Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Prim Matrahının Hesaplanmasında Önemli Ayrıntılar PDF Yazdır e-Posta
02 Şubat 2011
Image
Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, özel sektör işverenleri açısından 01 Ekim 2008, kamu sektörü işverenleri açısından ise maaşları her ayın 1’inde peşin olarak ödeyenler 01 Ekim 2008, 15’inde ödeyenler 15 Ekim 2008 tarihi itibariyle fiilen yürürlüğe girmiş,

I- GİRİŞ
Kanunun emeklilik ile hükümleri ise, 01 Mayıs 2008 tarihi itibariyle yürürlüğe konulmuş idi. 5510 sayılı Kanun öncesinde yürürlükte bulunan özellikle mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunda da sigortalıların prim matrahına dahil olacak ve olmayacak ödeme kalemleri hep tartışılmıştır. 5510 sayılı Kanunda da bu tartışmalar devam etmektedir. Özellikle diğer kanunlarda yer alan primden istisna tutulan hükümlerin, 5510 sayılı Kanunda uygulaması ne olacağı gündemini korumaktadır. Bu çalışmamızda, prim matrahına esas tutulacak veya tutulmayacak ödeme kalemlerinden tereddüt doğuran ödemeler değerlendirilmeye çalışılacaktır.

II- YASAL DAYANAK

5510 Sayılı Kanun-Madde 80- (Değişik: 17.04.2008-5754/47 Md.)

4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

a) Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin

brüt toplamı esas alınır.

b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurum’ca (Sosyal Güvenlik Kurumu kastedilmektedir.) tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.

III- KENDİ KANUNLARINDA PRİM KESİLMEYECEK ÖDEMELER

Bu başlıkta kendi özel kanunlarında sigorta primi kesilmeyecek kazançlar konusunda aşağıdaki örnekleri verebiliriz. Bunlar;

- 04.07.1956 tarih ve 6772 sayılı “Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun”a istinaden işçilere ödenmekte olan ilave tediyeler ve ikramiyeler (Madde-4: … Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez...)

- 22.05.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 61. maddesindeki yıllık izin ücretleri (Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’ndaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunur.)

- 21.01.2010 tarih ve 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesiyle 14.07.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ek 33. maddesinde belirtilen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için ödenecek nöbet ücreti (Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenir. Ancak ayda 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.)

- 25.06.2010 tarih ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 39. maddesiyle 09/04/1987 tarihli ve 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna eklenen ek 4. madde uyarınca sözleşmeli personele verilmekte olan ek ödeme (Bakanlıkta ve Karayolları Genel Müdürlüğünde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ve bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine tabi merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan personele, Bakanlık döner sermaye gelirlerinden, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) % 200’ünü geçmemek üzere personelin hizmet sınıfı, kadro unvanı, görevin sorumluluğu ve güçlüğü ve çalışma şartları dikkate alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tespit edilecek miktarlarda aylık ek ödeme yapılır. Yapılacak ek ödemelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun aylıklara ilişkin hükümleri uygulanır ve bu ödemelerden damga vergisi hariç herhangi bir vergi veya diğer kesinti yapılmaz…”)

IV- DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİ

Makalemizin ana konusunu teşkil eden “Prim Matrahının Hesaplanmasında Önemli Ayrıntılar” başlığında “diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnaların 5510 sayılı Kanun’un uygulanmasında dikkate alınmayacağı” hususunu ilgilendiren kazançlar ele alınmıştır. Bunlar yukarıda örnek olarak belirtilen kazançlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, uygulamasını 28.09.2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı “5510 Sayılı Kanun’un 4. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) ve (b) Bentleri Kapsamındaki Sigortalılar ile Sadece Genel Sağlık Sigortasına Tabi Sigortalıların Prime Esas Tutulacak Kazançlarına Dair Tebliğ” (kısaca Tebliğ denilecektir.) ile belirlemiştir. Söz konusu Tebliğ’e göre, 6772 sayılı Kanun’a istinaden ödenmekte olan ikramiyeler ile ilave tediyelerin prime tabi tutulacağı ve 4857 sayılı Kanun’un 61. maddesindeki istisnai hüküm üzerinde durulmaksızın hak kazanıldığı halde kullanılmayan yıllık izin süresi için ödenecek ücretlerden de kısa vadeli sigorta kolları primi kesileceği belirtilmiştir.

Maliye Bakanlığı konu hakkında vermiş olduğu görüşlerde, Kanunların yürürlük tarihi ile 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihi karşılaştırmak suretiyle, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra çıkan kanunlarda prim kesilmeyeceği yönünde istisnalara yer verilmişse, bu istisnaların uygulanması gerektiği veya özel kanunun genel kanuna önceliği olduğu işaret edilerek özel kanun hükümlerinin geçerli olması gerektiği ileri sürülmüştür. İlk derece mahkemelerinin de görüşü bu doğrultudadır. Yakın zamanda konu Yargıtay’da da bir karara bağlanacak, belki de içtihadı birleştirme kararı dahi alınabilecektir. Bu aşamada, Sosyal Güvenlik Kurumu, uygulamasını net bir şekilde belirlemeli gerekirse yasal düzenlemeyi yeniden şekillendirmelidir. Aksi halde, işverenlerin bir bölümü prim matrahını bir başka şekilde bir bölümü de başka bir şekilde oluşturursa yeknesaklık ta sağlanamayacağı gibi SGK’nın ve sigortalıların da aleyhine bir durum oluşturacaktır.

5510 sayılı Kanun’un 80. maddesindeki “diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar 5510 sayılı Kanun’un uygulanmasında dikkate alınmaz.” hükmünden anlaşılması gereken, kanaatimize göre, gerek 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden önce gerekse de yürürlüğünden çıkan kanunların, prim matrahından istisna tutulan ödemelerinin prim matrahına tabi tutulması gerektiğidir. Elbette yasa koyucular, 5510 sayılı Kanun’un ilgili hükmünü bilmekte ve ona göre diğer kanunları çıkarmaktadırlar. Özellikle, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra çıkan kanunlarda istisna tutulan unsur “vergi ve diğer kesintiler veya kesintiler”dir. Yoksa, yorumlandığı üzere SGK kesintileri değildir. 5947 ila 6001 sayılı Kanunlarda, açık bir şekilde “vergi” istisnası belirtilmişken “SGK primi” kesintisine açık bir şekilde yer verilmemiştir. Dolayısıyla, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi ve Tebliğ’e göre işverenlerin, diğer kanunlardaki istisna ve muafiyetler üzerinde durmaksızın, istisna bırakılan kazançları prim matrahına dahil ederek prim kesintisi yapmalıdır. İşverenlerin özellikle sosyal güvenlik mevzuatında (örneğin, prim matrahına dahil edilecek edilmeyecek ödemeler gibi) yer alan ihtilaflarında, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan görüş talep etmeleri de önem arzetmektedir.

Mahmut ÇOLAK*
Yaklaşım

__________________________________
(*) SGK Müfettişi