Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Aynı Ayda Aylıklardan Birden Fazla Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilebilir mi? PDF Yazdır e-Posta
25 Ocak 2011

Image

Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesi kapsamında bulunan sandıklardan emekli veya yaşlılık aylığı alanların tekrar çalışmaya başlamaları durumunda, kendi nam ve hesabına çalışanlar açısından aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi, hizmet akdine istinaden çalışanlar açısından ise işverenleri tarafından sosyal güvenlik destek pirimi ödenmesi gerekmektedir. Ancak aylık alırken aynı anda  birden fazla statüde çalışılması halinde aylıklarından her bir statü için ayrı ayrı sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekmekte midir?

II- SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİNE İLİŞKİN MEVZUAT HÜKÜMLERİ

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na 09.04.1986 tarih ve 3279 sayılı Kanunla eklenen 3. maddesinin (C ) bendi; “Kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından malûllük veya emekli aylığı almakta iken bu Kanun’a tabi sigortalı bir işte çalışanların 78. maddeye göre tespit edilen prime esas kazançları üzerinden 63. madde hükmüne göre Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilir.”

1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunla eklenen “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı Ek 20. maddesinin birinci fıkrası; “Bu Kanun’a göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (l) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.”

Aynı maddeye 24.07.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrası; “Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malûllük aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanun’un 50. maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler.  Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanun’un yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanun’un yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kurum’a yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kurum’a yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53. maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir.”

5510 sayılı Kanun’un “Yaşlılık Aylığının Başlangıcı, Kesilmesi veya Sosyal Güvenlik Destek Primi Ödenmesi” başlıklı 30. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi; “4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentlerine tabi çalışmaya başlayanlardan aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan, almakta oldukları aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Ancak kesilecek olan bu tutar, 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılara ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olamaz. Bu sigortalılardan ayrıca kısa vadeli sigorta kolları primi alınmaz. Sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler bu Kanun’a göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilâve edilmez, 31 ve 36. madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.”

5510 sayılı Kanun’un “Sosyal Güvenlik Destek Primine İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici 14. maddesi; “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malûllük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;

a) Bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80. maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81. maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde 30 oranının dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.

b) Bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak belgelerle doğrulamak kaydıyla faaliyette bulunulmadığına ilişkin süreler hariç olmak üzere çalışılan süreleri için, sosyal güvenlik destek primi oranı olarak bu Kanun’un 30. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Bu oran, bu maddenin yürürlüğe girdiği yılda % 12 olarak, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak uygulanır. Ancak bu oran % 15’i geçemez.”  hükmüne amirdir.

III- SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİNİN TARİHSEL SÜRECİ VE MEVZUAT HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerinden görüleceği üzere, sosyal güvenlik destek primi uygulaması ilk olarak 1986 yılında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda yapılan söz konusu düzenleme ile yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların işverenleri tarafından sosyal güvenlik destek primi ödenmesi gerektiği hükmü getirilmiş, ardından 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nda 1999 yılında yapılan düzenleme ile söz konusu Kanun kapsamında aylık almakta iken aynı Kanun kapsamında çalışmaya başlayanların aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesileceği, aynı Kanun’da 2003 yılında yapılan düzenleme ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında aylık alanlardan 1479 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödemeleri gerektiği hükmü getirilmiştir.

5510 sayılı Kanun ile sosyal güvenlik destek primi uygulamasına devam edilmiş ancak hangi Kanun kapsamında emekli veya yaşlılık aylığı aldığına bakılmaksızın tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar hariç olmak üzere kendi nam ve hesabına çalışan sigortalıların sosyal güvenlik destek priminin aylıklarından kesileceği hükmü getirilmiştir. Ayrıca 1479 sayılı Kanun’a göre aylık alanlar ile diğer kanunlara göre aylık alanlar arasında uygulanan prim oranları arasındaki farklılık ortadan kaldırılmış ancak geçici maddede yapılan düzenleme ile prim oranlarının 2008 yılı için %12’den başlamak üzere her yıl  bir puan artırılarak üç yıl içinde %15’e çıkarılması öngörülmüştür.

Buna göre 506 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yaşlılık aylığı alanların yine 4/a kapsamında çalışmaları durumunda işverenlerin 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesine göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81. maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplam üzerinden sosyal güvenlik destek primi ödemleri gerekmektedir. Banka sandıkları dahil olmak üzere sosyal güvenlik kanunları uyarınca emekli veya yaşlılık aylığı alanların 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlamaları durumunda almış oldukları aylıklardan 2010 yılı için %14 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan 5754 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik sonucu yurt dışı hizmet borçlanması yapanların tekrar Türkiye’de çalışmaları durumunda aylıklarının kesileceği yani sosyal güvenlik destek primine tabi olacakları öngörülmüştü. 3201 sayılı Kanun’un 7/B maddesinde 16.06.2010 tarih ve 5997 sayılı Kanun’un 15.  maddesiyle yapılan değişiklikle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı esası getirilmiştir. Böylece sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından, yurt içinden aylık alanlar ile yurt dışı borçlanması yapmak suretiyle aylık alanlar arasındaki farklılık ortadan kaldırılmıştır.

IV- AYNI ANDA BİRDEN FAZLA SİGORTALILIK STATÜSÜNE TABİ ÇALIŞANLARIN GEÇERLİ OLACAK SİGORTALILIK STATÜSÜ

5510 sayılı Kanun’un “Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” başlıklı 53. maddesinin birinci fıkrası; “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.”

Aynı maddenin üçüncü fıkrası; “İsteğe bağlı sigortalı olanların 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanun’un 51. maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.”

hükmü yer almaktadır. 

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, aynı anda birden fazla statüde çalışma olması halinde, öncelikle 4/c kapsamındaki sigortalılık hali geçerli olmakta, 4/a ve 4/b kapsamında çalışmaların çakışması halinde, hangi sigortalılık statüsü önce başlamış ise önce başlayan sigortalılık statüsü sona ermeden diğer sigortalılık statüsü devreye girmemektedir. Ancak isteğe bağlı sigortalılık her ne kadar 4/b kapsamında sayılmış olsa da kişilerin talebine bağlı bir sigortalılık hali olması nedeniyle, kişilerin talebine bağlı olmayan 4/b kapsamındaki isteğe bağlı dışındaki diğer sigortalılık halleri ile 4/a kapsamındaki sigortalılık hallerinin çakışması halinde isteğe bağlı sigortalılık kendiliğinden sona ermektedir. Dolayısıyla 4/a kapsamında sigortalılık hali ile 4/b kapsamındaki sigortalılık hali birlikte geçerli olmamaktadır.

Burada ifade edilmesi gereken bir diğer husus, 4/a kapsamında çalışan sigortalının birden fazla işveren yanında aynı anda çalışabilmesidir.

V- EMEKLİ VEYA YAŞLILIK AYLIĞINDAN AYNI ANDA KESİLECEK SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ SAYISI

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesine göre 4/a ve 4/b kapsamında sigortalılık hallerine tabi çalışmaların aynı anda olması durumunda önce başlayan sigortalılık hali geçerli sayılacağından, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan veya 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine tabi sandıklardan emekli veya yaşlılık aylığı alan bir kişinin 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve  (b) bendi kapsamında aynı anda çalışması veya (b) bendine tabi birden fazla sigortalılık halinin olması durumunda, sigortalının aylığından, önce başlayan sigortalık statüsü dikkate alınarak bir kez sosyal güvenlik destek pirimi alınacak, sosyal güvenlik sisteminde teklik ilkesinden hareketle her iki statüden dolayı iki kez sosyal güvenlik destek pirimi alınmayacaktır.

Konuyu örnekle açıklamak gerekirse; Sağlık Bakanlığı’nda doktor olarak görev yapmakta iken 15.01.2007 tarihinden itibaren emekli aylığı almaya başlayan ilgili, 01.05.2007 tarihinde vergi mükellefiyeti tesis ettirerek açmış olduğu muayenehanede doktorluk yapmaya devem etmiştir.  Muayenehanesinde doktorluk yapmaya devam ederken 01.07.2007 tarihinde bir limited şirkete ortak olmuştur. Bu durumda ilgilinin emekli aylığından 01.05.2007 tarihinde başlayan vergi mükellefiyeti nedeniyle sosyal güvenlik desek pirimi kesilecek, şirket ortaklığı daha sonra başladığı için şirket ortaklığından dolayı sosyal güvenlik destek pirimi kesilmeyecektir.

Örnekteki doktorun 01.05.2007 tarihinde başlatmış olduğu vergi mükellefiyeti devam ederken şirket ortaklığı yerine 01.05.2007 tarihinde bir özel hastanede çalışmaya başlamış olsaydı bu durumda da önce vergi mükellefiyeti başladığından ve vergi mükellefiyetinin devam etmesinden dolayı özel hastane sahibinin doktor adına sosyal güvenlik destek primi ödemesine gerek kalmayacaktır. Ancak vergi mükellefiyeti bitip özel hastanede çalışmaya devam etmesi durumunda özel hastane işvereni tarafından doktor adına sosyal güvenlik destek primi ödenmesi gerekecektir.

Aynı örnekteki doktorun 15.01.2007 tarihinde emekli olduktan sonra hiç vergi mükellefiyeti tesis ettirmeden 01.05.2007 tarihinde Özel (A) hastanesinde hizmet akdine istinaden çalışmaya başlaması, ardından 01.08.2007 tarihinden itibaren de Özel (A) hastanesindeki çalışmasına devem ederken Özel (B) hastanesinde de çalışmaya başlaması durumunda, 01.05.2007- 01.08.2007 tarihleri arasında yalnızca Özel (A) hastanesi, 01.08.2007 tarihinden itibaren de hem Özel (A) hastanesi hem de Özel (B) hastanesi tarafından doktor adına soysal güvenlik destek primi ödenmesi gerekmektedir. Burada aynı statüde birden fazla işveren yanında hizmet akdine istinaden çalışma olduğu için her işveren kendi bildirim yükümlülüğünü yerine getirmiş olmaktadır.

VI- SONUÇ

Yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre, emekli veya yaşlılık aylığı almakta iken 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendine (kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar) tabi çalışanlar hariç olmak üzere, emekli veya yaşlılık aylıklarını kestirmeksizin, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekmektedir.

Ancak aynı anda (a) veya (b) bendi veya (b) bendinin alt bentlerinin birden fazlasına tabi olacak şekilde çalışılması durumunda her bir çalışma için ayrı ayrı değil, önce başlayan sigortalılık statüsü dikkate alınarak aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi birden fazla işveren yanında çalışılması durumunda ise her işverenin ayrı ayrı sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekmektedir.

Emekli veya yaşlılık aylığı almakta iken (c) bendine tabi olarak çalışması durumunda ise, sosyal güvenlik destek primi değil, 5335 sayılı Kanun’da belirtilen istisna halleri hariç aylıklarının kesilmesi gerekmektedir.

 

Başar HALICI*

Yaklaşım

 

* Sosyal Güvenlik Kurumu, Sigortalı Tescil ve Hizmet Daire Başkan V.