Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Af kanunu tasarısındaki önemli bir eksiklik PDF Yazdır e-Posta
10 Aralık 2010
Image

“Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” şu an Meclis’te.

Bugün itibariyle halen komisyon görüşmeleri sürüyor, birkaç gün içinde komisyon görüşmeleri tamamlanıp Meclis Genel Kurulu’na çıkar.

Bilindiği gibi tasarının (torba kanun niteliğinde birçok kanunda yapılan düzenlemeler dışında) iki yönü var.

Birincisi; birikmiş kamu alacaklarının tahsiliyle ilgili ve yapılandırma olarak adlandırılan kısım, diğeri de af niteliğinde düzenlemeler içeren, matrah artırımı ve stok affıyla ilgili kısım.

Tasarının yapılandırmayla ilgili kısmında vergi, sigorta ve diğer birçok kamu alacağının asıllarının ödenmesi koşuluyla gecikme zammında önemli indirimler getiriliyor.

Kanundan yararlanılması halinde bizim “tefeci faizi kadar” yüksek olmasıyla eleştirdiğimiz gecikme zammı yerine enflasyon oranına bağlı yeni bir hesaplama yapılacak ve bu borç toplamında gerçekten kayda değer indirim sağlayacak. Hatta varsa vergi aslına bağlı cezaların tamamı vergi aslına bağlı olmayan cezaların ise yarısı kalkacak.

Buraya kadar iyi hoş.

Ama tasarının bize göre eksik bir yanı var: Müteselsil sorumluluk nedeniyle mağdur olanlara yönelik bir düzenleme içermiyor.

Bugün ülkemizde müteselsil sorumluluk nedeniyle mağdur olan çok fazla kişi var. Kimisi şirket ortaklığı, kimisi şirketlerin kanuni temsilci olmaları nedeniyle kamu borçlusu olarak görünüyorlar.

Ancak tasarının şu anki halinde müteselsil sorumluların kendilerine isabet eden kısım için yapılandırmadan yararlanabilmelerine imkan veren bir düzenleme yok.

Eğer tasarıda müteselsil sorumluluğa yönelikte bir düzenleme yapılırsa, yani sorumluların kendi payları içinde yapılandırmadan yararlanmalarına izin veren bir ekleme yapılırsa hem önemli tahsilatlar yapılabilir hem de birçok insanın derdine deva olunur.

Buna benzer bir durum 2003 yılında çıkartılan 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanun’u uygulamasında da yaşanmıştı. (Zaten şu an Meclis’te görüşülen tasarıda 4811 Sayılı Kanun üzerine inşa edilmiş daha doğrusu bu yasanın güncellenmiş hali.)

Dikkat çektiğimiz konu o zamanda ihmal edilip kanun içerisinde yer almamıştı ve Maliye Bakanlığı bize göre biraz da yetkisini aşarak genel tebliğ ile bu uygulamayı yapmış sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabilmelerine izin vermişti.

Ancak tebliğ ile yapılan bu düzenlemenin farkına varamayan pek çok kişi uygulamadan yararlanamamış ve bu fırsatı kaçırmıştı.

Ancak gündemdeki tasarıda uygulamanın yasal zemine oturtulabilmesi için halen vakit var. Tasarıya eklenecek bu düzenleme ile hem önemli tahsilat sağlanır hem de birçok kişinin rahat nefes alması sağlanır.

Atilla Dölarslan

http://www.gozlemgazetesi.com.tr/yazar/21736-af-kanunu-tasar...