Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yıllara Sari Faaliyetlere İlişkin Bazı Yargı Kararları PDF Yazdır e-Posta
05 Mart 2011

Image

Uzun yıllara yayılı taahhüt ve onarma işlerinden oluşan inşaat faaliyetlerinin taşıdığı özelliklerin, kazancın elde edildiği dönemin hangi yıla ait olduğunu tayinde önem kazandığı bilinmektedir.

I- GİRİŞ

İş, başlangıçta öngörülen sürede belirlenen koşullarda tamamlanmışsa, bu durumda vergilendirme yönünden herhangi bir sorun yaşanmayabilir.

Yahut ta, henüz tamamlanmadan tarafların anlaşmasıyla faaliyet sona erdirilebilir veya tasfiye edilebilir. Bu tür iş bitiminin yol açtığı sıkıntılar bazen yargıya taşınmaktadır.

Diğer yandan, tahakkuk eden iş bedellerinin, işin bitiminden önce ya da sonrasında yapılması mümkündür. Böyle hallerde, vergi kesintisi gereği ortaya çıkacağı için vergilendirme ve mali sorumluluklar açısından tereddüt yaratabilir.

Birden fazla yıla sari işlerde işin bitimi, işin tasfiyesi ve geçici kabul sonrası ödeme yapılması hallerine ilişkin bazı sorunları ve konuların çözümü hakkında verilen yargı kararlarını ilgililerin dikkatine bir kez daha sunmayı faydalı bulmaktayız.

Zira, irdelenen olgular sıkça yaşanabilecek nitelikte ve türdedir.

II- İŞİN BİTİMİ (İşin Bitim Tarihinin Taraflar Arasında Kararlaştırılması)

Birden fazla yıla sirayet eden işlerin bir özelliği, işin bitim tarihi noktasında ya, karşılıklı anlaşma yolunun seçilmesine fırsat vermesi ya da taraflardan birinin tek yanlı kararının geçerli olabilmesini sağlamasıdır.

Doğal olarak, işi sona erdirmeye dönük kişisel karar alma hakkı, elde edilen gelirin beyan yılını da tayin etmektedir. GVK’nın 44. maddesinde, işlerle ilgili gelir/harcama dengesinden oluşan beyan ve vergileme dönemi, inşaat ve onarma faaliyetinin sona erdirilme biçimi doğrultusunda farklı şekilde belirlenmiştir. Yasa’ya göre, işin; -geçici ve kesin kabul usulüne tabi olması halinde, geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih- fiilen tamamlandığı durumda, tamamlanma tarihi, -bırakılması durumunda- bu tarih,  kâr veya zararın hesaplanma ve vergi dairesine bildirim yılı kabul olunmuştur. Bir inşaat işinin asıl yüklenicisi ile ikinci derece alt yapımcısı (taşeron) arasında birden fazla yıla yayılı olan, aynı zamanda geçici ve kesin kabul usulüne tabi bulunan iş nedeniyle düzenlenen sözleşmede taraflar işin bitim tarihi olarak, kesin kabul tarihini esas alabilirler.

Hukukun temel ilkelerinden “mukavele serbestisi” anlayışı bu tercihe izin vermektedir. İş geçici ve kesin kabule tabi olduğu için 44. maddenin “idari onay”ı esas alan kuralı mı, yoksa “fiilen tamamlanma” hükmü mü geçerli olacaktır sorusu akla gelebilir. Çünkü,  geçici kabul ile kesin kabul arasında geçecek süre gelecek bir kaç yıla taşabilir. Dolayısıyla, vergi beyanının hangi yılda yapılması gerektiği önem kazanmaktadır. Yargının bir kararında, inşaat işinin asıl sorumluluğunu üstlenen müteahhidin, işlerin bir kısmını ikinci derece taşeronlara yaptırması halinde, bitim tarihi olarak “fiilen tamamlama” ölçüsünü baz aldığını görmekteyiz(1).

III- İŞİN TASFİYE EDİLMESİ

İnşaat yapım işini alan firma ile işi veren kurum veya kuruluşlar arasında, inşaatın bitirilmesi öncesinde ve henüz yapım aşamasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle; süre uzatımı, keşif tutarının arttırılması veya sözleşmenin feshi ve işin tasfiyesi gündeme gelebilir. Faaliyetin, kısmen tamamlanması veya sözleşmede belirtilen şartların dışında, yeni ek koşullarla devam ettirilmesi kaydıyla ve sonuçta tasfiye söz konusu olduğunda, işten elde edilen gelirin beyanı bakımından farklı tarihler ortaya çıkacaktır. İşin, idarece tasfiye olunması yolu seçildiğinde, işle ilgili bitirme belgesi ve tasfiye tanzim tarihi iki ayrı yıla ait olduğunda, hangi dönem baz alınmalıdır?

Vergi idaresinin bitim tarihine değil, tasfiye tarihine itibar etmesi ve mükellefle uyuşmazlığa düşmesi sonucunda sorunu inceleyen idari yargının görüşü farklı olmuştur.

Yargının verdiği kararda tasfiye tutanağının tanzim tarihi yerine, idarenin tasfiye kararını müteahhide bildirim/tebliğ tarihi esas alınmıştır(2).

IV- ÖDEME TARİHİ (Ödemelerin Geçici Kabulün Onay Tarihinden Sonraki Bir Yılda Yapılması Halinde Bitim Tarihi ve Tevkifat)

Başlangıçta birden fazla takvim yılına sirayet etmeyen inşaat ve onarma işlerinde, uygun görülen hakediş tutarının yapımcı firmalara ödenmesinde gecikmeler olabilir. Ara hakediş ödemelerinde önem taşımayan gecikme, işin bitim yılı sayılan geçici kabulün idarece onaylanmasından daha sonraki bir döneme sarkarsa, ayrı zaman diliminde yapılan ödeme farklı sonuç yaratır mı? Müteahhide, yaptığı işin bedeline ilişkin ödeme, geçici kabul onay tarihinin sonrasında izleyen yılda gerçekleştirildiği takdirde bitim tarihi ve mali sonucun beyanı açısından etki doğurmayacaktır. İşin hangi tarihte bittiğini belirleyen unsur ödeme tarihi değil, geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihtir. Öte yandan, gecikerek yapılan ödeme, işin birden fazla yıla sari olduğu yargısına yol açmaz ve işin devam ettiği yılda gerçekleştirilen ödemelerden vergi kesintisi yapma mecburiyetine neden olmaz. Zaten, bir yıl içerisinde tamamlanması planlanan işlerde tevkifat zorunluluğu, işin öngörülen zamanda bitirilememesi durumunda ve izleyen yıldan itibaren yerine getirilecek bir olgudur(3).

Yakup TOKAT*

Yaklaşım

*    Baş Hesap Uzmanı

(1)  Dn. 4. D.’nin 20.10.1999 tarih ve E. 1998/3676, K. 1999/3627 sayılı Kararı.

(2)  Dn. 4. D.’nin, 06.04.2000 tarih ve E. 1999/2362, K. 2000/1346 sayılı Kararı.

(3)  Dn. 4. D.’nin, 30.03.2000 tarih ve E.1999/2677, K. 2000/1253 sayılı Kararı.