Kasada görülen ancak fiilen olmayan paralara ilişkin kayıtların düzeltilmesi |
|
|
|
03 Aralık 2010 |
Daha önceki iki yazımızı hazırladığımız zaman henüz bahsi geçen tasarı Meclis'e sevk edilmemişti. İçeriğini tam olarak bilemediğimiz için bir önceki düzenlemeyi ve Sayın Babacan'ın açıklamalarını baz alarak konuları değerlendirmeye çalışıyorduk. Bu defa tasarı Meclis'e sevk edildi. Biz de düzenlemeyi görme fırsatı bulmuş olduk. Kasa düzeltmesine ilişkin esaslar ve birkaç öneri Tasarıda yer alan diğer konuları değerlendirmeyi bir başka yazıya bırakarak, başlıkta yer alan düzenlemeye ilişkin açıklamalara geçelim. Yapılacak yasal düzenlemede daha önceki düzenlemelerde olmayan, bir anlamda ilk mahiyeti taşıyan düzenleme kasa düzeltmesine ilişkin hüküm olacaktır. Uygulamada işletmeler isteyerek veya bazen farklı nedenlerle zorunlu olarak belgesiz ödemeler yapmak durumunda kalmaktadırlar. Bu nedenle de kasa hesabı yıllar geçtikçe fiilen sığması imkânı olmayan paraların kasada görülmesi gibi bir duruma neden olmaktadır. Ortaklar cari hesabı ve verilen avanslar hesabı da düzeltilebilir mi? Tasarı ile bu şekilde fiilen olmayan paraların kasadan çıkarılmasına %10 oranında vergi ödenmesi suretiyle müsaade edilmektedir. Aslında daha önceki benzer kanunlarda böyle bir hükmün konulmamasının genel gerekçesi, kasa şişkinliğinin fiilen dağıtılan paranın stopaj yükümlülüğü nedeniyle kasada gösterildiği gerekçesine dayanıyordu. Bu da sorunun öteden beri devam edip gitmesine, işletmelerin başka illegal yollar aramasına neden oluyordu. Bu tasarıda da sadece kasa düzeltmesine imkan verilip muhtemelen aynı endişelerle "ortaklar cari hesabı" veya "verilen avanslar" hesaplarına yönelik bir düzeltme hükmüne yer verilmemiş. Oysa uygulamada birçok işletme kasa şişkinliğinin fiziken izahının zorluğunu da dikkate alarak fiilen mevcut olmayan, yani harcanmış bu tutarları ortaklar cari hesabına atmakta, üstelik bu hesaba faiz de işletmek suretiyle gelir veya kurumlar vergisi ve KDV ödeme yükümlülüğünü de göze almaktadırlar. Bazı işletmeler ise bunun yerine sanki iş avansı gibi geçici hesapları kullanarak olmayan bu kaynaklarını formüle etmeye çalışmaktadırlar. Yasa, Plan ve Bütçe alt komisyonuna sevk edilecek ve orada bazı eksikliklerin tamamlanması mümkün olabilecektir. Bu nedenle, tasarıda yer alan son derece olumlu bu düzenlemenin eksik çıkmaması için Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılacak alt komisyon çalışmaları sırasında kasa şişkinlikleri yanında, fiktif olarak şişirilmiş "ortaklar cari hesabı" ve "verilen avanslar" hesaplarının da düzeltilmesine imkan tanınırsa yasal düzenleme daha bir tamamlanmış olacaktır. Hele de vergi oranının %10 öngörüldüğü bir ortamda bu hesapların da düzeltilmesi son derece doğru olacaktır. %10 oranı düşürülebilir mi? Oran konusuna değinmişken uygulamanın başarısı açısından vergi oranı da son derece önemlidir. Tasarıda öngörülen %10 oranı yüksek sayılabilecek bir orandır. Zira kâr dağıtımında vergi oranının %15 olduğu bir ortamda bu şekilde bir oran ile düzeltme imkanı sağlanması, bir başka deyimle zaten olmayan paranın kasadan veya ortaklar cari hesabından veya verilen avanslar hesabından çıkarılması neredeyse kâr dağıtımı oranında bir vergileme ile cazip olmayacaktır. Daha düşük bir oranın benimsenmesi de kayıt dışı satış yapılmış, KDV ve gelir veya kurumlar vergisi ödenmemiş işlemlere ilişkin kazancın dağıtılmasına düşük oranlı vergi alınmak suretiyle göz yumuluyor diye değerlendirilse de bu haklı olmayacaktır. Zira kayıtlarda yer alan bir malın kayıt dışı satışının yapılması halinde kasa hesabı değil stoklar şişkin görülür. Bu konuya ilişkin düzenlemenin ayrıntısını da bir önceki yazımızda açıklamıştık. Burada kasa, ortak cari veya verilen avanslar hesabında şişkinlik olduğuna göre bunun kayıt dışı satışla bir alakası olmayacaktır. Söz konusu olan işletmede fiilen olmayan bir kaynağın kayıtlarda görülmesidir. Bunun yukarıda belirttiğimiz dışında ikinci bir nedeni, fiilen kâr dağıtımı yapıldığı halde bunun kayıtlara yansıtılmamasıdır. Dolayısıyla da söz konusu olan %5'lik bir vergi avantajıdır. Ama fiiliyatta çok az işletmedeki durum ancak böyle olabilir. İşletmelerin %95-98'indeki durum ilk belirttiğimiz gibidir. Yani belgesiz giderlerden kaynaklanmaktadır. Bu giderlerin bir kısmı, belge alınamadığı için giderleştirilememiştir. Bir kısmı da zaten kanunen kabul edilmeyen gider mahiyetindedir. Bu nedenle burada %10 oranının bir daha değerlendirilmesi belki de daha düşük bir oranın, %5 gibi bir oranın esas alınması daha uygun olacaktır. Burada da karşılık hesabının kanunen kabul edilmeyen giderler hesabı olması beklenen doğal sonuçtur, ki tasarıda da bu şekilde belirtilmiştir. Böylece de bilançolar gerçek duruma dönüştürülerek işletmelerin daha şeffaf bir yapıya kavuşmaları sağlanmış olacaktır. Osman Arıoğlu http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/130981-kasada-gorulen-an... |