YABANCI UYRUKLU ÇALIŞTIRMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAZI ÖZELLİKLER |
02 Aralık 2010 | |
Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu makalenin amacı 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Yasa hükümlerine göre çalıştırılacak yabancı uyruklu şahısların çalışma izinlerinin alınması olgusu değildir. I- GİRİŞ Bir yabancı uyruklunun çalışma izninin alınması kadar bu izinle ilgili bazı hususiyetler de en az çalışma izni kadar önem arz edebilmekte ve işveren ve veya yabancı uyruklu hukuki ve cezai işlemlere maruz kalabilmektedir. Bu hususiyetler gerek 4817 sayılı Yasa’dan gerekse bu yasa hükümlerini de ilgilendiren çeşitli yasa hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Sadece çalışma izninin alınmış olması kişinin Türkiye’de çalışabilmesine yeterli olamamaktadır. Çalışma izni alındıktan sonraki dönemde yapılması gereken bazı işlemler yahut çalışma izni ve sonrasındaki süre uzatımı taleplerinin ele alınarak değerlendirilmesi bazı özellikler içermektedir. Bu önemi nedeniyle ele alınan konu söz konusu hususiyetlerin neler olduğu ve yapılması gereken işlemler bağlamında teker teker ele alınmaya çalışılacaktır. II- YABANCI UYRUKLU ÇALIŞTIRMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR A- BİLDİRİM ZORUNLULUĞUNA UYMAMA HAKKINDA Bir yabancı hakkında çalışma izni hakkında dikkat edilmeyen temel yasal zorunluluklardan birini bildirim zorunlulukları içermektedir. Bildirim zorunluluğu 4817 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde yer almaktadır. Madde hükmüne göre bağımsız çalışan yabancıların çalışmaya başladıktan ve çalışması sona erdikten sonra, bağımlı yabancı uyruklu çalıştıran işverenlerin de yabancının çalışmaya başladığı tarihten veya çalışma izninin verilmesinden itibaren 30 gün içinde çalışmaya başlamaması halinde bu sürenin bitiminden itibaren yahut herhangi bir nedenle iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren durumu 15 gün içinde Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirmek zorundadırlar. Özellikle uygulamada işverenlerin yabancının çalışmaya başlamasını hiç bildirmedikleri veya iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bildirim yapsalar dahi bu 15 günlük süreye dikkat etmeyerek bildirimi daha geç bir tarihte yaptıkları sıkça görülmektedir. Bu hususlar Çalışma Genel Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı’nca titizlikle takip edilmekte, tespit yapıldıktan sonra durum incelenmek üzere İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na intikal ettirilmekte ve genellikle de işverenler hakkında cezai işlem uygulanmaktadır. Bu konuda birkaç söz daha söylemek gerekmektedir. Birincisi dikkat edildiği üzere iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bildirim yükümlülüğünün fesih türüne bağlanmamış olmasıdır. Bu nedenle iş sözleşmesini hangi taraf feshederse etsin yahut fesih gerekçesi haklı olsun olmasın işverenin bildirim yükümlülüğü doğmaktadır. İkinci bir özellik bildirim şartına uymama halinin çalışma izninin iptali sonucunu doğurmayacağıdır. Bu durumda sadece Yasa’nın 21. maddesi uyarınca işveren hakkında idari para cezası öngörülmektedir ki, bu tutar 2010 yılı için her bir bildirim yükümlülüğü için 286 TL’dir. B- BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARLA YAPILAN ESER SÖZLEŞMELERİ HAKKINDA 4817 sayılı Yasa bağımlı (işçi) statüsünde çalışma kadar bağımsız çalışmaya da yer vermiş ve bağımsız çalışan yabancıların da Türkiye’de çalışmak için çalışma izni almasını şart koşmuştur. Bağımsız çalışma kendi adına ve hesabına yapılan türden çalmalardır ve genel olarak kişinin bir işyeri açması, bir şirket kurması veya kurulmuş bir işletmeye ortak sıfatı ile katılması gibi anlamlar içermektedir. Böyle bir durumda kişinin çalışma izni için kendisinin yasal hususları bilmesi gerektiği ve bunları yerine getireceği açıktır. Fakat bunun yanında bir işverene eser sözleşmesi ile bağlı olan ses ve müzik sanatçılarının, mankenlerin yahut aynı türden işleri yürüten kişilerin de bağımsız olarak kendi adına ve hesabına çalışıyor oldukları unutulmamalıdır. Bu bağlamda uygulamada sıkça görüldüğü üzere, kişinin izinsiz çalıştığının tespit edilerek Ülke dışına gönderilmesi eser sözleşmesinin diğer tarafı için içinden çıkılması güç durumlar yaratabilmektedir. Bu güç durumlarla karşılaşmamak için bu türden sözleşmeler kuracak olan işverenlerin yabancı uyruklu kişiyi bu konuda bilgilendirmesi ve hatta kendisinin yabancının çalışma izni alması hususunda kendisine yardımcı olması uygun düşmektedir. C- ÇALIŞMA İZNİNİN İKAMET TEZKERESİNE YAZILMASI HAKKINDA Bilineceği üzere çalışma olgusu beraberinde ikamet olgusunu da doğurmaktadır. Bir başka deyişle bir yerde ikamet etmeden orada çalışma düşünülememektedir. Ülkemizde yabancıların ikameti ile ilgili hususlar 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre yürütülmektedir. Yasa’nın 3 ve 15. maddelerine göre Türkiye’de çalışma amaçlı bulunan yabancılar çalışmazdan evvel emniyet makamlarından çalışma meşruhatlı ikamet tezkeresi almaya ve çalışma durumunu ikamet tezkeresine kaydettirmeye mecburdurlar. Bu durumda yabancının aldığı çalışma iznine ait bilgiler ikamet tezkeresinin bir sayfasına yazılmakta ve ikamet tezkeresinin çalışma amaçlı olduğu belirtilmektedir. Böyle bir durumda yabancının almış olduğu çalışma iznine ait bilgilerin 30 günlük süre içerisinde ikamet tezkeresine yazılmaması hali çalışma izninin iptalinin gerektirmektedir. Bu halde çalışma izni iptal edilen yabancı Ülkede izinsiz çalışan yabancı durumuna düşmektedir. Buna göre alınmış bir çalışma iznine ait bilgilerin ikamet tezkeresine 30 günlük süre içerisinde kaydettirilmemesi halinde bir yandan hukuki bir sonuç olarak çalışma izninin iptali söz konusu olmakta ve cezai bir sonuç olarak da kişi izinsiz çalışmış kabul edileceği için gerek yabancı gerekse işvereni hakkında idari para cezası uygulanması gerekliliği doğmaktadır. 2010 yılı için geçerli tutarlara göre izinsiz çalışan yabancı hakkında 572 TL, işvereni hakkında ise her bir yabancı için 5.723 TL idari para cezası uygulanmaktadır. D- SÜRE UZATIMI HAKKINDA Çalışma izninin süresinin uzatımı taleplerinin Bakanlıkça verilmiş bir çalışma izninin sona ermesinden evvel yapılması gerekmektedir. Bu süre geçirildikten sonra yapılmış talepler yahut önce yapılmış olmasına rağmen herhangi bir nedenle süre dolduktan sonra yenilenmesi gereken başvurular Bakanlıkça yeni bir çalışma izni talebi olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir durumda yabancının süresi sona ermiş çalışma izni ile yeni çalışma izni arasında çalışmalarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda, süresi sona eren bir çalışma izninin geçerli olduğu son gün ile yeni çalışma izninin başlama tarihi arasında geçen sürede yabancı çalışmasına devam etmiş ise izinsiz çalıştığı kabul edilmektedir. Böyle bir durumda yeni alınmış çalışma izni iptal edilmemekle birlikte yabancının izinsiz çalışması hakkında gerek yabancı hakkında gerekse işvereni hakkında idari para cezası uygulanmaktadır. E- ARACI/DANIŞMAN FİRMA VEYA KİŞİLER HAKKINDA Yabancıların çalışma izinleri hakkında Bakanlıkça gerekli iş ve işlemler Ankara’da Bakanlık merkezinde yürütülmekte, başvuruların buraya yapılması istenmektedir. Böyle bir durumda Ankara dışında olan işverenlerce benimsenen yol aracı danışman bir firma veya kendisine yetki verilen kişiler aracılığıyla bu başvuruyu yapmak ve gerekli işlemleri yürütmektir. Bu noktada aracı/danışman firma veya kişilerin yaptıkları iş ve işlemlerin işverenlerin hukuki ve cezai sorumluluğunu kaldırmadığı unutulmamalıdır. Bir başka deyişle bu aracı/danışman firma veya kişilerce yapılacak eksik veya hatalı işlemler sonucunda işverenlerin katlanması gereken hukuki veya cezai sorumluluklar bu aracı/danışman firma veya kişilere yüklenememektedir. Bu nedenle işverenlerin bu firma veya kişilerle arasında rücu hükümlerini de içeren türden sözleşmeler akdetmeleri uygun olacaktır. Öte taraftan bu firma ve kişilerce Ankara merkezde tüm işlemler usulü dairesinde yürütülmüş olsa da örneğin çalışma izninin ikamet tezkeresine kaydettirilmesi yahut işe başlama ya da iş sözleşmesinin sona ermesi gibi bir bildirimde bulunulması işverenliğin olduğu yerdeki emniyet makamlarına başvurularak yapılması gereken veya işverenlik merkezinden halledilmesi gereken işlemlerdir. Bu nedenle bu gibi konularda gerekli tüm işlemlerin aracı/danışman firma veya kişilerce yerine getirilmiş olduğu bir düşünce olmamalı, bu gibi işlemlerin işverenlikçe takip ve sonuçlandırılması gerekmektedir. III- SONUÇ Görüldüğü üzere özellikle bağımlı olarak Türkiye’de çalışacak bir yabancının bazen de bağımsız olarak çalışacak bir yabancının sadece çalışma iznini alması bu konudaki tüm yükümlülüklerin yerine getirildiği şeklinde bir sonuç yaratmamaktadır. Üzerinde çok düşünülmeyen veya hiç bilinmeyen nedenlerden dolayı gerek yabancının gerekse işverenin katlanması gereken hukuki ve/veya cezai sonuçlar doğabilmektedir. Bu bağlamda uygulama çalışma izinleri konusundaki bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, bağımsız çalışanların özellikle eser sözleşmesiyle çalışması halinde çalışma izinlerinin alınması, çalışma izninin ikamet tezkeresine kaydettirilmemesi, süre uzatımı konusunda iki çalışma izin arasında çalışmanın devam etmesi ve çalışma izinleri hakkında bir arası/danışman bir firma veya kişinin görevlendirilmesi hakkında bazı özel hususlara dikkat edilmediğini veya bu konuların hiç bilinmediğini göstermektedir. Yaklaşım * Baş İş Müfettişi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bilim Uzmanı
|