Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İbranamenin Geçerlilik Koşulları PDF Yazdır e-Posta
26 Ocak 2011

Image

İbra, alacaklının borçlu ile yaptığı bir sözleşme ile alacağından vazgeçerek borçluyu borçtan kurtarmasıdır. İş Kanunu’nda düzenlenmeyen ancak uygulamada çok sık kullanıldığı görülen ibraname, alacaklı durumunda bulunan işçinin borçlu durumundaki işverene karşı sahip olduğu bir veya birden çok alacağını ortadan kaldıran bir sözleşmedir.

I- GİRİŞ

Çalışma hayatında iş sözleşmesinin sona ermesiyle dava riskine karşı korunmak isteyen işverenler, mevcut olan bir alacağı ortadan kaldırmayı sağlayan bir sözleşmeyi -ibranameyi- işçiye imzalattırmaktadırlar. Ancak çoğu zaman işçiye imzalattırılan ibranameler hukuksal anlamda geçerlik taşımamakta ve yok hükmünde olmaktadır.

Bu çalışmada mevzuatta yer almayan fakat pratik hayatta ise tam tersine yaygın bir şekilde kullanılan ibraname belgesinin geçerlik koşulları açıklanmaya çalışılacaktır.

II- İBRANAME SÖZLEŞMELERİNİN İŞ HUKUKUNDAKİ YERİ

İbra sözleşmesi, İsviçre Borçlar Kanunu’nun 115. maddesinde düzenlendiği halde Türk Borçlar Kanunu’nda bu yönde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bununla birlikte ibraname, bir borcun tam ya da kısmen ifa edilmeden sona ermesini sağlayan özel sukut nedeni olarak kabul edilmelidir. Bu noktada ibra sözleşmesinin ödeme yönünde bir anlaşma olmadığı, borcun sona erme şekillerinden biri olduğu belirtilmelidir.

İş Hukukunda ibra sözleşmesi ibraname adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. İbra sözleşmesinin tanımı, şekli ve hükümlerinin Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi gerekliliğinin ötesinde, İş Hukukunun işçiyi koruyucu özelliği sebebiyle İş Kanunlarında normatif hüküm olarak ele alınması gerektiği açıktır.

İşçi, emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. İş Hukukunda ibra sözleşmeleri dar yorumlanmalı ve borcun asıl sona erme nedeni ifa olarak ele alınmalıdır. Borcun sona erme şekillerinden biri olan ibra sözleşmelerine İş Hukuku açısından sınırlı biçimde değer verilmelidir.

III- İBRANAMENİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI

A- İRADE FESADI HALLERİNDE DÜZENLENEN İBRANAME

Yeni Borçlar Kanunu tasarısında bu konuya değinilmiş ve 419. maddesinde, işçi ve işveren ilişkileri açısından ibra sözleşmesine dair bazı kurallara yer verilmiştir. Bahsi geçen düzenleme de, işçilik alacaklarını sona erdiren ibra sözleşmelerinin sınırlı biçimde ele alınması gerektiğini göstermektedir. Bu itibarla Borçlar Kanunu’nun irade fesadını düzenleyen 23-31. maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin iş hukukunda ibra sözleşmeleri bakımında çok daha titizlikle ele alınması gerekir. İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın ya da üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde ibra iradesine değer verilemez. Öte yandan Borçlar Kanunu’nun 21. maddesinde sözü edilen aşırı yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra sözleşmelerinin geçerliliği noktasında değerlendirilmesi gerekir.

B- İŞ AKDİNİN SONA ERMESİNDEN ÖNCE DÜZENLENEN İBRANAME

İş hukuku öğretisine(1) ve Yargıtay’a(2) göre iş akdinin sona ermesinden önce düzenlenen ibranameler geçersizdir. Başka bir deyişle, işçinin işe girerken veya işin devamı sırasında imzaladığı ibranamelerin hukuki değeri yoktur. Gerçekten, kimi işverenler kötü niyetli davranarak işe girerken veya iş ilişkisinin devamı süresi içinde çeşitli baskılarla işçilerden ibraname alma yoluna gidebilirler. İşçi ancak iş akdi sona erdikten sonra bu tür baskılardan kurtulacak ve işverene ibraname verip vermeme konusunda özgür iradesiyle bir karar alabilecektir.

C- GELECEKTE OLUŞACAK ALACAKLAR İÇİN İBRANAME DÜZENLENMESİ

İbraname ancak geçmişte doğmuş alacaklar için geçerli olup gelecekte oluşacak alacaklar işçi alacakları için geçerli olarak düzenlenemez. Nitekim Yargıtay’a göre de, iş kazasının “hemen akabinde düzenlenen ibranameye dayanılmış ise de bu ibraname de geçerli kabul edilemez. Çünkü o tarihte maluliyet durumu ve kusur oranları konusunda davacı kesin fikir sahibi değildir”(3).

D- “HİÇ BİR ALACAĞIM KALMAMIŞTIR” VEYA “HERHANGİ BİR ALACAĞIM KALMAMIŞTIR” GİBİ GENEL İFADE İÇEREN İBRANAMELER

İbranamenin içeriği şüphe uyandırmayacak ve tereddüt içermeyecek açıklıkta düzenlenmiş olması gerekir. Bilgiler açık ve anlaşılır olmalıdır. Çalışma süreleri belli olmalıdır. İşçiye verilen para ile ölçülebilen sosyal haklar ibranamede yazılı olmalıdır.

İbra edilen alacakların, örneğin fazla çalışma ücretleri, yıllık ücretli izin, ihbar tazminatı, kıdem tazminatında olduğu gibi nitelikleri ve miktarları ayrı ayrı tereddütsüz bir şekilde ibranamede yer alması gerekir. Aksi haldeki bir belge ibraname olarak kabul edilmemekte sadece içerdiği parasal tutar itibariyle makbuz olarak kabul edilmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir Kararı’nda, bu yönde şu anlatıma yer vermiştir; “Hakkı ortada kaldırıcı nitelikte olan ibranın açık ve kesin şekilde düzenlenmiş olması icap eder. Hükme dayanak yapılan 04.06.1997 tarihli anılan belgede dava konusu yapılan fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık ücretli izinle ilgili alacaklar tek tek sayılmış olmayıp “hiçbir alacağım kalmadı” şeklinde genel ve soyut bir açıklamada bulunulmuştur ki bu belgeden hareketle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”(4)

Buna karşılık yüksek mahkeme, miktar belirtilmese de işçilik alacaklarının teker teker sayılarak ibranamenin düzenlenmesini geçerli kabul etmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne göre; “Dosyada mevcut ibraname alacakların kalemler halinde sayıldığı, davacının izin haklarını aldığını beyan ettiği görülmüştür. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması; miktarlar yazılı olduğu takdirde ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, miktar yazılı olmayan ancak alacakların açıkça belirtilmek suretiyle imzalanan belgelerin geçerli mahiyeti taşıdığı yolundadır. İbranamenin miktar içermemesi geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz.”(5)

İbranamelerde, işyerinde uygulanmayan ücret veya ücretin ödeme türlerine kesinlikle yer verilmemeli, işçinin aslında hak kazanmadığı menfaat veya ödemelerin de ibra edildiği gibi çelişkili durumların oluşmasına izin verilmemelidir. İbranamede sadece, ilgili işçinin, çalıştığı devrede, hak ettiği kazançlarla ilgili alacağın ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.

E- İBRANAMENİN DÜZENLENDİĞİ TARİHİN BELLİ OLMAMASI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir Kararı’nda ibranamede düzenleme tarihinin bulunmamasını gerekçe göstererek bu ibranameye istinaden alınan yerel mahkeme kararını bozmuştur. Söz konusu Karar’da şöyle denilmiştir. “Borcu sona erdiren bir belge olan ibranamelerde, Dairemizin kökleşmiş içtihatları uyarınca düzenleme tarihinin bulunması gerekmektedir. Hükme esas alınan ibraname ise, tarihsiz olup geçersizdir. Kıdem ve ihbar tazminatlarının bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(6)

IV- İBRANAME DÜZENLENME BİÇİMİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

İbranamenin yazılı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. İbranamenin bilgisayar veya daktilo ile yazılması ya da hazır matbu kağıt kullanılarak düzenlenmesi mümkün olmakla birlikte, ibranamenin iş sözleşmesinin sona ermesi sırasında düzenlenip düzenlenmediği konusunda ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda kanıt olarak kullanılabilmesi bakımından, tamamen işçinin kendi el yazısı ile kaleme alınmasında yarar bulunmaktadır.

İbraname düzenlenmesi sırasında şu hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

1- İbraname metni ile ilgililerin imzaları arasında fazla boşluk bırakılmamalıdır.

2- Aynı metin içinde farklı renkte kalemlerle yazılmış bilgilere yer verilmemelidir.

3- Bilgisayar veya daktilo ile hazırlanan ancak, işçinin adı soyadı, ücret miktarı, ibraname tarihi gibi kısımların sonradan el yazısı ile doldurulmak üzere boş bırakıldığı ibraname örnekleri kesinlikle kullanılmamalıdır(7). Matbuu ibranameler Yargıtay’ca geçersiz kabul edilmektedir. Yargıtay verdiği bir Karar ile “ibranamenin matbu olarak düzenlenip, bırakılan boşlukların sonradan doldurulduğu, dinlenen ve ibranamede imzası bulunan tanığında da ifadesinin bu yönde olduğu, ibranamenin önceden alındığı belirtilerek ibranamenin geçersiz olduğunu”(8) karar altına almıştır.

4- İşveren tarafından düzenlenen ibraname işçinin imzasını taşımalıdır.

5- İbranamede işverenin adı soyadı, adresi bulunmalıdır.

V- SONUÇ

İşçi işveren ilişkilerinde işçinin işverenden olan tüm alacağını aldığını ve onu geçmişe dönük olarak ibra ettiğini gösteren bir belge olan ibranamenin düzenlenmesi sırasında bir takım hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Uygulamada geniş bir yer bulan ibranamenin mevzuatta yer almaması gerçekten giderilmesi gereken bir sorun ve eksikliktir. İş hayatında işçi ve işveren ilişkileri genellikle anlaşmazlıklarla sona ermektedir. Bu anlaşmazlıklar için başvurulan yargısal süreç hem çok uzun sürmekte hem de belli bir maliyete katlanmayı gerekli kılmaktadır. Bu durum hem işçi hem işveren için sorun teşkil etmektedir. İşverenlerin, sona eren iş ilişkileri nedeniyle çeşitli sorunlarla karşı karşıya bulunmamaları ve özellikle de aynı borcu ikinci kez ödememek zorunda kalmamaları için ibraname düzenlenmesi esnasında belirli kurallara uymaları büyük öneme sahip bulunmaktadır. Bu nedenle iş hayatında önemli bir uygulama alanı bulan ibraname konusunun ivedilikle yasal zemine oturtulması gerekmekte olup bu yapılırken uzun süredir konuyla ilgili almış olduğu kararlarla olaya ışık tutan yüksek yargının içtihatlarının referans alınması yerinde olacaktır.

Murat ÜNLÜ*

Yaklaşım

*   Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi

(1)  Nuri ÇELİK, İş Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul, 22. Basım, s. 285-286; Sarper SÜZEK, Bireysel İş Hukuku, Beta, 5. Basım, s.721

(2)  Yrg. 9. HD.’nin, 11.04.2007 tarih ve 23971/10305 sayılı Kararı.

(3)  Yrg. 9. HD.’nin, 06.03.1998 tarih ve 396/3472 sayılı Kararı.

(4)  Yrg. 9. HD.’nin, 25.09.2003 tarih ve 2960/15379 sayılı Kararı.

(5)  Yrg. 9. HD.’nin, 18.10.2007 tarih ve 34624/30755 sayılı; 25.01.2010 tarih ve 21166/1031 sayılı Kararları.

(6)  Yrg. 9. HD.’nin, 29.03.2007 tarih ve 22037/8814 sayılı Kararı.

(7)  Yrg. 9. HD.’nin, 04.11.1996 tarih ve 11034/20443 sayılı Kararı.

(8)  Yrg. 9. HD.’nin, 28.01.1993 tarih ve 6412/ 999 sayılı Kararı.