Kemal Unakıtan, Türkiye ekonomisinin sürekli büyümesini sağlamak için aldıkları tedbirler sonucunda Türkiye'nin, geçtiğimiz 4 yılda ortalama yüzde 7,3 oranında büyüdüğünü belirtti.
2007 yılı 3. çeyrek sonu itibarıyla Türkiye'nin büyüme oranının yüzde 4 (9 aylık) olduğunu dile getiren Unakıtan, “23 çeyrekten beri tarihinde ilk defa sürekli olarak büyüyen bir ülke durumuna geldik” dedi.
Unakıtan, bu büyümenin, gayri safi milli hasılayı da büyük çapta değiştirdiğini vurgulayarak, 2002 yılında 181 milyar dolar olan Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının, 2007 yılı sonu itibarıyla 489 milyar dolara ulaşacağını söyledi.
Bu rakamın 2008 yılı sonunda da 520 milyar dolar olacağını belirten Unakıtan, yani 2008 sonu itibarıyla yüzde 3 civarında bir büyümenin söz konusu olacağını kaydetti.
Kemal Unakıtan, kişi başına düşen milli gelirin göreve ilk geldiklerinde 2 bin 600 dolar olduğunu, bugün bu rakamın 6 bin 600 dolara ulaştığını belirterek, “Kişi başına düşen milli gelirimiz, 2008 sonunda 7 bin doları geçecek” dedi.
Bakan Unakıtan, satın alma paritesine göre, kişi başına düşen milli gelirin de şu anda 9 bin dolar civarında olduğunu, 2008 yılı sonunda da bu rakamın 10 bin dolara yaklaşacağını kaydetti.
Türkiye'nin uzun yıllar çok yüksek enflasyonla yaşadığını, 1990-2000 yılları arasında enflasyon ortalamasının yüzde 70'ler seviyesinde olduğunu hatırlatan Unakıtan, Türkiye'nin enflasyonun bugün yüzde 8,4 olduğunu belirtti.
Unakıtan, bu rakamın biraz yüksek olmasının petrol fiyatlarındaki hızlı artış ve dünya genelinde gıda fiyatlarındaki yükseliş ve Türkiye'nin kuraklık yaşamasıyla bağlantılı olduğunu anlatarak, “Hedefimiz, enflasyonu önce yüzde 4, sonra daha aşağılara indirmektir. Enflasyonla mücadelemizi çok sıkı bir şekilde sürdürüyoruz” diye konuştu.
Türkiye'de işsizliğin azaldığını ancak bunun arzu edilen seviyede gerçekleşmediğini dile getiren Unakıtan, tarım sektöründen tarım dışı sektörlere kayma olduğunu söyledi.
Unakıtan, Türkiye'nin tarım dışı sektörden 3 milyon istihdam artışı sağladığını, ancak bunun Türkiye için yeterli olmadığını belirterek, istihdam artışında Türkiye'nin Avrupa'da İspanya'dan sonra ikinci sırada bulunduğunu kaydetti.
Şu an TBMM'de bulunan sosyal güvenlik reformu gibi Türkiye'nin birçok yapısal reformlar yaptığını ve yapmaya devam ettiğini ifade eden Unakıtan, bu reformlar sonucu Türkiye'de önemli değişiklikler yaşandığını söyledi.
Maliye Bakanı Unakıtan, 2002 yılında Türkiye'nin ihracatının 36 milyar dolar iken, bugün ise 105 milyar dolar seviyesine çıkıldığını anlatarak, “Hedefimiz 2013'te 200 milyar dolara, 2023'te de 500 milyar dolara çıkarmak” dedi.
Konuşmasında cari açık konusuna da değinen Unakıtan, dış ticaret açığının, aynı zamanda cari açığın da sebebi olduğunu belirterek, bunu azaltmak için mikro ekonomik tedbirler almaya başladıklarını kaydetti.
AR-GE
Kemal Unakıtan, Türkiye'nin araştırma geliştirme çalışmalarına artık çok daha fazla önem verdiğini dile getirerek, kamu olarak daha fazla teşvik verdiklerini ve kaynak ayırdıklarını söyledi.
Özel sektörün de Ar-Ge çalışmalarına kaynak ayırmaya başladığını belirten Unakıtan, kısa zamanda teknoloji ağırlıklı ürünleri artıracaklarını söyledi.
Unakıtan, artık dünyada birçok sektörün Ar-Ge'ye önem verdiğini, ilaç sektörünün bu çalışmalar için 70 milyar dolar harcadığını anlatarak, “Biz bu teşviklerle, ilaç gibi sektörlerin araştırma geliştirme çalışmalarını Türkiye'ye davet ediyoruz, buraya gelsinler” dedi.
Yeni çıkacak bir kanunla Ar-Ge alanına kolaylıklar getireceklerin belirten Unakıtan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Araştırma geliştirme departmanlarında çalışanlardan vergi almayacağız. Ayrıca yine bu departmanlarda çalışanların sosyal sigorta primlerinin yarısını devlet üstlenecek. Kullandıkları teçhizat ve makinelerinin amortismanları için yüzde 200 verilecek. Araştırma geliştirmeciler için Türkiye cennet gibi bir yer oluyor. İtalyan dostlarımızın da bunu değerlendirmesini bekliyoruz.”
“TÜRKİYE BU SÜREÇTE KENDİ DOSTLARINI ÇOK DAHA İYİ TANIYOR”
Unakıtan, göreve ilk geldiklerinde Türkiye'deki yatırımın 47 milyar YTL olduğunu, 2008 yılında yapılacak yatırım miktarının ise 155 milyar YTL olarak gerçekleşeceğini anlatarak, bunun büyük miktarının da özel sektör tarafından yapılacağını söyledi.
Eskiden Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarının da 1 milyar dolar civarında olduğunu hatırlatan Unakıtan, bu rakamın 2005'te 10 milyar dolar, 2006'da 20 milyar dolar olduğunu, bu yıl da yine en az 20 milyar dolar olarak tahmin edildiğini söyledi.
Unakıtan, Türkiye'deki bütçe açığını yüzde 14,6'dan, 2006 yılında yüzde 1'in altına indirdiklerini vurgulayarak, Türkiye'nin, bütçe açıkları konusunda Maastricht Kriterlerine uygun bir ülke olduğunu belirtti.
Kemal Unakıtan, 2002 yılında toplanan vergilerin 40 milyar dolar civarında bulunduğunu, şimdi ise 150 milyar doları geçtiğini kaydetti.
nakıtan, kamu borçları açısından da Türkiye'nin Maastricht kriterlerini tutturduğunu belirtti.
Özelleştirme konusunun Türkiye'nin yaptığı en önemli reformalar arasında yer aldığını, 2002 yılına kadar yapılan özelleştirme miktarının 8 milyar dolar olduğunu, hükümetleri döneminde yapılan özelleştirme miktarının ise 40 milyar dolara ulaştığını anlatan Unakıtan, şunları kaydetti:
“Özelleştirmeler devam edecek. Elektrik piyasasını tamamen özel sektöre devredeceğiz. Önce dağıtımlar, sonra da üretim tesislerinin hepsini özelleştireceğiz. İtalyan iş adamları ve dostlarımız da bunlarla yakından ilgileniyor. Yakın zamanda otoyol, köprüler, milli piyango ve lotoyu da özelleştireceğiz.”
Unakıtan, hükümet olarak İtalya ile ilişkilere büyük önem verdiklerini vurgulayarak, AB konusunda İtalya'nın desteğini Türkiye'nin hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.
Bakan Unakıtan, AB'nin Türkiye'ye apayrı bir süreç yaşattığına dikkat çekerek, “Sağ olsunlar... Bu çifte standartları yok mu, Avrupa'nın adalet duygularına da çok büyük zedeleme getiriyor. Olacak iş değil. Türkiye'ye ayrı şartlar getirmek, hiç de uygun ve dostane değil. Ama Türkiye bu süreçte kendi dostlarını çok daha iyi tanıyor” dedi.
SORULAR
Unakıtan, konuşmasının ardından foruma katılanların sorularını cevaplandırdı.
Türkiye'nin yatırımlar konusunda en büyük payı son 5 senedir milli eğitime ayırdığını anlatan Unakıtan, bunun dışında sağlık, güvenlik ve adalete de büyük önem verdiklerini söyledi.
Unakıtan, avroya geçme konusunda da, “AB'ye girmeden avroyu kullanmayı pek gerçekçi görmüyoruz” dedi.
Hükümet olarak tüm sektörlerden çıkmayı düşündüklerini ifade eden Unakıtan, devlet, ekonomik faaliyetten çıkana kadar özelleştirmeleri sürdüreceklerini söyledi.
Kemal Unakıtan, Türkiye'de dünya çapında bir pist açacaklarını ve ondan sonra Avrupa'nın bile arabalarını getirip burada deneyeceğini dile getirerek, bu projenin üzerinde çalışıldığını söyledi.
Unakıtan, IMF ve Dünya Bankası'nın mali disipline uyma ve yapısal reformlar konusundaki politikalarını, kendi politikaları gibi gördüklerini vurgulayarak, “IMF olsa da olmasa da biz bu politikaları devam ettireceğiz. AB kriterlerini de çok önemsiyoruz. Hedefimiz AB Maastricht kriterlerini tutturmaktır” diye konuştu.
ÇİN İLE TÜRKİYE'NİN TİCARETİ
Türkiye'nin Çin ile ticaretinin maalesef herkeste olduğu gibi “çok mal alma ama doğru dürüst mal satamama” şeklinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Burada AB'nin bize önemli bir, çok affedersiniz kazığı oluyor. Nedir o? AB olarak tuzu kuru adamlarsınız. Çin ile bir anlaşma yapıyorsunuz. Çin'den ne kadar mal gelirse, bize düşük gümrükle girecek ama Çin'e mal sattığımız zaman Çin, yüksek gümrük vergisi alabilir. Böyle bir anlaşma var. Bize de sormadınız ama biz de Gümrük Birliğine üyeyiz. Bize Çin'den mal geliyor. Yüzde 3 vergi alabiliyoruz. Çin'e mal satmaya çalışıyoruz. Vergi yüzde 33. Kardeşim böyle şey olur mu? Kardeşim biz İtalya, Almanya ya da Fransa değiliz. Niye bu adaletsiz durumla karşılaştırılıyoruz? Biz de sizin narınıza yanıyoruz. Dezavantajlı durumumuzu düzelmemiz lazım. Bu konuda herkesin oturup düşünmesi lazım. 'Demokrasi, demokrasi' diyorsunuz ama adamlar kalkıyor 2 dolara işçi çalıştırıyor. Birinizin sesi çıkmıyor. İnsan hakları diyorsunuz, bu nasıl insan hakları. Buna batı dünyasının bir şey demesi lazım. Çin olunca bir şey denmiyor ama başkası olsa demediğiniz kalmaz.”
Türkiye'de vergiyi tabana yayma çalışmaları içinde olduklarını dile getiren Unakıtan, vergi cezalarının da artırılacağını söyledi.
nakıtan, “Vergilerin, iş adamları açısından ne ifade ettiğini, iş dünyasından gelen biri olarak en iyi ben bilirim. Ancak masrafları karşılamak için almaya mecburuz. Anlayışlarına sığınıyorum ve onlardan da memnunum” dedi.
akan Unakıtan, kayıt dışı ile de yoğun bir şekilde mücadele ettiklerini ancak bu mücadelenin sonuç vermesi için en az 10 yıl gerektiğini belirtti.
Unakıtan, Türkiye'de merkez bankasının tam bağımsız olduğunu ifade ederek, faizlerin merkez bankası tarafından belirlendiğini, kuru ise piyasanın tespit ettiğini söyledi.