Geçtiğimiz hafta içinde bazı yayın organlarında, eşlere alınan taşınmaz malların (evlerin) incelemeye tabi tutulduğu ve ceza yazıldığı yönünde haberler yer aldı.
Habere konu olan işlemler, erkek eşlerin satın aldıkları taşınmazların tapularını eşlerinin üzerine yapmalarından kaynaklanıyor. Konunun birçok boyutu bulunuyor. Bunlardan birisi de, Medeni Kanun'da düzenlenen yasal mal rejimi ile ilişkisi. Medeni Kanun'a göre eşler arasında aksi yönde bir sözleşme yapılmamışsa, 'edinilmiş mallara katılma rejimi' geçerli. Varlıklı aileler ile şöhretler arasında yapılan evlilikleri dikkate almazsak, mal rejimi sözleşmesi yapılan evlilikler yok denecek kadar az. Bu nedenle, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma, evliliklerin önemli bir bölümü için geçerli. REJİMİN ANA HATLARI Edinilmiş mallara katılma rejiminde, sanıldığı gibi mallar yarı yarıya bölüşülmüyor. Rejim, evlilikle başladığı için evlilik öncesi edinilen mallar rejimin dışında. Yani, kimse eşinin evlilikten önce edindiği mallar, para ve benzeri üzerinde hak iddia edemiyor. Ayrıca 'kişisel mallar' da rejim kapsamı dışında. Medeni Kanun'a göre edinilmiş mallara katılma rejimi dışında yer alan mal ve eşyaları şu şekilde sıralamak mümkün: - Yüzük, takı gibi kişisel kullanım eşyası, - Evlilikten önce edinilen mallar, - Evlilik süresince 'miras' yoluyla edinilen mallar, - Evlilik süresince 'bağış' yoluyla edinilen mallar, -Manevi tazminat alacakları. TASFİYE HALİNDE İSPAT Eşler arasındaki evliliğin sona ermesi ya da mal rejiminin değiştirilmesinde, genel kural malların eşlerin paylı mülkiyetinde olduğudur. Buna göre, eşler malların kendi kişisel malı olduğunu ispatlamak durumundadırlar. İspatlanamaması halinde, malların eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu karinesi uygulanır. Çeşitli nedenlerle rejimin tasfiye edilmesi halinde, önce borçlar edinilen mallardan düşülüyor. Ayrıca, tasfiye tarihinden geriye doğru 1 yıl içinde eşinin rızası olmaksızın, olağan hediyeler dışında yapmış olduğu karşılıksız kazandırmalar (örneğin babasına verdiği ev, halasına aldığı son model otomobil) ekleniyor. Medeni Kanun'da düzenlenen bir dizi teknik ayrıntının ardından mallar bölüşülüyor. VERGİSEL BOYUT Konuyu basitleştirmek için yasal mal rejimi sürerken edinilen malların yarı yarıya bölüşüleceğini kabul edelim. Bu durumda, kocanın satın aldığı bir evin tapusunu karısının üzerine yapmış olması halinde ortada bir 'ivazsız intikal' olup olmadığı tartışmalıdır. Bize göre yapılan işlem, tapu sicilindeki tescilin 'yasal ortak' adına yapılmasından ibarettir. Böyle bir tescil işleminden bir süre sonra eşlerin boşandıklarını varsayalım. Edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında söz konusu evin yarısı kocanın olacaktır. Bu durumda, karısı tarafından kocasına evin yarısı ivazsız olarak mı intikal etmiş olacak? Verdiğimiz örnekte, rejimin tasfiyesi sonrası koca söz konusu evdeki hakkından vazgeçerse, evin değerinin yarısı kadar ivazsız intikal söz konusu olur. Yani, kocanın edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken edinilen malı karısının üzerine tescil ettirmesi olayında ivazsız intikalin varlığı, tartışmaya açık bir konu. Sorunun temelden çözümü için, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nda yer alan ivazsız intikal kavramının, eşler açısından Medeni Kanun'daki yasal mal rejimi dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Metin Taş/Sezgin Özcan http://www.aksam.com.tr/evlilikte-yasal-mal-rejimi-501y.html |