Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
KOOPERATİFİN TASFİYE NEDENİYLE ARSA SATIŞINDA KURUMLAR VERGİSİ VE KATMA DEĞER VERGİSİ PDF Yazdır e-Posta
02 Aralık 2010

Image

Tasfiyesine karar verilen konut yapı kooperatifinin elinde bulunan arsaların satışının ve söz konusu satıştan oluşan tasfiye artığı gelirlerin üyelere dağıtılması hususunun vergi mevzuatı bakımından değerlendirilmesi hk.

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih  : 26.01.2009

Sayı   : B.07.1.GİB.0.01.55/5501-3145/7833

KVK Md. 4

KDVK Md. 17/4-r

KOOPERATİFİN TASFİYE NEDENİYLE ARSA

SATIŞINDA KURUMLAR VERGİSİ VE

KATMA DEĞER VERGİSİ

Kayıtlı yazınızla, İliniz mükelleflerinden (...) Konut Yapı Kooperatifinin, üyelerine sahil ve dinlenme özelliği gösteren yerlerde sıhhi, ucuz konut yapmak amacıyla kurulmasına rağmen, bu amacın gerçekleştirilememesi üzerine 18.06.2006 tarihinde Genel Kurul Kararı ile tasfiye kararı alınması ve kooperatifin elinde bulunan arsaların satışının ve söz konusu satıştan oluşan tasfiye artığı gelirlerin üyelere dağıtılması hususunun vergi mevzuatı bakımından değerlendirilmesi istenilmiş olup konuyla ilgili açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

I- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 36. maddesi ile 01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin (16) numaralı bendinde kooperatifler kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Söz konusu muafiyet uygulaması 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde de hüküm altına alınmış olup anılan bentte, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, kooperatiflerin ana sözleşmelerinde;

- Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,

- Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,

- Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,

- Sadece ortaklarla iş görülmesi (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.)

şartlarının yazılı bulunması ve fiilen bu şartlara uyulması halinde kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmış olup yapı kooperatiflerinde bu şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanun’un 13. maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer verilmemesi ve yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması gerekmektedir.

Öte yandan tasfiye; kurumların fesih ve infisahını teminen, kurum mevcutlarının, alacaklarının ve borçlarının tayin ve tespiti ile alacaklarının tahsili, mevcutlarının nakde çevrilerek borçlarının ödenmesi ve geri kalan nakdin ortaklara kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre dağıtılmasını temin eden işlem sürecidir. Tasfiye süreci, kurumun faaliyet süreci ile ilgili tedarik işlemlerinin durdurulmasının yanı sıra işletmede bulunan emtia stokları veya diğer döner ve sabit değerlerin elden çıkarılması veya bu varlıkların işletme sahiplerince işletmeden çekilmesi, tüzel kişiliğe haiz mükelleflerin ayrıca ticaret unvanlarının ticaret sicilinden silinmesi ile son bulmaktadır.

Kurumlar Vergisi uygulamalarında tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten itibaren başlamakta olup tasfiyenin sona erdiği tarihe kadar devam etmektedir. Tasfiye başlangıç tarihinden aynı yılsonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı bağımsız bir tasfiye dönemi sayılmakla birlikte, bu bağımsız tasfiye dönemlerinde de tasfiye süreci devam etmektedir.

Dolayısıyla, kooperatifin tasfiyeye tabi tutularak aktifinde bulunan arsaların satışı ve bu satış sonucu doğan tasfiye karının ortaklara dağıtılması halinde, yukarıda yazılı olan “sadece ortaklarla iş görülmesi” ve “sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması” şartları ihlal edilmiş olacağından kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde iştirak hisselerinden doğan kazançların menkul sermaye iradı olduğu ve kooperatiflerin dağıttıkları kazançların da bu zümreye dahil olduğu, aynı Kanun’un 94. maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yazlı kar paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, maddede yer alan yetkiye istinaden 2006/10731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi kesintisi oranı % 15 olarak belirlenmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, söz konusu kooperatifin elinde bulunan arsaların ihale ile satışından elde ettiği kazancın tasfiye karına dâhil edilerek kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası karın ortaklara dağıtılması aşamasında da % 15 oranında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesine göre Türkiye’de yapılan ticari, sınai ve zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.

Diğer taraftan Kanun’un 17/4-r maddesiyle kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, yazınızda bahsi geçen kooperatifin elindeki arsaları satması prensip olarak katma değer vergisine tabi olmakla birlikte, satış esnasında Kanun’un 17/4-r maddesinde yer alan “aktifinde en az iki tam yıl bulunan” şartının gerçekleşmesi halinde satış işlemi katma değer vergisine tabi olmayacaktır.