Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hesap Döneminin Kapanmasını Müteakiben İşletmeye Gelen Faturalarda Yer Alan KDV’nin Durumu PDF Yazdır e-Posta
21 Ocak 2011

Image

Özellikle Aralık ayına ait mal ve hizmet faturalarının gerek postada meydana gelen gecikmeler ve gerekse de diğer bazı nedenlerden dolayı işletmelerin eline ilgili takvim yılından sonraki dönemde ulaşması hemen hemen her sektörde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

I- GİRİŞ

Bu durumda söz konusu faturalarda yer alan KDV’nin ne şekilde işleme tabi tutulacağı ve bu faturalarda yer alan maliyet ya da gider unsurlarının hangi dönemin kazancıyla ilişkilendirileceği tereddütlere yol açabilmektedir.

Hesap dönemi veya takvim yılı kapandıktan sonra gelen belgelerdeki KDV’nin vergi kanunları karşısındaki durumu yazımızın konusunu oluşturacaktır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDE İNDİRİM KONUSU YAPILABİLİR Mİ?

Öncelikle hesap dönemi veya takvim yılı kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususuna açıklık getirelim.

KDV Kanunu’nun “Vergi İndirimi” başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca, mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarını indirme hakkına sahiptirler.

Aynı maddenin 3 no.lu fıkrasında ise indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vukuu bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

KDV Kanunu’nun 29. maddesinin 1 ve 3 no.lu fıkraları birlikte değerlendirildiğinde mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV’nin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV’den indirilebilmesinin 3 şartın birlikte yerine getirilebilmesi ile mümkün olduğu anlaşılmaktadır;

- İndirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde gösterilmesi,

- Alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olması,

- Vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılının aşılmaması.

KDV indirim hakkının ilgili takvim yılı aşılmamak kaydıyla kullanılabileceği hususu 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde “indirim zamanı indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” denilerek tekrar vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, hesap dönemi ya da takvim yılının kapanmasını müteakiben yeni dönemde işletmelerin eline ulaşan faturalarda yer alan KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu hesap dönemi ya da takvim yılı aşıldığından dolayı indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu nitelikteki faturalarda yer alan KDV tutarları “İndirilemeyecek KDV” mahiyetindedir.

III- KATMA DEĞER VERGİSİ GİDER YAZILABİLİR Mİ? HAN-Gİ DÖNEMİN GİDERİDİR?

Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu dönemi izleyen hesap dönemi ya da takvim yılında işletmelerin eline ulaşan faturalarda yer alan KDV’nin neden indirilemeyeceği hususunu yukarıda ayrıntılarıyla açıkladık. Peki bu faturalarda yer alan “İndirilemeyecek KDV” gider olarak dikkate alınabilir mi? Şayet alınabilirse hangi dönemin gideridir? Şimdi de bu soruya yanıt arayalım.

Bu sorunun cevabının KDV Kanunu’nun 58. maddesinde olduğunu görüyoruz.

Söz konusu madde hükmü uyarınca;

“Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile mükellefçe indirilebilecek katma değer vergisi, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.”

Madde hükmünden açıkça mükelleflerin indirilebilecek nitelikteki KDV tutarlarını gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alabilmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Madde hükmünün mevhumu muhalifinden (yani hükmün zıttı yorumlandığında) indirilemeyecek nitelikteki KDV’nin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Yani, geç gelen faturalarda yer alan ve takvim yılı aşıldığı için “İndirilemeyecek” nitelikte olan KDV tutarları KDV Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca Gelir ya da Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider ya da maliyet olarak dikkate alınabilir.

Peki hangi dönemin gideridir?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Vergi uygulamaları açısından tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, her gelir veya gider unsuru ait olduğu hesap döneminin kazancının tespitinde dikkate alınmalıdır.

Dolayısıyla, hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılamayan katma değer vergisi tutarlarının ilgili oldukları döneme ilişkin kurum kazancının tespitinde gider ya da maliyet olarak dikkate alınması gerekmektedir.

IV- SONUÇ

Gündelik hayatta çeşitli nedenlerle Aralık ayında gerçekleştirilen işlemlere ait faturaların işletmelerin eline yıl bittikten sonra Ocak ayı içerisinde ulaşmaları sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu nitelikteki faturalarda yer alan yüklenilen KDV’nin ne şekilde değerlendirileceği hususuna ilişkin açıklamalarda bulunduğumuz yazımızda ulaştığımız sonucu kısaca şöyle özetlemek mümkündür;

- Geç gelen faturalarda yer alan KDV’nin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1-3. fıkraları hükmü bir arada değerlendirildiğinde indirilmesi mümkün değildir.

- Bu nitelikteki faturalarda yer alan “İndirilemeyecek KDV” tutarının Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca ilgili oldukların döneme ilişkin kurum kazancının tespitinde gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi mümkündür.

Volkan YÜKSEL*
Yaklaşım

* Baş Hesap Uzmanı