Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Şoförlerin Sosyal Güvenliği Nasıl Sağlanacak? PDF Yazdır e-Posta
30 Ocak 2011

Image

“Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”,

I- GİRİŞ

29.11.2010 tarihinde Başbakanlıkça TBMM’ye gönderilmiştir. Bu Kanun tasarısıyla 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda pek çok değişiklik ve yenilik öngörülmektedir. Tasarıda öngörülen yeniliklerden biri ise hiç şüphesiz kayıtlı çalışmanın artırılması amacıyla ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalıştırılan şoförlerin sosyal güvenliklerinin sağlanmasıdır. 

Bu yazımızla kayıtlı çalışmanın artırılması amacıyla ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalıştırılan şoförlerin sosyal güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve bu şekildeki bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğu üzerinde durularak konuya açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

II- ARAÇ SAHİPLERİNİN SİGORTALILIĞI

Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalıştırılan şoförlerin sigortalılığı konusuna açıklık getirmeden önce bu kişileri yanında çalıştıran araç sahiplerinin sigortalılığının nasıl sağlandığı konusuna açıklık getirilmesi faydalı olacaktır. Söz konusu araç sahipleri gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olmaları nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca (eski adıyla bağ-kurlu) sigortalı sayılmışlardır. Bu kişilerin sigortalılığı ise gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi oldukları tarih itibariyle başlar ve bu tarih vergi dairelerince sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenerek onbeş gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilir(1). Sistem içerisinde sigortalılığın sağlanması için araç sahiplerinin kendilerini bildirmeleri aranmadığından bu kişilerin sosyal güvenlik kapsamı dışında kalmaları söz konusu olmamaktadır. Bu anlamda ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarının sahiplerinin sosyal güvenliklerinin tam olarak sağlandığını söylenebilir.

III- KANUNİ DÜZENLEMENİN KAPSAMI VE ŞOFÖRLERİN SOSYAL GÜVENLİĞİ

Tasarının 50. maddesiyle, 5510 sayılı Kanun’a eklenmesi öngörülen ek madde 6’ya göre; ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerlerinde kısmı süreli iş sözleşmesi ile bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanacaktır (Ek md. 6/I).

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere kanun kapsamına, ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerlerinde kısmı süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılanlardan ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişiler girmektedir. Bu anlamda bahsi geçen araçlarda tam süreli çalışanların ya da kısmi süreli çalışmakla birlikte ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden daha fazla olanların (kısmi süreli çalışanların çalışma gün sayıları, ay içinde çalışılan toplam gün sayısının günlük çalışma saati olan 7,5’e bölünmesi suretiyle hesaplanmaktadır. Bu nedenle kanun kapsamına girebilmek için ay içinde toplam 75 saatten fazla çalışılmamış olması gerekmektedir.) bu düzenlemeden faydalanabilmeleri olanaksızdır.

Kanun kapsamına gireceklerde aranan diğer bir koşul ise kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışılmasıdır. 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesine göre, kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olma şartı aranmaktadır(2). Bu anlamda Kanun kapsamından yararlanmak isteyen sigortalıların kısmi süreli iş sözleşmelerini yazılı olarak yapmaları faydalarına olacaktır. Zira kısmı süreli çalışıldığı ileri sürülse dahi yazılı bir kısmi süreli iş sözleşmesi ibraz edilemediği taktirde bu düzenlemeden yararlanmak mümkün olmayabilir.

Kanun kapsamına alınan bu kişilerin sigorta hak ve yükümlülükleri; kendilerince veya kendilerini çalıştıranlar ya da bunların bağlı oldukları meslek odalarınca bildirimin Kurum’a yapıldığı tarihten itibaren başlayacaktır (Ek md. 6/II). Bu kapsamdaki sigortalıları çalıştıranlar ile bunların bağlı olduğu meslek adalarının bildirim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemeleri halinde haklarında 5510 sayılı Kanun 102. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanacağı (Ek md. 6/IX), Tasarı ile 102. maddenin 1. fıkrasına eklenen (l) bendine göre uygulanacak idari para cezası miktarının her fiil için asgari ücret tutarında olacağı hüküm altına alınmıştır.

Kapsamdaki sigortalılar hakkında malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası ve istekleri halinde işsizlik sigortası hükümleri uygulanacaktır. Bu madde kapsamında ödenen sigorta primleri ise 5510 sayılı Kanun’un 4/b kapsamında(3) ödenmiş sayılacaktır. Ödenecek prim miktarı ise 5510 sayılı Kanun’un 82. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında olmak üzere kendileri tarafından belirlenecek günlük kazancın 30 katının % 32,5’i olacaktır (Ek md. 6/III, IV, V). Belirtmeliyiz ki, bu kapsamdaki sigortalıların işsizlik sigortasına tabi olmayı istemeleri halinde % 3 oranındaki işsizlik sigortası primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri gerekmektedir. İşsizlik sigortası priminin ait olduğu ayı takip eden ay sonuna kadar ödenmemesi durumunda, o aya ait işsizlik sigortası primini ödeme hakkı düşecektir.

Ayrıca tasarıda bu kişiler tarafından ödenecek primler için bir geçiş hükmü öngörülmüştür. Bu düzenlemeye göre ek madde 6’nın yürürlüğe girmesi öngörülen 01.02.2011 tarihinden itibaren kapsamdaki sigortalılardan 2011 yılı için 82. maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının on yedi katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan artırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere prim alınacağı hüküm altına alınmıştır (Geçici md. 29). 

Dolayısıyla Kanun’un 6. maddesinin yürürlüğe girmesi öngörülen 2011 yılından itibaren günlük kazancın on yedi katından başlanılarak takip eden her yıl bir puan artırılması suretiyle günlük kazancın otuz katının esas alınmasına 2024 yılından itibaren başlanılacaktır. Bu bağlamda prime esas kazanç alt sınırını, günlük asgari ücret tutarı olarak belirleyen bir sigortalının 2011 yılı için ödeyeceği prim tutarı 2011 de uygulanacak günlük asgari ücretin 17 katının % 32,5’i kadar olacaktır. Diğer bir ifadeyle, sigortalı 17 günlük prim tutarını ödeyerek 30 günlük hizmet kazanmış olacaktır.

Bu kapsamdaki sigortalılar hakkında, genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacağından kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler SGK’nın sunduğu sağlık hizmetlerinden faydalanabilecek. Ancak kendilerinin, bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık hizmetlerin faydalanabilmeleri için sağlık hizmet sunucusuna başvurdukları tarihte 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre tecil ve taksitlendirilerek tecil ve taksitlendirmesi devam eden borçları dışında 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması gerekmektedir (Ek md. 6/VI).

IV- KANUNİ DÜZENLEMENİN AMACI

Yukarıda da açıklandığı üzere ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarının sahiplerinin sosyal güvenliği açısından kayıt dışılıktan bahsedilemez. Ancak ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalıştırılan şoförlerin yaygın olarak sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalıştırıldığı da bilinen bir gerçektir. Nitekim bağlı olunan odalar tarafından yapılan açıklamalarda, Türkiye genelinde 320 bin civarında kayıt dışı şoför çalıştırıldığı dile getirilmektedir(4).

Sektörde kayıt dışılığın bu denli fazla olmasının en önemli sebeplerinden birisi ticari araç sahiplerinin önemli bir çoğunluğunun basit usulde vergiye tabi olmaları ve basit usulde vergilendirmenin sağladığı kolaylıklardan yararlanmaya devam etmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Şöyle ki, basit usulde vergilendirilenlerin: defter tutulması, vergi tevkifatı yapılması ve muhtasar beyanname verilmesi, geçici vergi ödenmesi gibi zorunlulukları yoktur. Yine basit usulde vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden istisnadır. Ticari kazancın tespitinde amortismana tabi iktisadi kıymet alışları ve satışları dikkate alınmaz. Ayrıca basit usule tabi olan mükelleflerin aldıkları ve verdikleri belgelerin kayıtları bağlı oldukları meslek odalarındaki bürolarda tutulabilmektedir(5). Ticari araç sahipleri, araçlarında çalıştırdıkları şoförleri sigortalı olarak bildirdikleri taktirde basit usule tabi olmak için aranan genel ve özel şartları sağlayamayacakları ve gerçek usulde vergi mükellefi sayılacakları endişesiyle çalışanlarını kayıt dışı çalıştırmayı tercih edebilmektedir.

Bu endişenin yanı sıra hiç şüphesiz sektörde kayıt dışılığının yaygın olmasının nedenleri arasında; ödenecek sigorta primlerinin yüksek olması, kendi sigortalılığı için ödeyeceği primin üstüne birde yanında çalıştırdığı işçisinin priminin eklenmesi ile prim ödeme yükünün iyice artması ve daha fazla kazanç sağlama isteği de eklenebilir.

Netice itibariyle, yukarıda sayılan nedenlere bağlı olarak ya da farklı nedenler ile sektörde yaygın olarak kayıt dışı çalıştırılma söz konusudur. Bu temel gerçeklikten hareketle kanun koyucu sektördeki kayıt dışılığın azaltılması amacıyla Tasarının 50. maddesiyle, 5510 sayılı Kanun’a ek madde 6’nin eklenmesini ve ek maddenin 01.02.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesini öngörmektedir.

V- SONUÇ

Tasarının 50. maddesiyle, 5510 sayılı Kanun’a ek madde 6’nın eklenmesini ve ek maddenin 01.02.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi öngörülmektedir. Tasarıya göre; ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerlerinde, kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan şoförlerin sigortalılıkları, kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanacaktır.

Sektördeki kayıt dışılığın azaltılmasını amaçlayan bu düzenleme, bu haliyle kabul edilerek yasalaştıktan sonra diğer birçok kanuni düzenlemede olduğu gibi yönetmelik ve tebliğler ile kapsamı daraltılmaz ve olabildiğince geniş yorumlanır ise hedeflenen amaca ulaşılabileceği kanaatini taşımaktayız.

Mustafa YILMAZ*

Erden ÇAKAR**

Yaklaşım

 

*   İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd.

**  Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru, Doktora Öğrencisi

(1) Ömer EKMEKÇİ - A. Can TUNCAY, Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, 2. Baskı, Legal Yayınevi, İstanbul 2009, s.190

(2) Müjdat ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu, Yenilenmiş 4. Baskı, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2009, s.178

(3) Tasarıda 4/a olan ibare TBMM alt komisyonunda 4/b olarak değiştirilmiştir.

(4) http://nethaberci.com/sondakika-ekonomi-haberleri/taksi-ve-minibusculeri-sikinti-basti-123623.html (Erişim: 07.12.2010).

(5)  GİB. Basit Usule Tabi Mükellefler İçin Vergi Rehberi, Gelir İdaresi Başkanlığı, Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı, Yayın No:102, Şubat 2010, s. 8 (www.gib.gov.tr)