Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
5510 Sayılı Kanun’a Göre Yurtdışında Çalıştırılan İşçilerin Sigorta Primleri PDF Yazdır e-Posta
25 Şubat 2011

Image

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte sosyal sigorta uygulamalarında önemli değişiklikler olmuştur.

I- GİRİŞ

Bu bağlamda işverenler tarafından sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere götürülen işçilerin sigortalılığı ile ilgili olarak da reform sayılabilecek düzenlemeler getirilmiştir. 506 sayılı Kanun döneminde kanunların mülkiliği ilkesi gereğince işverenler tarafından münhasıran yurt dışında çalıştırılmak üzere işe alınarak sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde çalıştırılan işçiler zorunlu sigortalılık kapsamında değildi. İşverenler isterlerse yurt dışına götürdükleri işçilerle ilgili olarak Sosyal Sigortalar Kurumu ile topluluk sözleşmesi yaparak çalıştırdıkları işçilerin sosyal güvenliklerini sağlayabiliyorlardı. Yeni düzenleme ile işverenler tarafından sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere götürülen işçiler kısa vadeli sigorta kolları yönünden zorunlu sigortalılık kapsamına alınmışlardır. İşverenler tarafından yurt dışına götürülen işçiler 506 sayılı Kanun döneminde olduğu gibi sosyal güvenlik reformu sonrasında da uzun vadeli sigorta kolları yönünden isteğe sağlı sigorta primi ödeyebilmektedirler. Reformla birlikte yurt dışında çalıştırılan işçilerin sigorta primlerinin hesap yöntemi de değişmiştir. Ancak özellikle yurt dışında meydana gelen iş kazası incelemeleri sırasında işverenlerin eski alışkanlıklarını sürdürerek işçilerin sigorta primlerini topluluk sigortası uygulamasına göre hesaplayarak ödemeye devam ettikleri görülmektedir. Bu sebeple yazımızda 5510 sayılı Kanun ile işverenler tarafından sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelere götürülen işçilerin sigorta primine esas kazançları ile ilgili önemli açıklamalar yapılacaktır.

II- ÖNCEKİ UYGULAMA

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun uygulandığı dönemde, görevle yurt dışına gönderilenler hariç işverenler tarafından münhasıran yurt dışında çalıştırılmak üzere işe alınan ve yurt dışına götürülen Türk işçileri 506 sayılı Kanun uygulamalarından yararlanamıyorlardı.

Mülkilik (ülkesellik, yersellik) ilkesine göre bir devletin kanunu, bu devletin ülkesinin sınırları içinde bulunan yerli veya yabancı herkese uygulanır. Diğer bir ifadeyle devletin ülkesi içinde bulunan herkes, o devletin hukukuna tabidir().

Kanunların mülkiliği ilkesi gereğince 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, istisnalar hariç bir hizmet akdine istinaden Türkiye’de çalışan sigortalılara uygulanır. Ülkeler arasında yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleriyle bu kuralın dışına çıkılabilmektedir. Dolayısıyla herhangi bir ülkedeki hizmet akdi kapsamındaki çalışmaları nedeniyle her Türk vatandaşının 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olmasına imkan bulunmamaktadır.

Ancak, 506 sayılı Kanun’un 7. maddesinde belirtilen, “İşveren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigortalıların bu Kanun’da yazılı hak ve yükümlerinin bu görevi yaptıkları sürece devam edeceği” hükmü nedeniyle geçici bir görevle yurt dışına gönderilen sigortalılar hakkında 506 sayılı Kanun hükümleri uygulanabilmekteydi.

Açıklanan nedenlerle, Türk (ya da yabancı) gerçek veya tüzel kişi işverenler tarafından münhasıran yabancı ülkelerde çalıştırılmak üzere işe alınarak yurt dışına götürülen işçilerin, (sosyal güvenlik sözleşmelerinde aksine bir hüküm bulunmaması durumunda ve 506 sayılı Kanun’un 7. maddesi kapsamında gönderilenler hariç) 506 sayılı Kanun’un 2. maddesi kapsamında sigortalı sayılmaları mümkün bulunmamakta idi.

506 sayılı Kanun’un “Topluluk sigortası” başlıklı 86. maddesinde;

“Kurum, 2. ve 3. maddelere göre sigortalı durumunda bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca onanacak genel şartlarla (İş kazalarıyla meslek hastalıkları), (Hastalık), (Analık), (Malullük, yaşlılık ve ölüm) sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulmaları için, işverenlerle veya dernek, birlik, sendika ve başka teşekküllerle sözleşmeler yapabilir.

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, bu Kanun’un 78. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında olmak şartıyla kendilerinin belirleyeceği miktarın % 25’idir. Ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmeyen primler için bu tarihten başlanarak 80 inci madde hükmüne göre gecikme zammı uygulanır.

Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerin yurt dışındaki iş yerlerinde çalışmak üzere giden Türk işçilerine istekleri halinde 85. madde hükümleri uygulanır.”,

506 sayılı Kanun’un Topluluk Sigortası Uygulamaları ile ilgili olarak Devredilen SSK Başkanlığı tarafından çıkarılan 12-132 Ek Sayılı Genelge’nin() Topluluk Sigortası Genel Şartlarının yer aldığı Ek Belge’nin 6. maddesinde;

“Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Topluluk Sigortasından ödenecek sigorta primlerinin hesabında 506 sayılı Kanun’un 78. maddesi ile tespit edilen prime esas kazancın alt ve üst sınırları göz önünde bulundurulur. Prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak koşulu ile istenilen miktar üzerinden aylık primler ödenir.

Primin ödenmesine esas alınacak günlük kazanç, yürürlükteki sanayi kesiminde 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan günlük asgari ücretten az olmaz.

Topluluk mensuplarının ödeyecekleri primler, topluluk tarafından topluca ve ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma ödenir.

Topluluk Sigortasına tabi olanların ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, bu maddenin birinci fıkrasına göre belirlenen prime esas kazancın % 30’udur.

Ancak, hastalık sigortasına da topluluk sigortası yoluyla prim ödeyenler için bu oran % 20’dir.

Prime esas günlük kazancın tespitinde her ay 30 gün kabul edilir. Günlük kazancın hesabında 1000 liranın kesirleri 1000 liraya tamamlanır.

Primlerin topluluk mensupları tarafından doğrudan Kuruma ödenmesi hususunda Topluluk Sigortası sözleşmelerine hükümler konabilir. Topluluk tarafından topluluk mensuplarının adı, soyadı, sigorta sicil numarası ve prime esas kazancı ile prim tutarlarını gösteren bir liste aynı süre içinde Kuruma verilir.

Ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmeyen primler için bu tarihten başlanarak 506 sayılı Kanun’un değişik 80. maddesine göre gecikme zammı uygulanır.”

hususları belirtilmektedir.

Görüldüğü üzere 506 sayılı Kanun döneminde işverenler tarafından sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelere götürülen işçilerin sigortalılığı topluluk sigortası uygulaması ile yürütülmekteydi. Bu uygulama zorunlu değildi. İsteyen işverenler Kurum ile topluluk sigortası sözleşmesi imzalayabiliyorlardı. Devredilen SSK Başkanlığı tarafından çıkarılan 12-132 Ek Sayılı Genelge’nin Topluluk Sigortası Genel Şartlarının yer aldığı Ek Belge’nin 6. maddesinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, topluluk sigortasına tabi sigortalıların sigorta primleri prime esas kazançların alt ve üst sınırları içinde kalmak koşuluyla işverence istenilen miktar üzerinden ödenebiliyordu.

III- 5510 SAYILI KANUN’A GÖRE YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN İŞÇİLERİN SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANÇLARI

5510 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde; “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.”,

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin() “Ülkemiz İle Uluslararası Sosyal Güvenlik Sözleşmesi Bulunmayan Ülkelerde, İşverenlerce Üstlenilen İşlere İlişkin İşlemler” başlıklı 87. maddesinde;

“(1) Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.

(2) Yurt dışına sigortalı götürecek işverene ait işyeri, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulu ve tescilli olmalıdır. Yabancı ülke mevzuatına göre kurulan firmalarca yurt dışında gerçekleştirilen işlerde çalıştırılan Türk vatandaşları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

(3) İşverenler, yurt dışında yapacakları işi, yeni tescil edecekleri işyeri dosyasından bildirilecek sigortalılarca gerçekleştireceklerse; işletme merkezlerinin bağlı olduğu üniteye işyeri dosyası tescil ettirerek, sosyal sigorta yükümlülüklerini bu dosyadan yerine getirirler. İşyeri bildirgesi ekine, bu Yönetmeliğin 29. maddesinde sayılan belgelerden ayrı olarak işin alındığını belgeleyen sözleşme örneği ile ilgili ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Dış Temsilciliği yazısı veya Dış Ticaret Müsteşarlığı’nca düzenlenecek belge eklenir. Aynı ülkede kısa vadeli sigorta kolu prim oranı aynı olan başka bir iş üstlenilmesi halinde, bu işyerinde çalışan sigortalılarla ilgili sosyal sigorta yükümlülükleri de, daha önce tescil edilmiş olan işyeri dosyası üzerinden yerine getirilebilir.”

hususları hüküm altına alınmıştır.

5510 sayılı Kanun’un “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinde

“4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

a) Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,

brüt toplamı esas alınır.

b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz…”

hükümleri belirtilmiştir.

Yukarıdaki mevzuatta belirtildiği üzere, ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaktadır.

Yurt dışına sigortalı götürecek işverene ait işyerinin, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulu ve tescilli olması gerekmektedir. Yabancı ülke mevzuatına göre kurulan firmalarca yurt dışında gerçekleştirilen işlerde çalıştırılan Türk vatandaşlarının bu hükümden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin kısa vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası hükümleri yönünden sigortalı olmaları zorunludur.

IV- SONUÇ

5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin sigortalılığı zorunlu değildi. Bunların sigortalıkları işverenlerin talep etmesi halinde topluluk sigortası yoluyla sağlanabiliyordu. Bu durum sosyal devlet ilkesine uygun değildi. Yurt dışında çalıştıkları için sosyal güvenlikleri sağlanmayan vatandaşların mağdur olması söz konusu olabiliyordu. 5510 sayılı Kanun ile ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin sigortalılığı kısa vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası uygulamaları açısından zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu uygulama uzun vadeli sigorta kollarını da kapsamış olsa idi kuşkusuz sosyal devlet ilkesine daha uygun bir uygulama olacaktı.

Yurt dışına götürülen Türk işçilerinin zorunlu sigortalılık kapsamına alınması ile belirtilen sigortalıların prime esas kazançlarının belirlenme usulü de değişmiştir. Yapılan incelemeler sırasında bazı işverenlerin yurt dışına götürdükleri sigortalıların sigorta primlerini topluluk sigortası uygulaması devam ediyormuş gibi istedikleri miktar üzerinden ödedikleri görülmektedir. Bu durum mevzuat değişikliğinin farkında olmayan bu işverenlerin yüksek miktarlarda idari para cezasına maruz kalmalarına neden olmaktadır. Oysa 5510 sayılı Kanun ile yurt dışına götürülen Türk işçileri zorunlu sigortalılık kapsamına alınmıştır. Bu nedenle, bu sigortalıların sigorta primine esas kazançlarının da 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi doğrultusunda yani ödenen gerçek ücretler üzerinden hesaplanması gerekmektedir. 5510 sayılı Kanun ile topluluk sigortası uygulaması kaldırıldığından, işverenlerin yurt dışına götürdükleri işçilerin primlerini istedikleri miktar üzerinden ödene imkanları da kalmamıştır.

Harun ORDU

Yaklaşım

 

()         Kemal GÖZLER, Hukukun Temel Kavramları, 2004, 2.baskı,  s. 70

()         24.02.2004 tarihli ve 130619 sayılı

()         12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.