Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
2010 yılında elde edilen bazı menkul kıymet gelirlerinin beyanında dikkate alınacak enflasyon indirim oranı % 93,4 olarak açıklandı. PDF Yazdır e-Posta
01 Ocak 2011
Image

29 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete’de (6. mükerrer) yayımlanan 278 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde, 2010 yılında elde edilen bazı gelirlere uygulanacak enflasyon indirimi oranının hesaplanması ve bu oranın uygulanacağı menkul sermaye iratları hakkında açıklamalar yapılmıştır. Bu sirkülerimizde söz konusu açıklamalara değinildikten sonra, enflasyon indirim oranı uygulamasına ilişkin bir örneğe de yer verilmektedir.

1. Enflasyon indirim oranının hesaplanması

Gelir Vergisi Kanunu’nun indirim oranı uygulamasına yönelik 76. maddesinin 2. fıkrası 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere, 5281 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak anılan Kanun’un geçici 67. maddesinin 9. fıkrası hükmü gereğince, 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde, 31 Aralık 2005 tarihinde yürürlükte olan hükümlerin uygulanması gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 76. maddesinin, 5281 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmadan önceki 2. fıkrasında, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (5), (6), (7), (12) ve (14) numaralı  bentlerinde yer alan menkul sermaye iratlarına, indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın, bu iratların beyanı sırasında indirim olarak dikkate alınacağı hükmü yer almaktaydı. Söz konusu hükümde bu indirimin, döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kâr payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler gelirlere uygulanamayacağı belirtilmekteydi.

Bu madde hükmü uyarınca indirim oranı; Vergi Usul Kanunu’na göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilmektedir.

2010 yılına ilişkin yeniden değerleme oranı ise 12 Kasım 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlan 401 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile % 7,7 olarak tespit ve ilan edilmiştir.

29 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete’de (6. mükerrer) yayımlanan 278 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ise bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranının % 8,24 olduğu belirtilmektedir.

Buna göre, 2010 yılında elde edilen bir kısım menkul sermaye iradının beyanında uygulanacak indirim oranı (% 7,7 / % 8,24 =) % 93,4 olarak hesaplanmıştır.

2. İndirim oranı uygulanarak beyan edilecek menkul sermaye iratları

Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesinde, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve katılım bankalarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.

Sözü geçen madde uyarınca, GVK 75. maddenin 2. fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde sayılan gelirler (mevduat faizleri, repo gelirleri ve katılım bankalarından elde edilen gelirler) üzerinden  1 Ocak 2006 tarihinden itibaren ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapıldığından, bu gelirlerin beyanı ve indirim oranı uygulaması söz konusu olmamaktadır.

Diğer taraftan, geçici 67. maddenin 9. fıkrasında, 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her nevi tahvil ve Hazine bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul  kıymetlerin elde tutulması veya elden çıkarılması suretiyle sağlanan gelirlerin vergilendirilmesinde bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı, bu gelirlerin vergilendirilmesinde 31 Aralık 2005 tarihi itibarıyla geçerli olan hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.

Bu kapsamda, 1 Ocak 2006 tarihinden önce Türk lirası cinsinden ihraç edilmiş olan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan menkul kıymetlerden (her nevi tahvil ve  Hazine bonosu ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler) 2010 takvim yılında elde edilen faiz gelirlerinin beyanı sırasında, indirim oranı uygulamasından yararlanılabilecektir.

Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanında indirim oranı uygulanmayacaktır.

Ayrıca, ticari işletmelere dahil kazanç ve iratlar için indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

3. Örnek

Ücretli Bay (A), 2009 yılında aldığı, 2005 yılında Türk lirası cinsinden ihraç edilmiş olan bir Devlet tahvilinden, 2010 yılında 300.000 TL tutarında faiz geliri elde etmiştir. Bu kişinin beyana tabi başka bir geliri bulunmamaktadır.

Devlet tahvili 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olduğundan, elde edilen faiz gelirine enflasyon indirimi uygulanabilecektir. Enflasyon indirimi sonrası kalan tutar, beyana tabi diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile birlikte 22.000 TL’den az ise beyan edilmeyecektir. 22.000 TL’yi aşması durumunda ise enflasyon indirimi sonrası kalan tutarın tamamının beyan edilmesi ve gelir vergisinin ödenmesi gerekecektir.

2010 yılında elde edilen Devlet tahvili faiz geliri  

300.000 TL

Enflasyon indirimi (300.000 * % 93,4) (-)  

280.200 TL

Enflasyon indirimi sonrası kalan tutar (300.000 - 280.200)

19.800 TL

Ücretli Bay (A) tarafından elde edilen Devlet tahvili faiz gelirinden enflasyon indirimi düşüldükten sonra kalan tutar (19.800 TL), 2010 yılı için geçerli olan beyan sınırının (22.000 TL) altında kaldığından bu gelir beyan edilmeyecektir.

Yukarıdaki açıklamalarımız uyarınca söz konusu menkul kıymetlerden 2010 yılında elde edilen faiz gelirinin 333.333 TL’den fazla olması durumunda, bu gelirlerin beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak enflasyon indirimi sonrası kalan tutarın, 2010 yılı için geçerli olan beyan sınırı (22.000 TL) ile karşılaştırılması sırasında, beyana tabi diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının da toplama dahil edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.E&Y