek yürürlüğe girmiştir. II- YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DE TAŞINMAZ MAL EDİNMELERİ A- TANIMLAR VE GENEL AÇIKLAMA Konunun daha iyi anlaşılması açısından birkaç kavramı açıklamakta fayda vardır; Yabancı yatırımcı; Türkiye’de yeni şirket kuran ya da menkul kıymet borsaları dışında hisse edinimi veya menkul kıymet borsalarından en az %10 hisse oranı veya aynı oranda oy hakkı sağlayan edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olan yabancı ülke vatandaşlığına sahip gerçek kişiyi, yabancı ülkelerin kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiyi ve uluslararası kuruluşu Doğrudan yabancı yatırım; Yabancı yatırımcı tarafından, yurt dışından getirilen; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satımı yapılan konvertibl para şeklinde nakit sermaye, şirket menkul kıymetleri (Devlet tahvilleri hariç), makine ve teçhizat, sınaî ve fikrî mülkiyet hakları; yurt içinden sağlanan; yeniden yatırımda kullanılan kâr, hâsılat, para alacağı veya malî değeri olan yatırımla ilgili diğer haklar, doğal kaynakların aranması ve çıkarılmasına ilişkin haklar gibi iktisadî kıymetler aracılığıyla; yeni şirket kurmayı veya şube açmayı veya menkul kıymet borsaları dışında hisse edinimi veya menkul kıymet borsalarından en az % 10 hisse oranı ya da aynı oranda oy hakkı sağlayan edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olmayı ifade etmektedir. Yabancı Tüzel Kişiliğe Sahip Ticaret Şirketler; yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerini ifade eder. Yabancı Sermayeli Şirketler; Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketleri ifade eder. Tapu Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca, yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanunlar çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak edinebilirler. Buna göre; yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, Turizmi Teşvik Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu Petrol Kanunu kapsamında taşınmaz edinebilmektedirler. Bunun yanında Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yabancı uyruklu gerçek kişiler merkez ilçe ve ilçeler bazında, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde onuna kadar kısmında taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hak edinebilirler. Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındaki tüm tüzel kişiliklerin (tüzel kişiliği olan veya olmayan vakıf, dernek, kooperatif, cemiyet, topluluk, cemaat vb.) Türkiye’de taşınmaz edinmesi ve lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilmesi mümkün değildir. B- YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN ÜLKEMİZDE TAŞINMAZ MAL EDİNİMLERİNE İLİŞKİN KANUNLA YAPILAN DÜZENLEME 5782 sayılı Kanun ile 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun Tapu Kanunu’nun 36. maddesinin yeniden düzenlenmiştir. Bu sayede Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin faaliyetleri ile ilgili olarak ülkemizde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilmelerinin önü açılmıştır. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun yeniden düzenlenen 36. maddesi aşağıda gösterilmiştir; “Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler, ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilir ve kullanabilirler. Bu şekilde edinilen taşınmazların Türkiye’de kurulu bulunan bir başka yabancı sermayeli şirkete devrinde ve taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirketin hisse devri yoluyla yabancı sermayeli hale gelmesi durumunda da aynı esas geçerlidir. Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli şirketlerin tasfiyesi halinde şirketin sahip olduğu taşınmazın şirket ortağı yabancı gerçek kişiler veya yurt dışında kurulu yabancı ticaret şirketleri tarafından edinilmek istenmesi halinde 35. madde hükümleri uygulanır. 18.12.1981 tarih ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu şirketlerin, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve aynı Kanun’un 28. maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genel Kurmay Başkanlığının ya da yetkilendireceği komutanlıkların, özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabidir. Valilik iznine tabi hususlar, ilgili idare temsilcilerinin katılımıyla oluşan komisyonda, taşınmaz ediniminin, ülke güvenliği ve faaliyet konusuna uygunluğu değerlendirilerek karara bağlanır. Bu madde hükümlerine aykırı şekilde edinildiği veya kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ve sınırlı aynî haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, ilgili bakanlıkların görüşlerinin alınmasını müteakip Hazine Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” Amacı Türk ekonomisine sermaye katkısı sağlanması ve kalıcı yatırımın ülkeye yönlendirilmesi olan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun 3. maddesinin (d) bendinde bulunan; “Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı aynî hak edinmeleri serbesttir.” hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi nedeniyle işlerliği ortadan kalkmıştır. Kararın yürürlüğü her ne kadar 16.10.2008 tarihine kadar ertelense de yine de bu durum Ülkemize gelmesi planlanan yabancı sermaye girişlerini oldukça olumsuz etkilemiş ve diğer ülkelere bu yatırımlar kaymıştır. Bu nedenle Türk ekonomisi için oldukça önemli olan yabancı sermayenin yönünü tekrar ülkemize çevirmek için düzenleme yapılması gerekiyordu. Bu düzenleme ihtiyacı genel anlamda ekonomi penceresinden bakıldığında Tapu kanunun 36. maddesinin yeniden düzenlenmesi ile giderilmiş oldu. Bu düzenleme ile yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler; · Ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere ihtiyaç duydukları taşınmazın mülkiyetini veya sınırlı ayni hakkı edinebilir ve kullanabileceklerdir. Düzenlemeye geniş açıdan bakıldığında, Türkiye’de yatırım ve üretim faaliyetinde bulunacak olan yabancı yatırımcının asıl hedefi taşınmaz edinmek olmayıp, planladığı yatırım ölçeğinde pazarda pay için üretim ve sermaye yatırımının getireceği sınıra bağlı olası kâr transferidir. Dolayısıyla, doğrudan yabancı yatırım, sadece kazanç sağlama amacı ile yapılan (hisse senedi alımları hariç) üretim işletmelerinin alınması, kurulması, ya da ortaklık edinilmesi olup yabancı yatırımcı yönünden başka ülkede kalıcı ekonomik çıkar elde etmek ve sermaye yatırımcısı ile ülke arasında uzun dönem bağımlılığı ifade etmektedir. · Bu şekilde edinilen taşınmazların Türkiye’de kurulu bulunan bir başka yabancı sermayeli şirkete devrinde ve taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirketin hisse devri yoluyla yabancı sermayeli hale gelmesi durumunda da taşınmazın mülkiyetini veya sınırlı ayni hakkı edinebilecek ve kullanabileceklerdir. · Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli şirketlerin tasfiyesi halinde şirketin sahip olduğu taşınmazın şirket ortağı yabancı gerçek kişiler veya yurt dışında kurulu yabancı ticaret şirketleri tarafından edinilmek istenmesi halinde ise yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz mal edinimini düzenleyen Tapu Kanunun 35. madde hükümleri uygulanır. Bilindiği üzere Tapu Kanunu’nun 35. maddesine göre; Yabancı uyruklu gerçek kişiler sadece imar planı olan yerlerde konut ve işyeri olarak ayrılan alanlarda taşınmaz edinebileceklerdir. Karşılıklı olmak ve kanunî sınırlamalara uyulmak kaydıyla, yabancı uyruklu gerçek kişilerin, ülke genelinde edinebileceği taşınmaz miktarı 2,5 hektardır yani 25000 m2’dir. Bu şirketlerin, · Askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genel Kurmay Başkanlığı’nın ya da yetkilendireceği komutanlıkların, · Özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabi tutulmuştur. Bu durum çok doğaldır. Çünkü Hiçbir devlet yabancıların, devletin asli-maddi unsurunu oluşturan ülkede serbestçe mal edinmesine seyirci kalamaz. Her devlet kendi şartları çerçevesinde yabancıların taşınmaz mal edinmelerinin ortaya çıkardığı ulusal güvenlik, siyasi, iktisadi, sosyal ve hukuki sorunlar nedeniyle bu konuda bir takım sınırlamalar koyma gereği duymuştur. C- YASAL DÜZENLEMENİN UYGULANIŞI 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 36. maddesinin dördüncü fıkrasına istinaden, Yabancı Sermayeli Şirketlerin Taşınmaz Edinimine İlişkin Yönetmelik yürürlüğe girmişti. Ancak uygulamada görülen aksaklıkların giderilmesi ve bürokrasinin azaltılarak iş ve işlemlerin daha hızlı görülmesi amacıyla yürürlükten kaldırılarak, Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimine ve kullanımına ilişkin usul ve esasları belirleyen Yabancı Sermayeli Şirketlerin Taşınmaz Mülkiyeti Ve Sınırlı Aynî Hak Edinimine İlişkin Yönetmelik yeniden düzenlenerek yürürlüğe girmiştir. 1- Şirketlerin Taşınmaz Mülkiyeti ve/veya Sınırlı Ayni Hak Edinimi Başvuruları İçin Gerekli Belgeler · Türkiye’de taşınmaz mülkiyeti edinmek isteyen şirketler, aşağıdaki bilgi ve belgelerle birlikte taşınmazın bulunduğu yerdeki Valilik İl Plânlama ve Koordinasyon Müdürlüğü’ne başvururlar: a- Başvuru dilekçesi, b- Taşınmaza ilişkin tapu kayıt bilgileri ve koordinatlı çap örneği, c- Taşınmaz mülkiyetinin veya taşınmaz üzerinde sınırlı aynî hak tesisinin, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen ana faaliyet konularını yürütmek üzere talep edildiğine ve taşınmazın bu amaçla kullanılacağına ilişkin taahhütname ile taahhütnameyi imzalayan şirket yetkilisine ait imza sirküleri, ç- Şirketin taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi, d- Şirket hisselerinin borsada işlem görmemesi halinde, yabancı ortaklarının isimlerini veya unvanlarını, tabiiyetlerini ve ortaklık oranlarını içeren şirket merkezinin kayıtlı bulunduğu ticaret sicil memurluğundan son bir ay içinde alınan mevcut durumu gösteren belge, e- Şirket hisselerinin borsada işlem görmesi halinde ise, borsada işlem gören hisselerden şirket sermayesinin %10’una veya daha fazlasına sahip yabancı ortaklar ile borsada işlem görmeyen hisselere sahip olan yabancı ortakların isimlerini veya unvanlarını, tabiiyetlerini ve ortaklık oranlarını içeren, Merkezi Kayıt Kuruluşundan alınan mevcut durumu gösteren belge. Yukarıda yer verilen belgelerin aslının ibrazı halinde, belge suretleri Valilik tarafından onaylanarak aslı başvuru sahibine iade edilir. · Başvuru talebinin sadece sınırlı aynî hak edinimine ilişkin olması durumunda yalnızca aşağıdaki belgeler istenir; a- Başvuru dilekçesi, b- Taşınmaz mülkiyetinin veya taşınmaz üzerinde sınırlı aynî hak tesisinin, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen ana faaliyet konularını yürütmek üzere talep edildiğine ve taşınmazın bu amaçla kullanılacağına ilişkin taahhütname ile taahhütnameyi imzalayan şirket yetkilisine ait imza sirküleri, c- Şirketin taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi, Başvuru belgeleri iki nüsha olarak temin edilir. Ancak talebin aynı il sınırları içinde yer alan birden fazla taşınmaza ilişkin olması halinde, sadece Taşınmaza ilişkin tapu kayıt bilgileri ve koordinatlı çap örneği ve şirketin ana sözleşmesinde belirtilen ana faaliyet konularını yürütmek üzere talep edildiğine ve taşınmazın bu amaçla kullanılacağına ilişkin taahhütnamenin, her bir taşınmaz için ayrı ayrı ibrazı gerekir; diğer belgelerin ayrı ayrı ibrazı gerekmez. Başvuruların posta yoluyla yapılması mümkündür. Başvuru belgelerinin şahsen yetkili temsilci tarafından Valiliğe teslim edilmesi şartı aranmaz. Aynı şirket tarafından aynı Valiliğe ilk başvurudan itibaren bir yıl içinde yeni bir başvuru yapılması halinde belge içeriğinde bir değişiklik olmadığının yetkili temsilci tarafından beyan edilmesi kaydıyla, birinci fıkranın imza sirküleri ve Şirketin taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi tekrar istenmez. Talebin ipotek tesisine yönelik olması halinde ise, başvuru, yalnızca Taşınmaz mülkiyetinin veya taşınmaz üzerinde sınırlı aynî hak tesisinin, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen ana faaliyet konularını yürütmek üzere talep edildiğine ve taşınmazın bu amaçla kullanılacağına ilişkin taahhütname ile taahhütnameyi imzalayan şirket yetkilisine ait imza sirküleri ile birlikte, taşınmazın bulunduğu yerdeki tapu sicil müdürlüğüne yapılır. 2- Başvuruları Değerlendirme Komisyonunun Oluşumu ve Çalışma Usulü Valilik, taşınmaz edinimi başvurusunun yapılmasını müteakip, taşınmaza ilişkin tapu kayıt bilgileri ve koordinatlı çap örneğini Genelkurmay Başkanlığı veya yetkilendireceği komutanlıklara göndererek, taşınmazın askerî yasak bölge, askerî güvenlik bölgesi veya 2565 sayılı Kanun’un 28. maddesi çerçevesinde belirlenen bölge içinde kalıp kalmadığını, on beş gün içinde bildirmesini talep eder. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde söz konusu taşınmazın belirtilen alanlar içerisinde olmadığına hükmedilerek işlem yapılır. Valilik, taşınmazın özel güvenlik bölgesi içinde kalıp kalmadığını, il emniyet müdürlüğünden veya il jandarma komutanlığından on beş gün içinde bildirmesini talep eder. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde söz konusu taşınmazın özel güvenlik bölgesi içerisinde olmadığına hükmedilerek işlem yapılır. Bu Yönetmeliğin özel güvenlik bölgeleri, Yerli sermayeli şirketlerin yabancı sermayeli hale gelmesi, Askerî yasak ve askerî güvenlik bölgesinde taşınmaz mülkiyeti edinen şirketlerin ortaklık yapısının değişmesi maddelerinin uygulanması kapsamında Komisyon, ilgili il emniyet müdürlüğünün, garnizon komutanlığının ve/veya jandarma komutanlığının yetkili temsilcilerinden oluşur. Bu Yönetmelik kapsamında edinilen taşınmazların veya sınırlı aynî hakların, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konuları çerçevesinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının denetlenmesi kapsamında ise, sanayi ve ticaret il müdürlüğü ile defterdarlığın yetkili temsilcilerinden oluşur. · Taşınmazın askerî yasak bölge, askerî güvenlik bölgesi veya 2565 sayılı Kanun’un 28. maddesi çerçevesinde belirlenen bölge içinde kalması halinde Valilik, diğer başvuru belgelerinin birer suretini Genelkurmay Başkanlığı veya yetkilendireceği komutanlıklara göndererek, mülkiyet edinimi talebinin ülke güvenliği açısından uygun olup olmadığını, on beş gün içinde bildirmesini talep eder. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde mülkiyet edinimi talebinin ülke güvenliği açısından uygun olduğuna hükmedilerek işlem yapılır. · Taşınmazın özel güvenlik bölgesi içinde kalması halinde, taşınmaz mülkiyeti edinimi talebinin ülke güvenliği açısından uygun olup olmadığı Komisyon tarafından beş gün içinde değerlendirilir. Bu süre içinde değerlendirme yapılmadığı takdirde mülkiyet edinimi talebinin ülke güvenliği açısından uygun olduğuna hükmedilerek işlem yapılır. Başvuru sonucunun olumlu olması veya olumlu sayılması halinde, tescil işleminin yapılması için Valilik tarafından şirkete ve tapu sicil müdürlüğüne yazılı bilgi verilir. Başvuru sonucunun olumsuz olması halinde Valilik tarafından şirkete, işlemin gerekçesi, işleme karşı başvurulabilecek yargı yolu ve süresi bildirilir. · Edinilmek istenen taşınmazın askerî yasak bölge, askerî güvenlik bölgesi, 2565 sayılı Kanun’un 28. maddesi çerçevesinde belirlenen bölge veya özel güvenlik bölgesi dışında kaldığının tespit edilmesi halinde, tescil işleminin yapılması için Valilik tarafından şirkete ve tapu sicil müdürlüğüne yazılı bilgi verilir. Talep halinde ilgili yazı, şirket yetkilisine elden teslim edilir. Tescil talebi, yazılı bilginin şirkete ulaşmasından itibaren üç ay içinde yapılır. Bu sürenin aşılması halinde, taşınmaz edinimi başvurusu yenilenir. · Sınırlı aynî hak edinimi başvurularında tescil işleminin yapılması için, Valilik tarafından şirkete ve tapu sicil müdürlüğüne yazılı bilgi verilir. Talep halinde ilgili yazı, şirket yetkilisine elden teslim edilir. Tescil talebi, yazılı bilginin şirkete ulaşmasından itibaren üç ay içinde yapılır. Bu sürenin aşılması halinde, sınırlı aynî hak edinimi başvurusu yenilenir. · İpotek tesisinin söz konusu olması halinde ise talep, Valiliğe başvurulmaksızın doğrudan taşınmazın bulunduğu yerdeki tapu sicil müdürlüğüne yapılır. 3- Edinilen Taşınmazların Kullanımı ve Tasfiyesi Bu düzenleme kapsamında edinilen taşınmazların veya sınırlı aynî hakların, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konuları çerçevesinde kullanılıp kullanılmadığı, Komisyon tarafından değerlendirilir. Değerlendirme süreci, re’sen ya da kişi veya kuruluşların yazılı başvuruları üzerine başlatılabilir. İpotek hakkı sahibi şirketler, birinci fıkrada belirtilen değerlendirme sürecine tabi değildir. Edinilen taşınmaz veya sınırlı aynî hakların, şirketin ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konuları çerçevesinde kullanılıp kullanılmadığı, Valinin veya görevlendireceği Vali yardımcısının başkanlığında toplanan, sanayi ve ticaret il müdürlüğü ile defterdarlığın yetkili temsilcilerinden oluşan Komisyon tarafından değerlendirilir. Kullanımın değerlendirmesi kapsamında Komisyon, şirketin faal durumda olup olmadığını ve şirketin mevcut veya ilerde gerçekleştirilmesi öngörülen faaliyetlerini dikkate alır. Komisyon, ilgili kurum ve kuruluşlardan taşınmazın kullanımına ilişkin ihtiyaç duyulacak bilgi ve belge isteyebilir. Kullanımın değerlendirmesi kapsamında öncelikle dosya üzerinde inceleme başlatılır. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekli görülmesi halinde yerinde inceleme de yapılabilir. Yapılan inceleme sonucunda taşınmazın veya sınırlı aynî hakkın, bu madde hükümlerine aykırı kullanıldığının değerlendirilmesi halinde, bu durum yazılı olarak şirkete bildirilir. Şirketin otuz gün içinde bildirime yazılı bir cevap vermesi zorunludur. Aksi takdirde şirket, bildirimin içeriğini kabul etmiş sayılır. Komisyon tarafından, ana sözleşmede belirtilen faaliyet konusuna aykırı kullanımın tespiti halinde kullanımın ana sözleşmede belirtilen faaliyet konusuna uygun hale getirilmesi için şirkete bir defaya mahsus olmak üzere altı aylık süre tanınabilir. Yapılacak değerlendirmenin olumsuz olması halinde Komisyon, bu taşınmazın tasfiye işlemlerine başlanılması için Valiliğe bildirimde bulunur. Valilik, incelemenin sonuçları hakkında şirkete ve varsa ihbarda bulunan kişiye veya kuruluşa yazılı olarak bilgi verir. Sonucun olumsuz olması halinde ise, şirkete işlemin gerekçesi, işleme karşı başvurulabilecek yargı yolu ve süresi bildirilir. Taşınmaz veya sınırlı aynî hakların, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine aykırı biçimde edinildiğinin veya kullanıldığının tespit edilmesi halinde, edinilen taşınmaz veya sınırlı aynî hakların tasfiye işlemlerine başlanılması hususu, şirketin aykırı edinim veya kullanımının tespiti ve değerlendirmesine ilişkin belgeler ile malik ve hak sahibi şirketin unvanı ve tebligata esas adresini gösteren belgeler ve ilgili taşınmazlar ile sınırlı aynî hakların tapu kayıt bilgilerini gösteren belgelerin onaylı örnekleri eklenerek, Valilik tarafından Maliye Bakanlığı’na bildirilir. Maliye Bakanlığı, taşınmaz maliki veya sınırlı aynî hak sahibi şirkete, taşınmazın veya sınırlı aynî hakkın altı ay içinde tasfiye edilmesini yazılı olarak bildirir. Bu süre, haklı sebeplerin varlığı halinde, bir defaya mahsus olmak üzere altı aya kadar uzatılabilir. Şirketin, taşınmazı veya sınırlı aynî hakkı, Maliye Bakanlığınca verilen süre içinde tasfiye etmemesi halinde bunlar, Maliye Bakanlığı tarafından genel hükümlere göre tasfiye edilir ve tasfiye harcamaları düşüldükten sonra bedeli hak sahibi adına açılacak bir banka hesabına yatırılır. İşlemlerin sonucu hak sahibi ile ilgili Valiliğe yazılı olarak bildirilir. III- SONUÇ Türkiye’de yatırım ve üretim faaliyetinde bulunacak olan yabancı yatırımcının asıl hedefi taşınmaz edinmek olmayıp, planladığı yatırım ölçeğinde pazarda yerini alıp üretimini gerçekleştirmek ve iktisadi hedeflerine ulaşmaktır. Zaten, bu zamana kadar gümrüklerimizden arsa veya araziyi ülkelerine gizlice kaçıran yabancı yatırımcı da görülmemiştir! Türk ekonomisine sermaye katkısı sağlanması ve kalıcı yatırımın ülkeye yönlendirilmesi olan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun 3. maddesinin (d) bendinde bulunan; “Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı aynî hak edinmeleri serbesttir.” hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi nedeniyle işlerliği ortadan kalkmış idi. Bu durum Ülkemize gelmesi planlanan yabancı sermaye girişlerini oldukça olumsuz etkilemiş ve diğer ülkelere bu yatırımlar kaymıştır. Bu nedenle Türk ekonomisi için oldukça önemli olan yabancı sermayenin yönünü tekrar ülkemize çevirmek için düzenleme yapılması gerekiyordu. Genel anlamda ekonomi penceresinden bakıldığında Tapu Kanunu’nun 36. maddesinin yeniden düzenlenmesi ile birlikte uygulamaya ilişkin usul ve esaslar uygulamada görülen aksaklıkların giderilmesi ve bürokrasinin azaltılarak iş ve işlemlerin daha hızlı görülmesi amacıyla yeniden düzenlenerek bu ihtiyaç giderilmiş oldu. Hidayet MAT Yaklaşım |