Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Türk Borçlar Kanunu’nun İşçiler Adına Değerlendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
20 Şubat 2011
Image

Türk Borçlar Kanunu’na göre; İşveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar günü veya durum ve şartlar buna imkân vermezse, bir tam çalışma günü tatil vermekle yükümlüdür. İşveren, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin feshi hâlinde, bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir kesinti olmaksızın, günde iki saat iş arama izni vermekle yükümlüdür.

İZİN ÜCRETİ PEŞİN ÖDENECEK
İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda en az iki hafta ve on sekiz yaşından küçük işçiler ile elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlüdür. Bu süreler İş Kanunumuzdan farklı düzenlenmiş. Şöyle ki; İş Kanunumuzda izin sürelerinde iş günü kavramına yer verilmişken Borçlar Kanunumuzda gün kavramına yer verilmiş.

İşçi, bir hizmet yılı içinde kendi kusuruyla toplam bir aydan daha uzun bir süreyle hizmeti yerine getirmediği takdirde işveren, çalışılmayan her tam ay için, yıllık ücretli izin süresinden bir gün indirim yapabilecek. Ancak işçinin kusuru yoksa ya da gebelik ve doğum sebebiyle iş görmeyi en çok üç ay süreyle yerine getiremeyen kadın işçinin yıllık ücretli izin süresinden indirim yapılması mümkün değil. Yine, yıllık ücretli izinler, kural olarak aralıksız biçimde verilecek ancak tarafların anlaşmasıyla ikiye bölünmesi de mümkün.

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretini, işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermekle yükümlüdür.

ON YILDAN FAZLA HİZMETİ OLAN İŞÇİNİN İHBAR SÜRESİ 6 AY OLACAK
Belirli süreli hizmet sözleşmesi, fesih bildiriminde bulunulmasına gerek olmaksızın, sürenin bitiminde kendiliğinden sona erecek. Sözleşme, süresinin bitiminden sonra sürdürüldüğü takdirde belirsiz süreli sözleşmeye dönüşecek. Ancak, esaslı bir sebebin varlığı hâlinde, üst üste belirli süreli hizmet sözleşmesi kurmak mümkün olabilecek.

Taraflardan her biri, on yıldan uzun süreli hizmet sözleşmesini on yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedilebilecek. Bu süreye işçi de uymak zorunda olacak. Örneğin; 10 yıldan fazla hizmeti olan işçi işi bırakmak isterse en az 6 önceden bildirimde bulunmak zorunda olacak.

FESİH BİLDİRİM SÜRELERİ İŞ KANUNUNDAKİ SÜRELERDEN FARKLI
Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekecek. Sözleşme; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erecek. Bu süreleri sözleşmeyle artırmak mümkün olacak. Yine, İş Kanunumuzda olduğu gibi, işveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilecek.

Fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirilmesi halinde işveren, işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlü olacak. Burada belirleyici faktör haklı sebep olacak.

İŞVEREN ÇALIŞIRKEN ÖLEN İŞÇİNİN AİLESİNE ÖDEME YAPACAK
İşçinin ölümü halinde, işveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlü olacak. Bu düzenlemeden İş Kanunu kapsamı dışında kalan yani hakları Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenenler yararlanabilecek. Örneğin; 7 yıldır bir evde çocuk bakıcılığı yapan Ayşe Hanım çalıştığı süre içinde vefat etmişse işvereni, eşine ve 18 yaşından küçük çocuklarına 2 aylık ücret ödeyecek.

Şerif Akçan

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?id=480877