Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Haciz uygulamasında hale münasip tek ev PDF Yazdır e-Posta
13 Şubat 2011

Image

Borç alacak ilişkilerinde esas olan, borcun vadesinde ödenmesidir. Ancak çeşitli nedenlerle, bu her zaman mümkün olamıyor.

Bu durumda alacaklı, alacağının tahsili için borçlunun malvarlığı üzerinde haciz uygulanmasını teminen icra yoluna gidebiliyor.

Hemen belirtelim, borçlunun malvarlığına haciz uygulanması bir ceza değil; bir tahsil yöntemidir. Dolayısıyla, borcun ödenmesini sağlamak amacıyla borçlunun malvarlığına tamamen el konulması söz konusu değildir. Başka bir deyişle, borçluya ait bazı malların haczedilmesi mümkün değildir.

Bunlardan birisi de 'borçlunun haline münasip tek evi'dir. Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği; hem İcra ve İflas Kanunu'nda (m. 82/12), hem de Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da (m. 70/11) yer almaktadır. Yani, haline münasip evin haczedilemeyeceği kuralı hem özel borçlar hem de kamu borçları için söz konusudur.

HALİNE MÜNASİP EV NE DEMEK?
Buradaki 'ev' kavramı, konut olarak kullanılmaya elverişli olan yerleri ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Haczedilemezlik kuralı açısından konutun; bağımsız konut, kat mülkiyeti, elbirliği veya birlikte mülkiyete konu olmasının önemi yoktur.

Buna karşılık, boş arsa konut sayılmıyor. Dolayısıyla arsanın haczedilmesi mümkündür. Ancak, arsa üzerine bina inşa edilmekte ise, borçlu bu yapının kendisine konut olarak verilmesini talep edebilir.

Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Burada kullanılan 'aile' terimi, geniş anlamda kullanılmış olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Borçlunun haline münasip birden fazla evi bulunması halinde haczedilemezlik sadece tek ev için söz konusudur.

HACZEDİLEMEZLİK ŞİKÂYETİ VE SÜREÇ
Uygulamada, borçlunun evinin haline münasip tek evi olup olmadığı dikkate alınmaksızın haciz uygulanmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczi uygulayan birime haczedilemezlik şikayetinde bulunması gerekmektedir. Eğer borçlu hakkında birden fazla icra takibi varsa her bir takip için ayrı ayrı haczedilemezlik şikayetinde bulunulması yerinde olacaktır.

Yani, borçlunun haline münasip tek evinin haczedilemezliği kuralı, haciz durumunda borçlunun talebiyle devreye girmektedir.

Borçlunun tek evinin haline münasip olmaması ve haczedilemezlik şikayetinde bulunması halinde, öncelikle borçlunun haline münasip ev tespit ediliyor. Örneğin, üç kişilik bir aile için 5 odalı 300 metrekare alana sahip bir ev haline münasip sayılmıyor. Bu durumda öncelikle borçlunun haline münasip evin nitelikleri tespit edilir. Örneğimize göre, 3 odalı ve 80-100 metrekare alana sahip bir evin borçlunun haline münasip olduğunu varsayabiliriz.

Sonrasında böyle bir evin temin edilmesi için gerekli olan bedel tespit edilir (Örneğin 130.000 TL). Borçlunun haline münasip olmayan evinin değeri de belirlenir. Bu evin değeri haline münasip evin değerinden fazlaysa borçlunun evi satışa çıkartılır. Ev satıldıktan sonra satış bedelinden (örneğin 300.000 TL) haline münasip ev için belirlenen miktar (130.000 TL) borçluya bırakılır. Kalan para (170.000 TL) alacaklıya ödenir.

KREDİYLE ALINAN EVLERDE DURUM FARKLI
Borçlunun haline münasip tek evi de olsa, 'evin borcu için haciz uygulanması' halinde haczedilemezlik şikayeti geçersiz oluyor. Yani, banka kredisiyle alınan haline münasip evin borcunun bankaya ödenmemesi halinde bankanın haciz uygulaması mümkün. Bu durumda meskeniyet veya haczedilemezlik şikayetinde bulunulmuş olsa bile hacze devam ediliyor.

Haciz anlaşmasının geçerliliği
Borçlu ile alacaklı arasında yapılan bir anlaşmayla, kanunda haczedilemeyeceği belirtilen bir malın haczedilmesi mümkündür. Ancak, borçlunun hacizden önceki bir tarihte, haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine ilişkin yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Bu tür anlaşmaların geçerli olması için haciz tarihiyle aynı tarihte veya hacizden sonraki bir tarihte akdedilmiş olması gerekiyor.

Metin Taş-Sezgin Özcan

Akşam Gazetesi