Pasaport Kanunu’ nun, vergi borcu bulunanların yurt dışına çıkışlarının engellenmesi ile ilgili hükümleri, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi.
Pasaport Kanunu’nun 22 nci maddesi hükümlerine göre yapılmakta olan, belirli miktarın üzerinde kesinleşmiş vergi borcu bulunanların yurt dışına çıkışlarının engellenmesi uygulamasına son veriliyor. Bilindiği gibi, anılan Kanunun 22 nci maddesinde, yurt dışına çıkmaları, mahkemelerce yasaklananlar ve memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlerin yanı sıra vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere de pasaport veya seyahat vesikası verilmemesi hükme bağlanıyordu. Bu hükümler doğrultusunda Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan Tahsilat Genel Tebliğleri ile de uygulamanın koşulları belirleniyordu. Vergi tahsilatına yararı ve Anayasaya uygunluğu uzunca bir süredir tartışılan bu uygulama ile ilgili olarak yerel mahkemelerce yapılan başvuruları karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, 08.12.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 18.10.2007 tarih ve E: 2007/4, K: 2007/81 sayılı Kararı ile Pasaport Kanunu’nun 22 nci maddesindeki “… vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere …” ibaresinin Anayasanın 2, 13 ve 23 üncü maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline hükmetti. İptal Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten altı ay sonra yürürlüğe girecek. Yüksek Mahkeme, Kararının gerekçesinde, yurt dışı çıkış yasağında, vatandaşın yurt dışına çıkma özgürlüğünü sınırlamanın amacının, vergi borcunun tahsilinin sağlanması, aracının ise yurt dışına çıkışın yasaklanması olduğu, amaç ile araç arasında makul bir ilişkinin bulunduğunun söylenebilmesi için yurt dışına çıkış ile vergi alacağının tahsilinin zorluğu veya olanaksızlığı arasında bağın varlığının aranması gerektiği, yasağın, hiçbir koşul öngörmeksizin, hatta vergi borcunun tutarı dahi belirtilmeden, vergi borcunun ödenmemesine bağlı olarak kendiliğinden uygulandığı zaman amaç ile araç arasındaki makul ilişki ve denge ortadan kalkacağı belirtiliyor. Kararda, ayrıca, Anayasa’nın 23 üncü maddesinde öngörülen sınırlama nedenleri ve bunlar arasında yer alan “vatandaşlık ödevi”nin genel nitelikte, soyut bir kavram olduğu, yasa koyucunun getireceği her sınırlayıcı düzenlemede bu nedenleri somutlaştırması gerektiği, keyfiliğe varabilecek uygulamaları önleyebilmek bakımından gerekli olan açıklık ve somutluğun, sınırlamanın yasayla yapılmış olarak kabul edilmesi için zorunlu bulunduğu, aksi halde hukuk devletinin gerektirdiği belirginliğin karşılanmamış olacağı ve amaç-araç ilişkisinin denetlenmesinin güçleşeceği, itiraz konusu hükümlerde de, amaç ve araçların açık, belirgin ve somut bir şekilde öngörülmediği, amaç ve araç arasında makul ve uygun bir ilişki kurulmayarak ölçülülük ilkesinin gereklerinin yerine getirilmediği ifade ediliyor. İptal Kararının altı ay sonra yürürlüğe girecek olması sebebiyle, bu süre içinde vergi idaresinin mükelleflerle ilgili olarak emniyet makamlarına yurt dışına çıkış yasağı talepleri ve çıkış yasağı uygulaması devam edecek. Ancak, konuyla ilgili olarak bu güne kadar açılmış ve bundan sonra açılacak davaların yerel mahkemelerde karara bağlanması sırasında, henüz yürürlüğe girmemiş olsa bile iptal kararı göz önünde bulundurulacak. Yüksek Mahkemece verilen altı aylık süre içinde yeni bir düzenleme yapılması halinde o düzenleme yürürlüğe girecek, aksi takdirde altı aylık sürenin sonunda yurt dışına çıkış talepleri emniyet makamlarınca yerine getirilemeyecek. Son olarak, Yüksek Mahkemenin aynı Kararı ile, Pasaport Kanunu’nun 22 nci maddesindeki “… vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere …” ibaresinin yanı sıra, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15 nci maddesinin, 12.5.2001 günlü, 4672 sayılı Yasa ile değiştirilen (3) numaralı fıkrasında yer alan “ 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzelkişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır ” ibaresinin, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 5020 sayılı Kanun’un 27 nci maddesiyle eklenen ek 5. maddesinde yer alan “tedbir” sözcüğünün, söz konusu madde kapsamındaki bankalar tarafından uygulanan yurt dışına çıkış yasağı yönünden ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13 üncü maddesinde yer alan “… tüzel kişilerin kanunî temsilcileri ile borçlu veya borçla diğer ilgililerin yurt dışına çıkmasını yasaklama …” ibaresinin de Anayasa’nın 13 ve 23 üncü maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. E&Y |