Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bankalar vergi dairesine döndü PDF Yazdır e-Posta
10 Aralık 2007

Mevduat hesaplarından hisse senedi yatırımlarına, kullandığınız kredilerden satın aldığınız dövize kadar bankaya adımınızı attığınız her adımdan vergi kesilmesi bankaları da vergi dairesine çevirdi. Mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirinden yüzde 15 stopaj, satın aldığımız döviz için binde 1 oranında kambiyo vergisi ödüyoruz. Bankadan aldığınız kredi karşılığında ise yüzde 5 oranında BSMV (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergi) kesiliyor. Bütün bunlar üst üste konulduğunda tüketiciye yansıyan maliyetleri etkilerken, bankalara da ek külfet getiriyor.

Aracılık maliyetlerinin bankacılık sektörü açısından büyük sıkıntı yarattığına işaret eden Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Vergi Hizmetleri Sorumlu Ortağı, Vergi Konseyi üyesi ve TÜSİAD Vergi Komitesi Başkanı Sedat Eratalar, "Bugün bankada mevduat hesabı açtırıyorsunuz. Mevduat faizini öderken banka faiz üzerinden yüzde 15 vergiyi kesiyor ve onu gidiyor vergi dairesine yatırıyor. Aslında yüzde 15 stopajı mevduattan faiz geliri elde eden kişi ödüyor. Ama vatandaş parasını bankaya yatıracağı zaman net faize bakıyor. Örneğin; yüzde 16.5 brüt faizin neti yüzde 14-15'e geliyor. Bu aslında bankanın maliyetini etkileyen bir unsur. Bu vergi olmasa Türkiye'deki mevduat hacmi daha fazla artar" dedi.

Maliye her adımı izliyor

Mevduatlara ödenen faiz gelirlerinden alınan stopajların üçer aylık periyotlarla vergi dairesine yatırıldığını belirten Eratalar, "Bu ciddi anlamda bir külfet" dedi. Bütün havalelerin ve sermaye akımlarının tamamının Maliye Bakanlığı'na bildirildiğine işaret eden Sedat Eratalar, "Bankalar şu anda Maliye adına vergi toplayan müesseseler. Bugün her bankanın en azından 3-4 vergi problemi vardır. Ama bu kendi vergisinden dolayı değil aracılık yaptığı işlemlerin vergisinden dolayıdır" dedi.

Son olarak Denizli'de bazı banka şubelerine mali polis tarafından yapılan baskını hatırlatan Eratalar, "Denizli'deki olayda yöntem yanlıştı. Bir kamyonla gidip bankanın kapısına dayanıp evrakları götürmek olamaz. Yolda bir tane kağıt düşse bitti banka. Banka için telafisi mümkün olmayan zarar oluşur. Ama bu münferit bir olaydı" dedi. Geçtiğimiz haftalarda Maliye Bakanlığı müfettişlerinin üç aydır takibe aldıkları bazı firmalar nedeniyle mali polisin delil toplamak amacıyla bazı banka şubelerindeki hesapları incelemişti.

Aracılığın yükü büyük

Türk bankacılığının aracılık maliyetlerinden duyduğu rahatsızlığa da değinen Sedat Eratalar, sektörün şu an karşı karşıya olduğu maliyetleri şöyle aktardı: "Bunlardan en önemlisi BSMV. Banka herhangi bir şekilde bir gelir elde ettiği zaman gelir üzerinden yüzde 5 BSMV ödüyor. Kredi verirken faiz üzerinden yüzde 5 ödüyor. Veya bir menkul kıymet alıyor bunu satarken oluşan kâr üzerinden bunu ödüyor. Bir forward işlemi yapıyor türev işlemde komisyon alıyor yüzde 5 ödüyor. Ayrıca bugün bir bankaya gidip; YTL verin döviz alın, toplam işlem üzerinden binde 1 kambiyo gider vergisi ödemek zorundasınız ama bu YTL yi yabancı bir bankaya satıp karşılığında döviz alırsanız binde 1'i ödemiyorsunuz. Ve bunlar genellikle yansıtılan vergiler. Bizim KDV gibi karşı tarafa yansıtılan vergilerdir. Dolayısıyla büyük ölçüde bu vergi yükü bankanın üzerine kalmıyor. Krediyi kullanana yansıyor. Veya bankanın hizmet verdiği müşteriye yansıyor. Bu işlemi müşteri açısından daha pahalı hale getiriyor. Bu yüzden Türk kurumlarının veya müşterilerin bu işlemleri yurtdışında yapmasına neden oluyor."

Maliyet dışarıya kaçırıyor

Aracılık maliyetlerinin kredi maliyetlerine etkisini de bir örnekle açıklayan Sedat Eratalar, "Türkiye'deki bir bankadan kredi alırsanız faiz üzerinden ilave yüzde 5 BSMV ödüyorsunuz. Yani yüzde 20 faiz ile kredi aldınız. Yüzde 20 faiz oranının yüzde 5'i kadar BSMV ödüyorsunuz. Dolayısıyla kredi faizi 1 puan pahalılaşıyor. Bunu yurtdışındaki yabancı bir bankadan alırsanız ödemiyorsunuz" dedi.

Eratalar, Türk bankacılık sektöründeki aracılık maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle tasarrufların yurtdışına kaçtığını belirterek, "Türk insanının göreceli olarak birikiminin çok büyük bir bölümünün yurtdışında olduğunu söylemek mümkün. Ancak yurtdışına akan kaynaklarımızın toplamına ilişkin herhangi bir tahminde bulunmak ise mümkün değil" dedi. Ancak Türkiye'deki vergiden kaçan yatırımcının yurtdışında başka bir handikapla karşı karşıya olduğunun da altını çizen Eratalar, "Yurtdışındaki bankada mevduat yaparsa faizi alırken hiçbir vergi ödemez ama onu öbür yıl yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekir. Gelir vergisi oranları da yüzde 15 ile başlar yüzde 35 ile biter. Dolayısıyla yurtdışında bir bankada mevduat yapmak cazip değil" diye konuştu.

Kambiyo vergisi hemen kalksın KDV, BSMV'den mahsup edilsin

Özellikle gelişmiş ülkelerde BSMV'nin bankalarda KDV'nin emsali olan bir vergi olduğuna dikkati çeken Eratalar, her işlemde BSMV alınmasına karşı olduğunu vurguladı. Bankaların yapmış oldukları hizmetler karşılığı aldıkları ücret ve komisyonlar üzerinden KDV benzeri bir vergi alınabileceğine işaret eden Eratalar, "Faiz üzerinde ilave hiçbir vergi olmaz" dedi. KDV ile BSMV arasındaki farka da değinen Eratalar, bankaları rahatlatacak iki öneride bulundu: "Şirket kredi kullanırken hem faiz hem de BSMV ödüyor. BSMV şirket için bir giderdir. Ama KDV ödese bunu indirilecek KDV'ye koyuyor ve mahsup ediyor. Bir başka sıkıntı ise örneğin; banka birinden danışmanlık alıyor onun KDV'sini ödüyor. Banka gidip bir mal veya kırtasiye alıyor KDV ödüyor. Bir yer kiralıyor, KDV ödüyor. Ancak ödenen KDV'lerin hepsi bankaların üzerinde kalıyor. Yansıtamıyorlar. KDV mükellefi değil bankalar. Ama yıllardan beri bizim önerdiğimiz bir sistem; bankalar ödedikleri KDV'yi BSMV'den mahsup etsin. O maliyet unsuru olmasın. İkisi de aynı nitelikte bir vergidir. İkincisi de; binde 1'lik kambiyo gider vergisinin hemen kaldırılması."

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=337268&dept_id=30