1 Ekim 2010 tarihinden sonra Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre Devlet Memurlarının Tedavi yardımı kapsamında bakmakla yükümlü bulunduğu Erkek ve Kız Çocukların durumları |
23 Kasım 2010 | |
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden iki yıla yakın bir süre geçti.
ÖZET 1 Ekim 2010 tarihinde iki yıl dolmuş olacak ve yürürlüğünden itibaren iki yıl ertelenmiş bazı hükümler uygulanmaya konulacak. Bunlardan önemli bir kısmı genel sağlık sigortasına prim ödenmesiyle ilgili. Özellikle okumayan ve çalışmayan kız çocuklarının durumları iki yıl öncesine göre çok farklı olacak. İşsiz kalanlar için genel sağlık sigortasına prim ödemesi söz konusudur. Durumlarına göre primi kendilerine ödeyecekler veya onlar adına devlet ödeyecek. Kısmi süreli çalışanlar için de adlarına prim yatırılamayan günlerde prim ödenmesi söz konusu olacak. Bu durum esnek çalışmanın bu türü için olumsuz sonuçlar getirecek. Anahtar Kelimeler: Genel Sağlık Sigortası, I.Giriş Bilindiği üzere, ülkemizde tek emeklilik, tek sağlık, tek sosyal yardım sistemi ile bu yapıyı yürütmek üzere tek kurumsal yapıyı içeren ve kapsamlı bir sosyal güvenlik reformunu amaçlayan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ve 5510sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Bu çerçevede çıkartılan 5510 sayılı Kanun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih olan 01.10.2008 tarihinden önce görevde bulunanların tedavi yardımı açısından kazanılmış haklarının korunması ve bu konuda mağduriyetlerinin oluşmaması için 5510 sayılı Kanun’un geçici 12 inci maddesinde bir takım düzenlemeler yapılmıştır. 01.10.2008 tarihinden sonra kamu kurum ve kuruluşlarına ilk kez Devlet Memuru olarak atananların, tedavi yardımı ve sigortalılık işlemleri tamamıyla 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütüldüğünden anılan Kanunun geçici 12 inci maddesiyle yapılan düzenleme neticesinde 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışan Devlet Memurlarının hak ve yükümlüklerinin karışmaması açısından, konuyu 01.10.2008 tarihinden önce görevde bulunanlar ve 01.10.2008 tarihinden sonra ilk kez atananlar şeklinde iki, ayrı kategoride irdelememiz gerekmektedir. II. 01.10.2008 Tarihinden Önce Görevde Bulunan Devlet Memurları Açısından Bakmakla Yükümlü Bulunan Kişiler 5510 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikler neticesinde, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce görevde bulunanların tedavi yardımı kapsamında herhangi bir hak kayıplarının olmaması için söz konusu Kanunun “Genel Sağlık Sigortası Geçiş Hükümleri” başlığı altındaki geçici 12 inci maddesinde bir takım düzenlemeler yapılmıştır. 5510 sayılı Kanunun geçici 12 inci maddesinin 2 inci fıkrasında; Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevlerinin, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemlerin Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam edeceği, devir sürecinin ise üç yıl içinde tamamlanacağı; 8 inci fıkrasında ise, ilgili kanunların gereği tedavi yardımları karşılanan kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılacağı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ilgili kanunları gereği bakmakla yükümlü olunan kız çocuklarının bu Kanun gereğince de bakmakla yükümlü olunan kişi sayılacağı, ancak durumlarında değişiklik olduğunda sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirleneceği hükme bağlanmıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışanların tedavi yardımları ve bu yardım kapsamında bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerine ilişkin düzenlemeler 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinde yer almakta iken bu madde 5754 sayılı Kanunun 64 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 657 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan 209 uncu maddesi; “Devlet Memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana, baba ve ikiden fazla dahi olsa Aile Yardımı Ödeneğine Müstahak Çocuklarının, hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmi veya özel sağlık kurumlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanır. Ancak tedavi giderleri ve yol masraflarının, ödenebilmesi için, tedaviye resmi tabip raporu ile lüzum görülmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Bu mülga maddede geçen “Aile yardımına müstahak” ibaresinden ne anlaşılması gerektiği hususu ise 657 sayılı Kanunun “Çocuk için aile yardımı ödeneği verilmeyecek haller” başlığı altındaki 206’ıncı maddesinde düzenlenmiştir. 206’ıncı madde; Evlenen Çocuklar, 25 Yaşını dolduranlar (25 yaşını bitirdiği halde evlenmemiş kız çocukları ile çalışmayacak derecede malullükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilenler için süresiz olarak ödeneğin ödenmesine devam olunur.) Kendileri hesabına ticaret yapan veya gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışan çocuklar (Öğrenim yapmakta iken tatil devresinde çalışanlar hariç) Burs alan veya devletçe okutulan çocuklar.” şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; 5510 sayılı Kanunun geçici 12 inci maddesinde; 01.10.2008 tarihinden önce görevde bulunan ve 5510 sayılı Kanuna göre (4/C)’li olarak ifade edilen Devlet Memurlarının tedavi yardımı açısından yürürlükten kalkmış olsa dahi eskiden tabi oldukları mevzuat hükümlerine tabi olacakları hükme bağlandığından, 01.10.2008 tarihinden önce görevde bulunan Devlet Memurlarının tedavi yardımı açısından “Bakmakla yükümlü bulundukları kişiler” 657 sayılı Kanunun mülga 209 ve aynı Kanunun yürürlükte bulunan 206’ıncı maddeleri dikkate alınarak açıklanmaya çalışılacaktır. III. Kamu İdarelerinde Çalışan Sigortalılar ve Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişiler Hakkındaki Son Düzenleme Genel sağlık sigortalısı olarak adlandırılan ve 5510 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinde tek tek sayma yolu ile belirlenmiş olan sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Kanunla belirlenmiş sağlık hizmetlerinin finansmanı Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlanmaktadır. Kanunda genel sağlık sigortalısının kimler olduğu belirlenirken bakmakla yükümlü olunan kişiler de tanımlanmıştır. Yapılan tanıma göre; 5510 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının ( c ) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinin dışında kalan genel sağlık sigortalısının; Sigortalı sayılmayan veya İsteğe bağlı sigortalı olmayan, Kendi sigortalığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan a- Eşi, b- 18 yaşını doldurmamış, lise ve dengi öğrenim veya 5.6.1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslek Eğitim Kanunda belirtilen aday çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslek eğitim görmesi halinde 20 yaşını doldurmamış, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu kanuna göre malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları, c- Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babası, Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında sayılmaktadır. Ayrıca, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının ( c ) bendi kapsamında sigortalı sayılmayanlardan, ilgili kanunları gereğince bir yıldan fazla aylıksız izin kullanan eş de genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sayılmaktadır. IV. 1.10.2008 Tarihinde Görevde Bulunan Devlet Memurlarının Bakmakla Yükümlü Bulunduğu Kişiler Herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşleri Bakmakla yükümlü bulundukları ana ve babaları 25 yaşını doldurmamış erkek ve kız çocukları (Bu çocukların tahsil durumu ne olursa olsun evlenmemiş ve menfaat karşılığı çalışmamış olması gerekmektedir. Öğrenim yapmakta iken tatil devresinde çalışmak, menfaat karşılığı çalışmak olarak değerlendirilmez) 25 yaşını doldurduğu halde evlenmemiş kız çocukları Yaşına bakmaksızın çalışmayacak derecede malullükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilen çocukları Yukarıda belirtilenlerden, Burs alan veya Devletçe okutulan çocuklar ile kendi hesabına ticaret yapan çocuklar yardım kapsamı dışındadır. 5510 sayılın Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 1.10.2008 sonrası durumlarında değişiklik olanların sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları 5510 sayılı Kanununa göre yeniden belirlenir. Evlenen kız çocuklarının boşanması halinde bunlar “Evlenmeyen kız çocukları” olarak kabul edilmez ve 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre değerlendirilir. Lise ve dengi öğretim kurumları ile Mesleki Eğitim Kurumlarında aday çıraklık ve çıraklık eğitimi alan 20 yaşını doldurmamış, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı ve evli olmayan erkek ve kız çocukları Yükseköğretim gören ve 25 yaşını doldurmamış, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı ve evli olmayan erkek ve kız çocukları Yaşına bakılmaksızın 5510 sayılı Kanuna göre malullükleri tespit edilen ve evli olmayan erkek ve kız çocukları Geçimini sigortalı tarafından sağlandığı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babaları V. Kız Çocuklarının Durumu 1 Ekim 2008 tarihinde bakmakla yükümlü olunan durumundaki kız çocuklarının bu durumları, eski Kanunda kazanmış oldukları statüye göre devam edecek. Yani bir işe girene kadar veya evlenene kadar anne veya babalarının genel sağlık sigortası kapsamında sigortalı sayılacaklar. 506 sayılı eski Kanuna göre, işten ayrılan veya eşinden ayrılan kız çocukları, yeniden bakmakla yükümlü olunan durumuna dönebiliyorlardı. Yeni kanun, bu durumlarda eski statüye dönüşü kaldırmıştır. 5510 sayılı Kanuna göre, artık çocuklar lise veya dengi bir öğrenim görüyorlarsa yirmi, yüksek öğrenime devam etmeleri halinde en geç yirmi beş yaşına kadar bakmakla yükümlü olunan durumunda olacaklar, kız çocuklar ise Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra on sekiz yaşını bitirmeleri durumunda, çalışmıyorlar veya öğrenim görmüyorlar ise aile içindeki kişi başına düşen gelir ölçütüne göre genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir. Öğrenimlerinin yirmi beş yaşından sonra devam etmesi halinde, kız ve erkek çocukları için yukarıda belirtilen gelir ölçütüne göre genel sağlık sigortası primi ödenecektir. VI. 5510 Sayılı Kanunun Geçici 12 inci Maddesi ve Bakmakla Yükümlü Olunan Kişiler 5510 sayılı Kanunun geçici 12 inci maddesinin 31.07.2008 tarihli ve 5797 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile değişik ikinci fıkrasında kamu kurum ile kuruluşlarının sağlık hizmetlerinin verilmesine ilişkin görevlerinin yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde iş ve işlemlerinin Kurumca devralınmasına kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Ancak, Kanun uyarıca devir işlemleri 3 yıl içinde tamamlanacaktır. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere, söz konusu 3 yıl geçiş için azami bir süre olup Sosyal Güvenlik Kurumu devralma yetkisini bu süre dolmadan önce de kullanabileceği belirtilmektedir. 15.10.2010 tarihinde ilgili kanunları gereği bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlananlar, devir tarikinden sonra da aynı şartlarla sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecektir. Devir tarihinde sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı olduğu halde sağlık hizmetlerinden yararlanmayan bakmakla yükümlü olunan kişiler, devir tarihinden sonra Kısa Vadeli Sigorta Kolları Uygulama Tebliği’nin 23’üncü maddesinde belirtilen belgelerle müracaatta bulunmaları halinde, durumlarında değişiklik olmaması şartıyla devir tarihinden önceki koşullar çerçevesinde sağlık hizmetlerinden yararlandırılacaktır. VII. Değerlendirme ve Sonuç 5510 sayılı Kanunun 4/1-c maddesi kapsamındakiler yani devlet memurları ile bunların bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri eski yeni ayırımı yapmaksızın tamamen Kanun geçici 12 inci maddesindeki hükmün yorumundan hareketle Tebliğ uygulama esaslarının dışında tutulmuşlardır. Böyle bir yorumlama ve buna dayalı uygulamalar ile devir süreci tamamlanıncaya kadar memurlar prim açısından olmasa da tedavi hizmetleri yönünden aynı esaslara tabi olmaları amaçlanmıştır. Zira prime tabi olma veya olmama 4/1-c kapsamındakiler için mali haklarında bir daralmaya yol açmaktadır. Kaldı ki, geçiş süreci tamamlandığında eski yeni bütün devlet memurları ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri sosyal güvencedeki diğer nüfus gibi aynı esaslara tabi olarak, aynı sağlık hizmetleri alabilecekler ve buna ilişkin giderler Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacaktır. Devlet Memurlarının bakmakla yükümlü oldukları kız çocukları için yaş sınırını aşsalar bile durum değişikliği (evlenmeleri veya işe girmeleri) olana kadar bakmakla yükümlü kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak 5510 sayılı kanunda durum değişikliğinin süresi ve nasıl uygulanacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. SGK’nın da bu konuda uygulamanın nasıl olmasına ilişkin herhangi bir uygulama tebliği bulunmamaktadır. Diğer taraftan 1 Ekim 2010 tarihinden itibaren başlayan Sosyal Güvenlik Prim uygulamasında yaş sınırını aşan çocukların kapsamında oldukları belirtilmektedir. 1 Ekim 2010 tarihinden sonra başlayacak olan sosyal güvenlik primi uygulaması şimdilik ertelenmiş olup, erteleme süresinin sonucunda kız çocuk sahibi olan memurların ve kurumların zor duruma düşmemeleri için SGK’nın uygulamanın nasıl olması gerektiği konusunda bir açıklama yapması gerektiği değerlendirilmektedir.
AYHAN GÖKDEMİR DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI SEKRETERİ
KAYNAKCA SGK Daire Başkanı Mehmet ÇAKMAK’IN “Yurt Dışında Görevli Memurların Tedavi İşlemleri” başlıklı Güncel Mevzuat Derginsin Ağustos 2010 56’ıncı sayısında yayınlanan Makalesi Fizik Tedavi Yüksekokul Sekreteri Cemil Yaşar Atilla’nın “5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna Göre Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı Kapsamında Bakmakla Yükümlü Bulunduğu Kişilerin Kimler Olduğu Konusunda Bir İnceleme” Başlıklı Yazısı İş ve Endüstri İlişkileri Danışmanı E. Çalışma Genel Müdürü Ömer BENOKAN’ın “1 Ekim 2010 Tarihinden Sonra Genel Sağlık Sigortası” başlıklı Vergi Dünyası Dergisinin Eylül 2010 349 uncu sayısında yayınlanan makalesi Maliye Bakanlığı BÜMKO Genel Müdür Yardımcısı Murat UĞURLU’un “Genel Sağlık Sigortası Uygulamasında 1 Ekim 2008’den Sonra İlk Defa Göreve Başlayan Memurların Durumu” balıklı Güncel Mevzuat Derginsin Mart 2009 39 uncu sayısında yayınlanan makalesi SGK Müfettişi Mahmut Çolak “Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Genel Sağlık Sigortası Kapsamına Alınması” başlıklı Güncel Mevzuat Dergisinin Eylül 2010 57’inci Sayısında Yayınlanan Makalesi |