BAŞLIKTA “komedi” deyimini kullandık çünkü anonim şirketlerde hisse senedi ya da geçici ilmühaberle yapılan hisse devri zaten KDV’ye tabi değildi.
KDV Kanunu’nda hisse senedi devrinin KDV’ye tabi olmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nda da geçici ilmühaberin hisse senedi yerini aldığı açıkça yazılı olmasına rağmen, yasalar hiçe sayılmış ve yorum yoluyla anonim şirket hisse devirleri, KDV’ye tabi tutulmuştu. Hani adama sormuşlar ya “Abdestsiz namaz kılınır mı?” O da demiş ki; “Ben kıldım oldu” İşte onun gibi bir şey olmuştu!.. DANIŞTAY KARARI Danıştay Dokuzuncu Dairesi, anonim şirket hisselerinin devrinde KDV alınması ile ilgili uygulama hakkında “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Danıştay Dokuzuncu Dairesi 25 Kasım 2010 Tarih ve Esas No:2010/10221 sayılı kararı ile; - Türk Ticaret Kanunu’nun 411 ve devamı olan maddelerinde yer alan “Geçici ilmühaberin hisse senedi yerini aldığı” hükmü ve hisse devri ile ilgili diğer düzenlemeler, - KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde yer alan hisse senetlerinin ortaklık payı olarak satış, devir ve teslimlerinin KDV’den istisna edilmiş olması ile ilgili hükmün değerlendirilmesi sonucu, hisse devrinin KDV’ye tabi tutulması ile ilgili vergi ve cezalar hakkında teminat aranmaksızın yürütmenin durdurulmasına, oybirliğiyle karar verdi. OLAY NEYDİ? 2009 yılı Eylül ayında, anonim şirkete ait hisselerin geçici ilmühaberle devri işleminin, KDV’ye tabi tutulup milyarlarca liralık vergi ve ceza istenilmesi kafaları karıştırmış, iş dünyasında adeta panik yaratmıştı. Yasa hükmünün aksine olan bu uygulama, iş dünyasının kafasını iyice karışmıştı. İş adamlarının bir kısmı şaşkın vaziyette, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamaya çalışıyor, bir kısmı da (adının gizli tutulmasını isteyerek) panik halinde “Bize de mi ceza gelecek?” diye soruyorlardı. YASAYA GÖRE KDV YOKTU Bir şirketin, bir başka şirkete ait hisse senedini elden çıkarması, KDV’den istisna. Daha açık bir anlatımla, bu olayda KDV yok. Nerede mi yazıyor? KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde yazıyor. Dikkatle okuyoruz; “..elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, HİSSE SENEDİ, tahvil” teslimi KDV’den müstesna tutuluyor. HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ Bu olayda bir de “iştirak hissesi” tartışması var. KDV Yasasını dikkatle incelediğimizde, Madde 17/4-g’de “hisse senedi” ile ilgili ÖZEL BİR HÜKMÜN yer aldığı, Madde 17/4-r’de ise “iştirak hisseleri” ile ilgili GENEL BİR HÜKMÜN bulunduğu fark ediliyor. İştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir deyim. Ancak özel bir hükümle hisse senetlerinin KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiş. Bu duruma göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi olacak, hisse senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın, KDV’den müstesna tutulacak. TİCARET KANUNU İLMÜHABERİ HİSSE SENEDİ YERİNİ TUTUYOR Türk Ticaret Kanunu’na bakıyoruz: 411. maddesinde “ilmühaberler” başlıklı özel bir düzenleme var. Dikkatle okuyoruz; “Madde 411 Nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin, nama yazılı olması lazımdır. Bunların devri nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir.” Görüldüğü gibi, Türk Ticaret Kanunu’nda da ilmühaberlerin, hisse senedi yerini tuttuğu açık ve net olarak belirtiliyordu. O halde ortada yasa hükmü varken, yorum yolu ile ilmühaberlerin hisse senedinin yerini tutmayacağını iddia etmek hukuken mümkün değildi. PEKİ SORUN NEYDİ? Şimdi diyeceksiniz ki “Buraya kadar olay anlaşıldı. Peki sorun neydi?” Sorun şuydu; birkaç inceleme elemanı “Geçici ilmühaber, hisse senedi olarak kabul edilmez, bu nedenle teslimi yüzde 18 KDV’ye tabidir” diye iddia ediyor. Ardından da bu gerekçeyle düzenlenen rapora istinaden milyarlarca lira KDV ve vergi ziyaı cezası (gecikme faizi hariç) isteniyordu. “İlmühaber yerine hisse senedi bastırılmış olsa bu vergi ve cezalar istenmeyecekti” deniliyor. Yani biçimsel bir olayla ilgili, yorumun faturası bu!.. DOĞRUSU NEYDİ? Bu olay üzerine paniğe kapılan yüzlerce iş adamı aramış ve “Hocam, sizin yazıları kesip saklıyoruz. Biri altı yıl diğeri de üç yıl önce, geçici ilmühaber hisse senedi yerine geçer, diye yazmıştınız. Şimdi kafamız karıştı doğrusu ne?” diye sormuştu. Bize göre, olay çok açık ve netti. Yasa ne diyorsa oydu... Birlikte bakalım: 1- Türk Ticaret Kanunu diye bir kanun var. Bu Kanun’un 411. maddesinde, “Geçici ilmühaber hisse senedinin yerini alır” diye net olarak yazıyor. Anlamak için okur-yazar olmak bile yeterli. Türkiye bir hukuk devleti, ortada açık ve net bir kanun hükmü varsa, yoruma itibar edilmez. 2- Maliye Bakanlığı’nın 232 No’lu Gelir Vergisi Genel tebliği var. Maliye Bakanlığı da bu tebliğinde, “İlmühaber, hisse senedi yerine geçer” diye açık ve net bir açıklama yapıyor. 3- Maliye Bakanlığı’nın “mukteza (özelge)” diye adlandırılan, yazılı açıklamaları var. Hem de bir sürü... Hepsinde de “Geçici ilmühaber, hisse senedi yerine geçer. Geçici ilmühaberin teslimi KDV’ye tabi olmayacaktır” deniliyor. 4- Yargıtay’ın Hukuk Genel Kurulu Kararı var. Yargıtay’da “İlmühaber, hisse senedinin yerine geçer” diyor (Örneğin; Yargı.HGKK. 4 Temmuz 2007 tarih ve E.2007/13-332, K.2007/446). 5- Danıştay da “İlmühaber, hisse senedi yerine geçer” diyor (Dn.7.D.14.12.1999 Tarih ve E.1999/70,K.1999/4120). Yukarıda 5 madde halinde, “ilmühaberin hisse senedi yerine geçtiğini ve KDV’den müstesna olduğunu” hepsinin de dayanağını göstererek açıkladık. Zaten, bu güne kadar bir tek yetkili ya da uzman ortaya çıkıp da “Efendim, bu konuda yasa maddesi, tebliğ ve kararların olduğu iddiası doğru değil. Geçici ilmühaber hisse senedi yerine geçmez” demedi daha doğrusu diyemedi. Daha ötesi, Özelleştirme İdaresi de çok sayıda şirketi ilmühaberle devretti. Görüldüğü gibi, olay çok açık ve netti. Şükrü Kızılot Hürriyet |