Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Şirketin Sermayesine veya İdaresine Hakim Ortağın, Şirketteki İhtiyat ve Bu Mahiyetteki Özvarlığı Kendi Özvarlığına Mal Etme Yolu PDF Yazdır e-Posta
13 Aralık 2010

Image

Şirketin varlığında olan artışlar (ihtiyatlar) şirketin ihtiyacı olduğundan değil, bilinçli ve kasıtlı olarak üst tepedeki sermayeye hakim ortağın menfaati için yapılmaktadır.

I- GİRİŞ

 Bu amaçla aşağıda detaylı olarak açıklayacağımız üzere son zamanlarda bazı şirketlerin bu yola başvurmayı iyi niyetle yapmadıkları açık seçik anlaşılmaktadır.

II- ŞİRKET VARLIĞINDA OLAN ARTIŞLARIN (İHTİYATLARIN) GERÇEK NEDENLERİ

Uygulamada bazı şirketler kârlarını şirketin ihtiyacı olmadığı halde bilinçli ve kasıtlı olarak ortaklarına dağıtmayıp ihtiyatlara almaktadır. Bu durumun oluşmasında üst tepedeki ortakların çeşitli amaçlarının etkisi vardır.

Üst tepedeki ortağın birinci amacı, küçük hissedarları yıldırmak, şirkete karşı olan (varsa) ilgilerini azaltmak, şirketteki kâr ümitlerini yok etmektir.

İkinci gayesi; sık sık büyük miktarlarda sermaye artırımı yaparak küçük ortakların sermaye artırımına iştirak etmelerini zorlaştırarak önlemek, Genel Kurulda aldırdığı kararla en az 20-30 misli değerdeki hisseleri kendine, yakınlarına ve gruba dahil diğer şirketlere kullandırarak kendisini -Türkiye’nin zengini denilecek- varlığa kavuşturmaktır.

Üçüncü gayesi; kârını, idaresine hakim olduğu kardeş şirketlere iştirak adı ile aktarıp, o şirketlerin kurulmasına veya büyümesine yardım etmektedir.

Holding veya bu mahiyette idaresine veya sermayesine hakim olan, üst tepedeki ortağın kardeş şirketlere iştiraki bu şirketlerin hisse değerlerini devamlı yükseltmektedir.

Azınlıktaki küçük ortaklar hisselerini satmak isteseler üst tepedeki ortak için değerleri yarı ve yarıdan aşağıdır. Azınlıktaki ortaklardan hissesini yarı bedelle dahi satmak isteyen olsa hisseleri satın alınmaz, kâr dağıtılmaz. Ayrıca sermaye artırımlarında, apel ödemelerinde tamamı kısa sürede, def’aten ödenmek mecburiyeti konulmak suretiyle küçük ortakların sermaye artırımına iştirak etmeleri imkansız hale getirilir. Şirketler bir çok yıl, kârının bir kısmını veya tamamını ihtiyata alır. Aktifinde kayıtlı menkul ve gayrimenkullerini yeniden değerlemeye tabi tutarak çıkan farkı bir hesaba alır, farklı değerde hisse senedi ihraç ettiğinde, çıkan farkı emisyon primi diye bir hesaba alacak verir, hesaplar üzerinde enflasyon düzeltmesi yaparak, farkı ayrı bir hesapta toplar.

Bunlar daha evvel ilgili yılların kârlarından ayrılmıştır.

Bunların tamamı şirket için ihtiyat mahiyetindedir. Bilançosunun pasifinde yer alır.

Zaman zaman bütün bunlar birkaç yıl sonra sermayeye ilave suretiyle veya doğrudan doğruya ortaklara dağıtılır. Ortaklara dağıtılma son sermayeye göre yapıldığından, sermaye artırımından önceki sermaye sahipleri zamanındaki kârlardan ayrılmış ihtiyat ve iç kaynaklar artırılmış son sermayeye göre dağıtılır.

Azınlıktaki ortakların ihtiyata alınan iç kaynak içindeki hakları da üst tepedeki idareci ortağın yakınlarına ve idaresine hakim olduğu yeni ortaklara dağıtılmış olunur. Dolayısıyla sermayeye hakim üst tepedeki ortağın serveti artarak en zengin şahıslar arasına girer.

Açıklanan nedenle üst tepedeki ortak grup şirketlerde sık sık sermaye artırımı yaptığında her defa aynı sistemi uygulamaktadır.

Artırılan sermayenin büyük kısmı nakittir. Nakit sermayenin 10-15 gün veya en çok 3 ay içinde nakden defaten ödenmesi şarta bağlanır.

Diğer önemli bir husus da;

Şirketçe ortaklara hiç kâr dağıtılmaması ve nakit artırılan sermayenin def’aten ödenmesi güçlüğü karşısında küçük ortaklar artırımlara iştirak etmezler.

Yönetim Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda artırılan sermaye iştirak idareci ortak grubuna dahil, kardeş şirketlere kullandırılır.

Nakit olarak ödenmesi şart koşulan sermaye Genel Kurul’da alınan karara aykırı nakit olarak ödenmez. Sermaye taahhüt borcu, sermaye artıran şirkete ya kendisinin veya kardeş şirketlerden birinin hisse senedinin satılması suretiyle yaratılan hayali alacak ile ödenmiş olur.

Bu suretle Genel Kurul’da alınan karara göre nakit olarak ödemek mecburiyetinde bulunulan apel borcu hisse senedi satışı suretiyle hayali olarak yarattığı alacak ile göstermelik şekilde kapatılarak sermaye artırımı işlemi kolaylaştırılır.

Sermaye artırımına iştirak ettirilen kardeş şirket ileriki yıllarda şirkette doğacak kârdan, kâr payı alacak ve ayrıca da (ihtiyat, fon, değerleme gibi) evvelki yıl kârlarından ayrılan iç kaynaklara da sahip olacaktır.

Önemli bir husus da apellerin kapatılması, kârlı şirketlerden zararlı kardeş şirkete kâr aktarması yapılması, kardeş şirketlerin aralarında hisse satışları ile yapılmaktadır. Bundan dolayıdır ki bir çok kardeş şirket karşılıklı birbirlerine hissedarlardır.

Bu mahiyetde bir A.Ş’ de bir sermaye artırımından örnek:

Holding A.Ş. 27.03.2010 tarihli Genel Kurul toplantısında 550.000.000 TL olan sermayesini 3.000.000.000 TL artırarak 3.550.000.000 TL’ye çıkarmıştır.

Artırılan sermaye aşağıdaki şekilde karşılanacaktır.

2.444.495.000 TL’si iştirak hisse satışından (Muhtemelen sahip olunan kardeş şirketlere ait hissenin diğer bir kardeş şirkete satışı ile karşılanmıştır.)

5.504.948 TL Enflasyon Düzeltme Farkı (Sermaye artırımından önceki yıl kârlarından ayrılmıştır.)

550.000.000 TL nakten (Artırım tarihinin tescilinden itibaren 3 ay içinde nakten ve def’aten ödenecektir.)

Artırıma iştirak edenlerin tamamı Holding Grubuna bağlı şirketlerdir. Sermaye artırımının hemen hemen tamamına bunlar iştirak etmiştir. Azınlıktaki küçük ortakların iştirakleri çok azdır veya hiç yoktur.

Her artırılan sermaye, küçük ortakların iştirak ettiği şirketin daha evvelki, toplam sermayesinin en az mislinden fazladır. Nakten def’aten ödenme mecburiyeti olduğundan hiçbir ortak nakten ödeyemez. Artırılan sermayeye iştirak ettirilen kardeş şirketler de nakten ödemezler.

Nakten denildiği halde nakit ödenmeden hisse satışı gibi işlemlerle yaratılan hayali alacakla apel borçları kapatılmaktadır.

Bu suretle sermaye artırımlarında holding kasasına bir kuruş girmeden kârlar üst tepedeki idareci ortağın olduğu şirketlere aktarılmaktadır.

Sermaye artırım tarihinde artırımda bulunan şirketin ileriki yıllarda ortaklarına dağıtılacak mahiyette bilançosunun pasifinde kârdan ayrılan ihtiyatlardan ve ihtiyat mahiyetinde iç kaynaklardan azınlıktaki ortaklar pay alamayacaklardır. Sermayeye idare meclisi kararı ile iştirak ettirilen idareci ortak grubu kardeş şirketlerden pay alınacak, dolayısıyla, üst tepedeki ortağın serveti bu miktar kadar artmış olacaktır.

Pek tabi bu sistemle hareket üst tepedeki ortağın açıktan servetini artırıcı mahiyette olduğundan şirket, kârını dağıtmayıp bilinçli ve kasıtlı olarak ihtiyatlara almaktadır. Ayrıca şirketlerin birbirlerine hisse satışı da genellikle kârlı yapılmakta, satan kardeş şirketin zararını azaltmakta dolayısıyla kardeş şirketler arasında kâr aktarılması yapılmaktadır.

Umumi heyetçe sermaye artırımının nakit olarak yapılmamasına karşı Ticaret Bakanlığı’na şikayette bulunulmuş, ayrıca tescilin iptali için dava açılmıştır.

Bakanlık ve Mahkeme kararı ile nakit ödenmeden artırılmasının batıl olduğu kabul edilerek tescillerinin iptaline karar verilmiştir.

III- SONUÇ

Holding ve benzeri grup şirketlerde kârın dağıtılmaması suretiyle oluşan ihtiyatlar yukarıdaki şekilde;

- Önce sözde nakit sermaye artırımı yapılmış gibi gösterilip, kardeş şirketin hissesi satılarak yaratılan fiktif alacaklarla apel borcu kapatılmış gibi gösterilerek büyük ortakların (üst tepedeki ortaklar) payları artırılmakta,

- Daha sonra bir daha sermaye artırımı yapılarak şirket kârlarından dağıtılmayarak oluşan ihtiyatlar ve iç kaynaklar karşılığı bedelsiz hisse verilmekte,

- Bu suretle şirket ihtiyatları ve kârdan ayrılmış diğer iç kaynaklar sadece üstte peki büyük ortaklar arasında bölüşülmekte, sermaye artırımına iştirak edemeyen küçük ortaklar ihtiyatlardan ve diğer iç kaynaklardan pay almayarak mağdur olmaktadır.

İşte kârın dağıtılmayıp ihtiyatlara ve iç kaynaklara alınması, üst tepedeki ortağın menfaatine, azınlıktaki ortakların aleyhine bilinçli ve kasıtlı olarak yapılmaktadır.

Kârın dağıtılmamasının nedeni ise holdingin ve benzeri ana şirketlerin ihtiyacında olmayıp, şirkette biriken özkaynaklarla yeni şirketler kurmak, kurulmuşlara iştirak adı ile para aktarmaktır.

Kemal ÜNLÜ*

Yaklaşım / Aralık 2010 / Sayı: 216

*  E. Hesap Uzmanı