Bilindiği üzere ticari hayatta şirket hisseleri çeşitli ekonomik gerekçelerle satılmakta ve hisseler gerçek veya tüzel kişilere devredilebilmektedir.
I- GİRİŞ Bu şekilde gerçekleşen şirket hissesi satışlarının vergilendirilmesinde öyle bir püf nokta var ki, yazımızın ilerleyen bölümlerinde açıklayacağımız üzere bazı şartların varlığı halinde tutarı ne olursa olsun şirket hissesi sattığınızda 1 TL dahi vergi ödemiyorsunuz. Peki bu nasıl olacak diye sorabilirsiniz? Hemen belirtelim böyle bir şey mümkün. Bu yazımızda açıklayacağımız üzere 1 milyon liralık hatta 1 milyar liralık şirket hissesi satsanız dahi 1 TL bile vergi ödemeyeceksiniz. Şimdi olayı hisseyi satanın gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına göre açıklamaya çalışalım. II- ANONİM ŞİRKET HİSSESİNİN GERÇEK KİŞİ TARAFINDAN SATILMASI DURUMU A- HİSSE SENEDİ BASTIRILMIŞSA Bilindiği üzere anonim şirketlerin yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu’na[1] göre ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden hisse senedi çıkarmaları ihtiyaridir. Eğer şirket hisse senedi çıkarmak isterse şirketin unvanını, esas sermaye miktarını ve tescil tarihini, senedin nevi ve itibari kıymetini ihtiva eden bu senetleri matbaada bastırıp, şirketin namına imza etmeye salahiyetli olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması ve ortağa imza karşılığı verilmesi yeterlidir. (TTK md. 413) Hisse senetleri nama yazılı olabileceği gibi hamiline yazılı da olabilir. Ancak hamiline yazılı olabilmesi için ihtiva ettiği sermaye payının tamamen ödenmiş olması gerekir. (TTK md. 409) Eğer bu şekilde hisse senedi bastırılmış ve bu hisse senetlerinin satışı söz konusu ise vergilendirme de hisse senedi sahibinin gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına göre değişecektir. Şöyle ki gerçek kişilerin şirket hisselerini veya hisse senetlerini satmaları KDV’ye tabi değildir. Bu nedenle gerçek kişinin sahip olduğu hisse satışında KDV aranmayacaktır. Öte yandan gerçek kişinin sahip olduğu ve hisse senedi ile temsil edilen şirket hissesini satması durumunda ise elde ettiği kazanç bazı şartlar ile gelir vergisinden istisna olacaktır. Eğer ortaklık payını temsil eden hisse senedi 01.01.2006’dan önce iktisap edilmiş ise iktisap tarihinden itibaren 1 yıl, bu tarihten sonra iktisap edilmiş ise iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra satılıyor ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. (Gelir Vergisi Kanunu, mük. md. 80) Görüleceği üzere gerçek kişilerin hisse senedi ile temsil edilen şirket hissesini yukarıda açıklanan durumlara uygun şekilde satması halinde bu satışın tutarı ne olursa olsun 1 TL dahi vergi ödenmemektedir. B- HİSSE SENEDİ BASTIRILMAMIŞSA Yazımızın yukarıdaki bölümünde açıklandığı üzere anonim şirketlerin hisse senedi bastırması ihtiyaridir. Eğer ortak olunan anonim şirket ortaklık paylarını temsil eden hisse senedi ve ilmühaber bastırmamış ise bu durumda şirket hissesi satışında vergileme yine satışı yapan ortağın gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına göre değişecektir. Eğer satışı yapan ortak gerçek kişi ise bu satış yukarıda da açıklandığı üzere hiçbir şekilde KDV’ye tabi olmayacaktır. Gelir vergisi açısından ise hisse ister 1 yıl ,ister beş yıl sonra da satılsın, elde edilen kazanç “değer artış kazancı” olarak Gelir Vergisine tabi olacaktır. (GVK. Mük. md. 80/4). Kazancın hesaplanmasında, hissenin iktisap (edinme) bedeli, endekslemeye tabi tutuluyor ve istisna uygulanıyor. Kalan bir tutar var ise vergiye tabi tutuluyor. III- ANONİM ŞİRKET HİSSESİNİN TÜZEL KİŞİ TARAFINDAN SATILMASI DURUMU A- HİSSE SENEDİ BASTIRILMIŞSA Ortaklık payını temsil eden hisse senetlerini elinde bulunduran ortağın tüzel kişi olması durumda vergilendirme gerçek kişilere göre biraz farklılık arz etmektedir. Bilindiği üzere KDV Kanunu’nun[2] 17/4-g maddesinde “hisse senetlerinin” satışının KDV’den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır. Burada hemen belirtelim bu madde ile teslimi KDV’den istisna edilen ortaklık payını temsil eden ve kağıt olarak hamiline veya nama yazılı olarak bastırılan hisse senetleridir. Nitekim bu şekilde kurumların aktifinde bulunan hisse senetlerinin satışının KDV’den istisna olduğunu belirten çok sayıda mukteza örneği vardır.[3] Öte yandan 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde[4] geçici ilmühaber[5] ile yapılan satışların da hisse senedi satışı olarak kabul edileceği belirtildiğinden bu şekilde ortaklık payını temsil eden geçici ilmühaber teslimleri de KDV’ye tabi olmayacaktır. Nitekim, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş olan bir Mukteza[6] da, hisse senedi yerine geçen ilmühaberlerin satış işlemi de Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca katma değer vergisinden istisna olduğu belirtilmiştir. Ayrıca; KDV’den müstesna olan hisse senedi satışı nedeniyle, “fatura” düzenlenmesi gerekmektedir.[7] Görüleceği üzere kurumların aktifinde yer alan ve hisse senedi ile temsil edilen ortaklık paylarının satışı KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca KDV’den istisnadır. Peki bu hisse senedi satışından doğan kazanç üzerinden herhangi bir vergi ödenecek midir? Bu soruyu yanıtlamadan önce bu satışın iştirak hissesi satışı olup olmadığını açıklamamız gerekecektir. 1 seri nolu KVK Genel Tebliğine[8] göre iştirak hissesi deyimi menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmekte olup, bunlar, anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil), limited şirketlere ait iştirak payları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları, kooperatiflere ait ortaklık payları olarak sıralanabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere iştirak hissesi kavramı hisse senetlerini de içeren bir üst kavram niteliğindedir. Bu nedenle hisse senedi satışı iştirak hissesi satışı mahiyetindedir. Şimdi sorumuza geri dönecek olursak, kurumların aktifinde yer alan nama veya hamiline yazılı hisse senedi satışından doğan kazancın vergilendirilmesi gerçek kişilerde olduğu gibi hisseleri elde bulundurma yılına göre farklılık arz etmektedir. 5520 sayılı KVK’nın 5/1-e maddesine göre Kurumlar Vergisi mükellefi olan şirketler, iştirak hisselerini, aktife girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde elden çıkarırlarsa, bundan doğan kazancın tamamı, Kurumlar Vergisi’ne tabi olacaktır. İki yıl geçtikten sonra elden çıkarırsa, bundan doğan kazancın 5 yıl süre ile işletmeden çekilmeyip pasifte “özel bir fon hesabında” gösterilmesi durumunda, elde edilen kazancın yüzde 75’i Kurumlar Vergisi’nden müstesna tutulur. Bu süre içinde, kazancın sermayeye eklenmesi, kâr dağıtımı sayılmaz. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Anlaşılacağı üzere kurumların aktifinde yer alan nama veya hamiline yazılı hisse senetlerinin en az iki yıl süreyle elde tutulduktan sonra satışından elde edilen kazancın % 75’i vergiden istisna olacaktır. Örneğin şartları taşıyan 1 milyon liralık hisse senedi satışından 100 bin lira kâr elde ediliyor ise bu kazanç üzerinden sadece [(100.000 – 75.000) X 0,20]= 5.000 TL kurumlar vergisi ödenecektir. B- HİSSE SENEDİ BASTIRILMAMIŞSA Eğer ortaklık payı bastırılan bir hisse senedi ile temsil edilmiyor ise, diğer bir ifade ile hisse senedi bastırılmamış ise ve hisse satışını yapan ortak Kurumlar vergisi mükellefi ise vergileme şu şekilde olacaktır. Yukarıda açıkladığımız üzere 1 Seri No.lu KVK Genel Tebliği’ne göre iştirak hissesi deyimi menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir. Bu nedenle nama veya hamiline yazılı hisse senedi ile temsil edilmeyen ortaklık paylarının satışı iştirak hissesi satışı mahiyetindedir. KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesinde ise en az iki tam yıl süreyle aktifte tutulan iştirak hissesi satışlarının KDV’den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır. Diğer bir ifade ile nama veya hamiline yazılı olarak bastırılan hisse senetlerinin teslimi 17/4-g maddesi uyarınca KDV’den istisna iken, hisse senedi ile temsil edilmeyen ortaklık paylarının iştirak hisselerinin satışı 17/4-r maddesi ile KDV’den istisna edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise, KVK’nda yer alan istisna uygulaması için karın özel bir fon hesabında 5 yıl süreyle tutulması ve sermaye ilave dışında bir başka hesaba nakledilmemesi şartı aranırken, KDV Kanunu’nda yer alan bu istisna uygulaması için sadece iki tam yıl süreyle bulundurulması yeterlidir. İki yıl içinde yapılır ise bu nama veya hamiline yazılı hisse senedi ile temsil edilmeyen iştirak hissesi satışları % 18 oranında KDV’ye tabi olacaktır. Bu şekilde kurumların aktifinde yer alan ve nama veya hamiline yazılı hisse senedi ile temsil edilmeyen ortaklık paylarının, diğer bir ifade ile iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazanç ise daha önce açıkladığımız üzere belli şartlar ile %75’i kurumlar vergisinden istisnadır. IV- SON SÖZ Bu yazımızda 1 TL dahi vergi ödemeden şirket hissesi satışının mümkün olup olmadığını açıkladık. Özetle gerçek kişilerin sahibi olduğu ve nama veya hamiline yazılı olarak bastırılmış hisse senetleri veya geçici ilmühaberler ile temsil edilen ortaklık paylarını 01.01.2006 tarihinden önce iktisap etmişse 1 yıl, daha sonra iktisap etmişse 2 yıl geçtikten sonra satmaları halinde ister 1 milyon TL, ister 1 milyar TL tutarında olsun bu satış için 1 TL dahi vergi ödemeyeceklerdir. Tüzel kişilerin sahip olduğu ve nama veya hamiline yazılı olarak bastırılmış hisse senetleri veya geçici ilmühaberler ile temsil edilen ortaklık paylarını satmaları halinde ise, bu satış KDV’den istisna olup, Kanunda belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda kazancın sadece % 25’i Kurumlar vergisine tabi olacaktır. Görüleceği üzere hisse senedi bastırılması ya da hisse senedi bastırılmadığı durumlarda geçici ilmühaber çıkartılması ciddi vergisel avantajlar yaratabilmektedir. Bu nedenle anonim şirketlerin ortaklık paylarını temsil eden nama veya hamiline yazılı hisse senedi bastırması mümkün değilse, geçici ilmühaber çıkartması hisse sahiplerinin lehlerine olacaktır. Volkan AKSOYOĞLU* Yaklaşım (*) Vergi Denetmeni [1] 09.07.1956 tarih ve 9353 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. [2] 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. [3] Antalya Defterdarlığı’nın 06.10.2008 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.1/1.25-22422/5359 sayılı muktezası, Adana Defterdarlığı’nın 07/10/2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.01.12/2004-2294 sayılı muktezası, [4] 23.03.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. [5] Geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir. İster hamiline ister nama yazılı olsun, hisse senedinin yerini tutmak üzere bir ara devre için çıkarılan “Geçici İlmühaberler” hisse senedinin yerini tuttuğu için pay sahipliği haklarını da içermektedir. [6] http://www.avdb.gov.tr/y/mukteza/muktezadetay.asp?id=106105, Erişim, 24.08.2009 [7] Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Satışında Vergi Sürprizi” başlıklı yazı, 29.11.2006 tarihli Hürriyet Gazetesi [8] 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. |