Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Serbest Bölgelerde Sosyal Güvenlik Uygulamaları PDF Yazdır e-Posta
26 Kasım 2010

Image

Genel olarak serbest bölgeler([1]) (free zone); ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerlerdir. Kısaca, ev sahibi ülkenin “diğer yörelerine göre daha çok teşvik edildiği bölgeler”, “tüketim ve ara yatırım mallarının gümrüksüz girdiği, işlendiği, üretildiği, korunduğu ya da yeniden ihraç olunduğu, ulusal sınırlar içinde kalan, ancak gümrük sınırları dışında kabul edilen liman veya bölge” şeklinde tanımlanan serbest bölgeler, ülkemizde 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’na([2]) göre kurulmakta ve işletilmektedir.

I- GİRİŞ

Serbest bölgelerde faaliyette bulunan şirketlere sağlanan mali teşvik ve avantajlar, bu teşviklerin çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından da geçerli olduğu şeklinde yorumlanmakta ve bunun sonucunda da yanlış işlemler yapılabilmektedir. Bu makalemizde Serbest Bölgelerdeki çalışma usul ve esaslarına genel hatlarıyla değinilmiş; bu bağlamda yalnızca Sosyal Güvenlik Uygulamaları yönüyle dikkate alınacak hususlar açıklanmaya çalışılmıştır.

II- SERBEST BÖLGELERİN STATÜSÜ

Avrupa Birliği ile 1 Ocak 1996 tarihinde oluşturulan Gümrük Birliği çerçevesinde, serbest bölge, Türkiye gümrük bölgesinin parçası olmakla beraber, gümrük vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye gümrük bölgesi dışında kabul edilen; serbest dolaşımda olmayan malların herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmamak ve dolaşıma girmemek kaydıyla konulduğu, dolaşımdaki malların ise, ihracat rejimi hükümlerine tabi tutularak konulduğu yerler olarak tanımlanmıştır.

Türkiye’de serbest bölgeler konusunda esaslı düzenlemeler 3218 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu”(SBK) ile yapılmıştır. Uygulamaya yönelik daha ayrıntılı hükümler ise, “Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği”(SBUY)’nde([3]) yer almıştır. Serbest bölgeler konusunda geçerli ana mevzuat anılan Kanun ve Yönetmelik’ten ibaret olmakla birlikte, Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği, İthalat ve İhracat Rejimi Kararları, Dahilde ve Hariçte İşleme Kararları, Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı, KDV Kanunu, Bankacılık Kanunu, Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun gibi yasal düzenlemelerde de serbest bölge uygulamaları ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.

Faaliyet ruhsatı alan ve serbest bölgede belli bir işyerinde faaliyette bulunan yerli veya yabancı, gerçek veya tüzel kişiye “kullanıcı” denir([4]).

Serbest bölgelerde faaliyette bulunmak için Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nden faaliyet ruhsatı alınması gerekmektedir.  Faaliyet ruhsatı; kiracı-kullanıcı firmalar için 10 yıl (faaliyet konusu üretim olanlar için 15 yıl), kendi işyerini inşa etmek suretiyle faaliyet gösterecek yatırımcı-kullanıcı firmalar için ise 20 yıl (üretim yapanlar için 30 yıl), “Özel Yatırımlar” için 49 - 99 yıla kadar süreyle verilmekte ve müracaat ve koşulların sağlanması halinde süresi uzatılabilmektedir.

Firmanın ticari unvanı ve faaliyet konusu değiştirilebilir; aynı anda birden fazla alanda faaliyette bulunulabilir, ancak faaliyet belgesi alan firma bir başkasına devredilemez. Faaliyet ruhsatı hangi serbest bölge için alınmışsa, yalnız o serbest bölge için geçerlidir. Ancak, firmalar yeni faaliyet ruhsatı alarak diğer serbest bölgelerde de faaliyette bulunabilir.

III- SERBEST BÖLGELERİN BAŞLICA KURULUŞ AMAÇLARI VE TEŞKİLAT YAPISI

Serbest bölgeler kurulurken ihracat için yatırım ve üretimi artırmak, yabancı sermaye yatırımlarını ve dış ticareti artırmak, dış finansman imkanlarından daha fazla yararlanmak, yerli üreticilerin dünya piyasalarındaki fiyattan girdi temin etmelerini sağlayarak global rekabet güçlerini artırmak, döviz girişini artırmak, gelişmiş üretim ve yönetim tekniklerinin transferi ve ihracata dönük sanayilerin gelişmelerini teşvik etmek amaçlanır. Tüm bu unsurların yanı sıra,  yeni iş imkanları yaratarak istihdam sorununun çözümüne yardımcı olur. Yarattığı doğrudan istihdamın yanı sıra, bölgedeki üretim ve ticari faaliyetlerin ülke içindeki faaliyetlere olan etkisi nedeniyle dolaylı istihdam da sağlar.

Serbest bölgelerin bağlı olduğu en üst kuruluş Dış Ticaret Müsteşarlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’dür. Bunun dışında, her serbest bölgede; Serbest Bölge Müdürlüğü (ikamet ve çalışma izni müracaatlarını kabul eder), Gümrük ve Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ile Emniyet Birimi bulunmaktadır.

IV- SERBEST BÖLGELERDE SAĞLANAN TEŞVİK VE AVANTAJLAR

Serbest bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükellefiyetlerine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz. Serbest bölgede elde edilen gelirler gelir, kurumlar ve KDV dahil bütün vergilerden muaftır. Ayrıca işçi ücretleri üzerinden gelir vergisi ödenmediği için işçilik maliyeti de düşüktür.

Serbest bölgede faaliyette bulunan firmalar yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulu’nca belirlenen yatırım teşviklerinden yararlanabilir. Bu teşvik ve avantajlardan yerli ve yabancı bütün firmalar eşit olarak yararlanır.

Bir serbest bölgenin faaliyete geçmesinden itibaren 10 yıl süreyle grev ve lokavt uygulanmaz([5]).

Serbest bölgedeki faaliyetlerle ilgili her türlü ödemeler dövizle yapılır.

Başvuru ve faaliyet süresince her türlü bürokrasi en aza indirilmiştir; özel sektör işletmeleri tarafından işletilirler.

Serbest bölgelerde; Belediyeler Kanunu, Pasaport Kanunu, 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de Seyahat ve İkametleri Hakkındaki Kanun, Devlet İhale Kanunu ile benzeri ilgili diğer kanunların 3218 sayılı SBK’ya aykırı hükümleri uygulanmaz.

A- SERBEST BÖLGEDEKİ VERGİSEL NİTELİKLİ MUAFİYETLER

Serbest bölgede faaliyette bulunan firmalar, Türkiye’de geçerli; gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve emlak vergisi de dahil olmak üzere bütün vergiler ile tüm harçlardan ve resimlerden muaftır. Ancak, bu firmaların Türkiye'ye yapacakları işlemler ve dış ticaret mevzuatına tabi olmaksızın yapacakları alımlar KDV ile ilgili diğer mevzuat gereği harç ve resimlere tabidir. Daha genel bir ifade ile 3218 sayılı SBK'nın sağladığı muafiyet ve teşvikler yalnızca serbest bölge sınırı içerisinde geçerli olup, ancak serbest bölge faaliyetleri ile ilgili işlemleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi imkanı bulunmamaktadır.

B- TÜRKİYE'DEKİ TEŞVİKLERİNDEN SERBEST BÖLGE FİRMALARININ YARARLANMA DURUMU

Serbest bölge ile Türkiye arasındaki ticaret Dış Ticaret Rejimine tabi olduğu ve SB ile diğer ülkeler ve serbest bölgeler arasında Dış Ticaret Rejimi uygulanmadığından, serbest bölgede faaliyette bulunan firmalar SB’den yurt dışına sevk ettikleri mallar için ihracat teşviklerinden yararlanamaz. Ancak, Türkiye'den serbest bölgeye ihracat yapan firmalar ihracat teşviklerinden yararlanabilir. Diğer taraftan, SB’de faaliyette bulunan firmalar teşvik belgesi almak kaydıyla, yatırım teşviklerinden yararlanabilir. Esasen, SB’de faaliyette bulunan firmalar fon kaynaklı kredi, arsa tahsisi ve enerji desteği gibi mali nitelikli olmayanlar hariç diğer yatırım teşvik unsurlarından teşvik belgesi almaksızın yararlanmaktadır.

C- SERBEST BÖLGENİN AVANTAJ SUNDUĞU FİRMALAR

Ülke içindeki vergisel nitelikli mali yüklerden ve bürokrasiden kurtulmak isteyen, ithal girdi kullanarak ürettiği ürünleri dış pazarlara satan, emek yoğun sektörlerde faaliyette bulunan, transit ticaret, reeksport ve takas ticareti faaliyetinde bulunan, dövizle işlem yapmak isteyen üreticiler, toptancılar, bankalar ve sigortacılar ile altyapısı hazır modern iş ortamı arayan firmalar için serbest bölgeler avantajlı olabilir.

V- SERBEST BÖLGELERİN İŞLEYİŞİNDE SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARINI İLGİLENDİREN İŞ VE İŞLEMLER

A- SERBEST BÖLGELERDEKİ ÖDEMELER HANGİ PARA İLE YAPILIR?

Serbest bölgelerdeki faaliyetlerle ilgili her türlü ödemelerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca konvertibl sayılan dövizlerle yapılır. Ancak, yatırım safhasındaki mal ve hizmet bedelleri, işçi ücretleri ile kiralar Türk Lirası olarak da ödenebilir. Ayrıca, SB Müdürlüğü ile bölgedeki diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara bütün ödemeler Türk Lirası ile yapılmaktadır.

B- SERBEST BÖLGELERDE KİMLER FAALİYETTE BULUNABİLİR? YERLİ-YABANCI FİRMA AYRIMI VAR MIDIR?

SB’lerde Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde işletmelerini ticaret siciline tescil ettirmiş ve bu durumu Türkiye Sicil Gazetesi'nde ilan ettirmiş tacir sıfatına haiz yerli gerçek veya tüzel kişiler ile kendi ülkelerindeki kuruluş işlemlerini tamamlamış yabancı gerçek ve ya tüzel kişiler faaliyette bulunabilir. Gerçek kişi tacirlerin ayrıca ticaret ve/veya sanayi odalarına kayıtlı olmaları gerekir. SB’de sağlanan muafiyet ve teşvikler açısından da yerli ve yabancı firma ayrımı yapılmaz.

C- SERBEST BÖLGEDE FAALİYETTE BULUNMAK İÇİN YENİ BİR ŞİRKET KURMAK VEYA ŞUBE OLUŞTURMAK GEREKİR Mİ?

Şirketin merkezi Türkiye'de bulunan ve halen Türkiye'deki ticari faaliyetine devam eden müracaatçılar; Türk Ticaret Kanunu hükümleri yanında, SB’deki faaliyetler için ayrı muhasebe kaydı tutulmasının ve sermaye ihracının zorunlu olması nedeniyle, SB’deki faaliyetlerini oluşturacakları “Serbest Bölge Şubesi” aracılığıyla yapmak zorundadır.

Şirket merkezinin muhasebe kayıtları ile SB’deki şubenin faaliyetlerine ilişkin muhasebe kayıtlarının ayrı ayrı tutulması zorunludur. SB’de faaliyette bulunan firmalar SB ile ilgili kayıtlarına hiçbir şekil ve surette SB dışındaki faaliyetleri işleyemez. Diğer taraftan, yabancı firmalar bulundukları ülkedeki Türkiye temsilciliğine kendi ülkelerinde geçerli olan kuruluş belgesini onaylatarak şube oluşturarak veya şube oluşturmadan SB’lerde faaliyette bulunabilir.

Yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişilerin sadece SB’de faaliyette bulunmak üzere SB adresli şirket kurmaları da mümkündür. Türkiye'de veya yurt dışında yerleşik kişilerce yalnızca SB’de faaliyet göstermek şartıyla SB’yi adres göstererek şirket kurulabilir. Diğer taraftan halen SB’de faaliyette bulunan firmalar Türkiye'deki merkezini de SB’ye taşıyabilirler, Türkiye'deki bütün faaliyetlerine son vermek isteyen kullanıcılar ise, bu taleplerine ilişkin yetkili organlarının kararını ibraz etmek suretiyle müracaatlarını öncelikle SB Genel Müdürlüğü’ne yaparlar.

D- SERBEST BÖLGE’DE PERSONEL VE YABANCI PERSONEL ÇALIŞTIRMA HUSUSU

Dış Ticaret Müsteşarlığı SB Genel Müdürlüğü’nce çıkarılan 02 Haziran 1998 tarih ve 98/3 no.lu Genelge ile SB’de yabancı uyrukluların çalışma izni düzenlenmiştir. Buna göre, 3218 sayılı SBK’nın 10. ve SBUY’nin 18. maddeleri hükümlerine istinaden, SB Genel Müdürlüğü’nden “çalışma izin belgesi” almak şartıyla, kullanıcılar ihtiyaç duydukları yabancı uyruklu yönetici veya uzman istihdam edebilirler. Yabancı personel istihdamı taleplerinde, kullanıcıların Faaliyet Ruhsatı Müracaat Formu’nda belirtilen sayıda Türk işçisini istihdam etmesi hususu dikkate alınır. Çalışma izni için SB Genel Müdürlüğü’ne müracaat edilir. Çalışma izin belgesi İçişleri Bakanlığı’nca “oturma izni” verilmesi halinde geçerli olur. Çalışma izin belgesi hangi serbest bölge için alınmışsa yalnızca o serbest bölge için geçerlidir. Alınan oturma izni, çalışma izin belgesi sahibinin eşini ve 18 yaşını geçmemiş çocuklarını da kapsar.

İçişleri Bakanlığı’ndan ikamet izni alan yabancı personelin 1 ay içerisinde bölgede çalışmaya başlamadığının tespiti veya SBUY’nin 21. maddesi uyarınca, Türkiye’de geçerli Sosyal Güvenlik hükümleri çerçevesinde sigorta kaydının yapıldığının belgelenememesi halinde (Türkiye ile diğer ülkeler arasında sosyal güvenlik konusunda yapılan sözleşmeler kapsamına giren yabancı personel bu sözleşmelerin hükümlerinden de yararlanabilir) çalışma izin belgesi iptal edilir ve durum İçişleri Bakanlığı’na da bildirilerek ikamet izninin iptali sağlanır.

Yabancı personelin serbest bölgede çalışması için verilen çalışma izin belgesi ile Türkiye’de çalıştığının tespiti halinde, ilgiliyi istihdam eden kullanıcının Faaliyet Ruhsatı iptal edilir. Çalışma İzin Belgesi’nin sorumluluğu kullanıcıya ait olup, bu belge yabancı personelin istihdam edildiği süre boyunca kullanıcı tarafından saklanır. Ayrıca, işten ayrılan veya çalışma izni iptal edilen personelin çalışma izin belgesinin aslının ilgili kullanıcı tarafından 1 hafta içerisinde Dış Ticaret Müsteşarlığı’na iade edilmesi gerekmektedir.

Bölgesel faaliyette bulunan kullanıcılar ile bunların yanlarında bir iş sözleşmesine göre çalışan işçiler hakkında (yabancı uyruklular da dahil olmak üzere), Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümleri uygulanmaktadır. Ancak, yabancı uyruklu personelin tabi olduğu ülke ile Türkiye ile arasında Sosyal Güvenlik konusunda yapılan sözleşmeler varsa, bu sözleşme hükümleri de uygulanmaktadır. Türkiye sınırları içindeki işyerleri için öngörülen asgari ücret ve fazla çalışma esasları, serbest bölge kurucu ve işleticisi veya işletici ile kullanıcıların işyeri için de uygulanır. Bu nedenle, serbest bölgelerde de 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Serbest bölgede çalışanlar ile işverenler arasında yapılan “iş akdi” üç nüsha olarak düzenlenmekte ve bir nüshası serbest bölge müdürlüğüne verilmektedir([6]) Serbest bölgelerde çalışan işçilerin sosyal güvenliği SGK tarafından sağlanmaktadır.

E- SOSYAL GÜVENLİK İLE GREV VE LOKAVT HÜKÜMLERİN SERBEST BÖLGE UYGULAMASI

Bölgede faaliyette bulunan kullanıcılar ile bunların yanlarında iş akdine göre çalışan işçiler (yabancı uyruklular da dahil) hakkında Türkiye'de geçerli sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri uygulanır. Ancak, Türkiye ile diğer ülkeler arasında sosyal güvenlik konusunda yapılan sözleşmeler varsa, bu sözleşme hükümleri de geçerlidir. Sigorta primleri yükümlülerce sosyal güvenlik kurumlarına döviz veya Türk Lirası olarak ödenebilir.

Diğer taraftan 3218 sayılı SBK'nın geçici birinci maddesi uyarınca, bir serbest bölgenin faaliyete başlamasından itibaren on yıl süre ile 2822 sayılı Kanun’un grev, lokavt ve arabuluculuk hükümleri uygulanmaz. Bu süre içinde toplu iş sözleşmesi üzerinde çıkacak uyuşmazlıklar Yüksek Hakem Kurulu'nca karara bağlanır.

F- SERBEST BÖLGELERE KİŞİLERİN/ÇALIŞANLARIN GİRİŞ-ÇIKIŞI İŞLEMLERİ

Faaliyet ruhsatı olan gerçek ve tüzel kişiler ve bunların temsilci, görevli ve işçileri ile bölgede her türlü iş veya işlemlerini yürüten kişiler, ilgili Serbest Bölge Müdürlüğü’nce verilen “giriş izin belgesi” almak; Bölge Müdürlüğü ile diğer kamu kurumu birimlerine ve işletici nezdinde çalışan görevlilere, giriş izin belgesindeki bilgileri kapsayan ve bölge müdürlüğü tarafından düzenlenen “görev kartı”  kaydıyla ve ibraz etmek kaydıyla bölgeye girebilirler. Kısa süreli girişler için Bölge Müdürlüğü'nce verilen “özel izin belgesi” ile de bölgeye girilebilir. Bu nedenle Serbest Bölge’de kayıt dışı istihdam olanağı teorik olarak yoktur.

G- SERBEST BÖLGELERDE ÇALIŞMA SAATLERİ

Serbest bölgede 7 gün 24 saat çalışma yapılabilir. Ancak, bölgede yapılacak işler ile yük alıp-vermek ve her türlü gümrük işlemlerinin normal çalışma saatleri içinde yapılması esastır. Normal çalışma saatleri dışında veya tatil zamanlarında gümrükle ilgili iş yapılması yazılı olarak istenildiği takdirde, bu istek Serbest Bölge Müdürlüğü’nce uygun görüldükten ve gümrük idaresince kabul edildikten sonra fazla mesai ücretinin yatırılmasını müteakip işin yapılmasına izin verilir.

H- KULLANICILARIN TUTMAK ZORUNDA OLDUKLARI TİCARİ DEFTER VE KAYITLAR

SB’deki faaliyetlerin düzenli bir şekilde yürütülmesini teminen işletici ile kullanıcılar Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tutmak zorunda oldukları ticari defterlerini (yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, işletme defteri, karar defteri gibi) Türkçe düzenlemekle, yetkili kılınan merci ve görevlilerce talep edilecek bilgi ve belgeleri zamanında vermekle ve her türlü defter, belge ve diğer gerekli dokümanı bu merci ve görevlilerin kontrolüne açık bulundurmakla yükümlü olup, muhasebe kayıtlarına, serbest bölge dışındaki faaliyetlerine ilişkin hesaplarını hiçbir şekilde ve surette işleyemezler. Kullanıcılar fatura ve ticari defterlerini hesap döneminden önce SB Müdürlüğüne onaylattıktan sonra kullanabilirler. İşletici ve kullanıcılar şekli Genel Müdürlükçe belirlenen özel faturayı (Serbest Bölge Faturası) kullanmakla yükümlüdür.

I- SERBEST BÖLGELERDE HANGİ İŞLER YAPILABİLİR? HANGİ KONULARDA FAALİYET RUHSATI ALINABİLİR?

Serbest bölgenin fiziki özelliklerine göre; üretim, alım-satım, montaj-demontaj, bakım-onarım, sergileme, bankacılık, finansal kiralama gibi konular başta olmak üzere, Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nce uygun görülen ve çevre kirliliği yaratmayan her türlü sanayi, ticaret ve hizmet faaliyeti yapılabilir.

İ- TÜRKİYE'DEKİ FİRMA İLE SERBEST BÖLGEDE FAALİYETTE BULUNAN ŞUBESİ ARASINDA MAL SATIŞI VE FATURA KESİLMESİ MÜMKÜN MÜ?

Merkezi Türkiye’de bulunan firmanın sermaye ihracı suretiyle serbest bölgede kurulan şubesi yurt dışında yerleşik sayılmaktadır. Bu çerçevede, merkezi Türkiye’de bulunan firma serbest bölgede faaliyette bulunan şubesinden satın aldığı malları Türkiye'ye ithal edebilir veya Türkiye'den bu şubesine mal ihraç edebilir. Serbest bölgedeki şube sattığı mallar için serbest bölge faturası düzenler. Ayrıca, şirket merkezinin faaliyetlerine ilişkin muhasebe kayıtları ile serbest bölgedeki şubesinin faaliyetlerine ilişkin muhasebe kayıtlarının ayrı ayrı tutulması zorunludur.

J- SERBEST BÖLGEDE ÇALIŞANLARDA VERGİ İSTİSNASI UYGULAMASININ ESASLARI

5810 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu ile Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinde değişiklik yapılmıştı. Anılan değişiklik uyarınca; 01.10.2009 tarihinden itibaren, serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB([7]) bedelinin en az % 85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar gelir vergisinden müstesna olacaktır.

- Bölge içinde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin üretime ilişkin istihdam ettikleri tüm personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden istisna edilecektir. Üretim faaliyeti ile birlikte başka konularda da faaliyette bulunan mükelleflerin satış, pazarlama, muhasebe, lojistik vb. departmanlarda çalışan personelleri de istisna kapsamında değerlendirilecektir.

- Serbest bölgede faaliyette bulunan mükelleflerden üretim faaliyetinde bulunanlar çalıştırdıkları tüm personele, üretim faaliyetiyle birlikte başka faaliyetleri de bulunanlar sadece üretim konusundaki faaliyetlerinde çalışanlara ait ücretleri ve yararlanılan gelir vergisi tevkifat tutarını, yetkili vergi dairesine vereceklerdir.

- Gelir vergisinden istisna edilen ücretlerde üst sınır bulunmadığından, ücretler üzerinden hesaplanan vergi tutarının tamamı istisna edilecektir.

- Birden fazla konuda (üretim, mal satışı vs.) faaliyette bulunmak üzere izin alınması halinde, sadece üretim faaliyetinin yürütüldüğü işyerleri itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen aylık prim ve hizmet belgesinde yer alan işçilere ilişkin ücretler üzerinden söz konusu istisna uygulanacaktır.

- İstisna uygulamasında, asgari geçim indirimi mahsup edilerek kalan tutar tecile konu olacaktır. Bu nedenle, asgari geçim indirimi tebliğ ekinde yer alan bildirimin asgari geçim indirimine ilişkin satırında gösterilecek ve muhtasar beyannamenin ilgili sütununa aktarılacaktır.

K- SERBEST BÖLGELERDE İNŞAAT RUHSATI, İZİNLERİ VE İSKAN RUHSATI İLE ASGARİ İŞÇİLİĞİN TESPİTİ

SB’lerde 1580 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 15. maddesinin 5, 22, 25, 32 ve 47. bentleri dışında kalan hükümleri uygulanmadığından, SB’lerde yapılacak her türlü inşaatlar için inşaat ruhsatı, inşaata ilişkin diğer izinler ve inşaat aşamasındaki tüm onay ve denetim hizmetleri ile iskan ruhsatı ilgili SB Müdürlüğü tarafından verilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim kaybının önlenmesi amacıyla özel bina inşaatlarında belediyelerden yapı kullanma izin belgesi (iskan) alınabilmesi için işverenlerin ilgili SGK Müdürlüğünden ilişiksizlik belgeleri getirmeleri istenmektedir

SB Müdürlüklerince düzenlenen yapı ruhsatnamelerinde kayıtlı inşaatın, ruhsatnamedeki yapı sınıf ve grupları ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyetlerini gösterir listede yer alan yapı sınıf ve gruplarının uyuşmaması, bu bölgeler içinde farklı nitelikte ve özellikteki inşaatlar için tek ruhsat verilmesi gibi durumlarda sorunlarla karşılaşılması üzerine SGK Başkanlığı uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm amacıyla bir düzenleme yapmıştır

SB’de, kullanım amaçları, nitelikleri ve özellikleri birbirinden farklı birden fazla yapı için tek ruhsat verilmiş (örneğin; sanayi tesisi, idare binası, sığınak, hangar ve diğer yardımcı tesislerin aynı ruhsat içinde değerlendirilmiş) olması halinde, her bir yapının kullanım amacı, niteliği ve özellikleri dikkate alınarak, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyetlerini gösterir listeden belirlenecek yapı sınıf grupları esas alınarak her yapı için ayrı ayrı hesaplama yapılarak tek değerlendirme yapılacaktır

Kullanım amaçları, nitelikleri ve özellikleri birbirinden farklı birden fazla yapı için tek ruhsat verildiği durumlarda, her yapının başlama ve bitiş tarihi, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve genelgelerde inşaatın başlama ve bitiş tarihleri ile ilgili olarak yapılan açıklamalara göre belirlenecektir Resmi belgelerle kanıtlanması halinde ise yapıların başlama ve bitiş tarihlerinin tespitinde, bu belgelerdeki tarihler esas alınarak işlem yapılacaktır

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde([8]) bina maliyetinin hesaplanması sırasında inşaatın ruhsatnamesindeki yapı sınıf ve grubu ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyet listesinde kayıtlı yapı sınıf ve grubunun farklı olduğunun anlaşılması halinde, yönetmelik hükmü uyarınca işlem yapılacağı belirtilmiş olmakla birlikte, bu işlemlere işverenlerce itirazda bulunulması durumunda, öncelikle sosyal güvenlik denetim elemanlarınca yapının kullanım amacı, niteliği ve özellikleri tespit edilerek, asgari işçilik uygulamasına ilişkin ön değerlendirme ya da araştırma işleminde esas alınması gereken yapı sınıf ve grubu, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyet listesinden sigorta müdürlüklerince belirlenecektir Yapılan bu işlemler sonucuna göre, inşaat maliyeti tespit edilerek SGK’ya bildirilmesi gereken prim tutarı hesaplanabilecektir

VI- SONUÇ

Türkiye’de mali mevzuat ile sosyal güvenlik mevzuatında bir takım hususiyet arz eden konularda farklılıklar bulunmaktadır. Bununla birlikte organize sanayi bölgeleri, gümrük birliği ve serbest bölgeler gibi ayrı prensipler üzerinde işleyen sistemler geliştirilmiş; geliştirilen sistemlerin etkinliğinin artırılması için sadece bunlara özgü prensipler benimsenmiştir. Bu durum, konu ile ilgili kesimler ve uygulayıcılarda kafa karışıklığına yol açabilmektedir. Bu itibarla, yazıda, özetle Serbest Bölgelerdeki iş ve işlemlerde ve genel işleyiş doğrultusunda sosyal güvenlik uygulamalarını ilgilendiren hususlar bir arada zikredilmiş, Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku’nun uygulanabilirliği, yabancı personel çalıştırma, çalışma saatleri, tutmak zorunluluğu bulunan kayıt ve belgeler ile nitelikleri, ödenen ücretlerden tutulan istisnaların sosyal güvenlik yönüyle yansımaları ve bu bölgelerdeki bina inşaatlarıyla ilgili hesaplamalarda nazara alınacak hususlara açıklık getirilmeye çalışılmıştır.

Kenan KOÇAK*

Yaklaşım

 

(*)         Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi

([1]) Konu bütünlüğünü bozmamak için bundan sonra SB olarak anılacaktır.

([2]) 15.06.1985 tarih ve 18785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([3]) 10.03.1993 tarih ve 21520 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([4]) 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu,  md. 3.

([5]) 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu, geçici 1. madde: “Serbest bölgenin faaliyete geçmesinden itibaren on yıl süreyle 05.05.1983 gün ve 2822 sayılı Kanun’un grev ve lokavt ile arabuluculuk hükümleri uygulanmaz.  Ancak bu süre içinde toplu iş sözleşmesi üzerinde çıkacak menfaat uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulu’nca karara bağlanır.”

([6]) Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği, md. 17.

([7]) FOB: Belirtilen limanda teslim manasına gelir. İhracatçı sözleşme tarihinde belirtilen limanda gemi güvertesinde malı ithalatçıya teslim ederek o andan itibaren oluşacak masraf ve riskleri ithalatçıya aktarır.

([8]) 12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.