Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kayıtdışı ve iş kazası yüksek, keyfi işten çıkarmalar var PDF Yazdır e-Posta
20 Aralık 2007
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'de kayıt dışı istihdamın yüksek oluşu ve sendikal korumanın olmayışı sonucunda işçilerin keyfi işten çıkarmalarla karşı karşıya kaldığı görüşüne yer verildi.

ITUC'un Dünya Ticaret Örgütü Genel Konseyi için hazırladığı raporda, Türkiye'deki uluslararası düzeyde kabul görmüş temel çalışma standartlarıyla ilgili değerlendirmelere yer verildi.

Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK'in ITUC'un Türkiye'deki üyeleri olduğu anımsatılan raporda, Türkiye'de yasaların işçilere örgütlenme özgürlüğü ile benzer biçimde, sendika kurma hakkı tanıdığı, "ancak bu hakka yönelik ciddi kısıtlamalar bulunduğu" ifade edildi.

1982 Anayasası ile oluşturulan modelde "devletin muhafazasının vatandaşlarından önce geldiği" görüşüne yer verilen raporda, bu anlayışın ilgili yasalara yansıdığı, insanları örgütlenme gibi haklardan alıkonulduğu, sendikal örgütlenmenin önünün kesildiği savunuldu.

Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu'nda avukatlar, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri birimlerindeki sivil memurlar, cezaevi çalışanları, özel güvenlik personeli, mutemet pozisyonundaki kamu çalışanları, üniversite rektörleri ve lise müdürleri gibi bir kısım çalışanların sendikal örgütlenme içerisinde yer almasının engellendiğine yer verilen raporda, "Bu kısıtlamalar nedeniyle 450 binden fazla kamu çalışanı sendikalara üye olamamakta" denildi.

Türkiye'de toplu pazarlık konusunda çeşitli "kısıtlamalar bulunduğu" anlatılan raporda, bir sendikanın toplu sözleşme için yetkili olabilmesi için iş yeri düzeyinde yüzde 51 ve ülke çapında iş kolu düzeyinde yüzde 10'luk temsil sağlaması gerektiği ifade edildi.

Raporda, ayrıca "yasaların dayanışma grevlerini, genel grevleri ve iş yavaşlatmaları engellemeye devam ettiği" ifade edildi.

Grev erteleme konusuna de yer verilen raporda, mevcut durumun "grev ertelemenin ancak muhtemel bir milli felaket söz konusu olması durumunda mümkün olabileceğini" içeren ILO sözleşmelerine tezat oluşturduğu kaydedildi.

İşçiler, toplu sözleşmelerden yeteri kadar faydalanamıyor

Toplu sözleşmelerden yararlanan iş gücü oranının toplu pazarlığa yönelik baraj nedeniyle son derece düşük olduğu belirtilen raporda, "Bu nedenle iş sözleşmesi ile bağıtlı 11 milyon işçinin tahminen ancak 1 milyonu toplu sözleşme ile güvence altına alınmıştır" denildi.

Raporda, toplu pazarlık sürecinin genellikle tıkanıklığa uğratıldığı savunularak, "sendikaların üye sayılarıyla ilgili verilerde usulsüzlük yapıldığı" yönündeki iddialara yer verildi.

ITUC raporunda, çalışanlara sendikaları terk etmeleri konusunda baskı yapılması, sendika üyeliklerinden ötürü iş yerlerinin değiştirilmesi gibi ayrımcı uygulanmaların sorun olmaya devam ettiği belirtildi.

Uygulamadaki temel sorunlardan birinin de sadece Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı işçilerin sendikaya üye olabilmesi olduğu belirtilen raporda, bu durumun işvereni, işçilerin haklarını yok sayması yönünde motive ettiği ve sosyal güvenlik primi ödemeyerek kazanç sağlamasına neden olduğu savunuldu. Raporda, şu değerlendirmeye yer verildi:

"Bu yüzde birçok işçi kayıt dışı koşullarda çalıştırılmakta ve örgütlenme özgürlüğü de dahil olmak üzere birçok istihdam haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Kayıt dışı istihdamın yüksek oluşu ve sendikal korumanın olmayışı sonucunda, işçiler insan onuruna yakışmayacak koşullarda çalışmakta, keyfi işten çıkarmalarla karşı karşıya kalmakta, yeterli iş sağlığı ve iş güvenliğinden mahrum ve asgari ücretten daha az bir gelirle istihdam edilmektedirler.

Türkiye'deki birçok işveren, işçi maliyetlerini düşürmek, istihdam ve üretim stratejilerinde esneklik sağlayabilmek amacıyla halen kayıt dışı istihdam ilişkisini tercih etmektedirler. İşsizlik oranlarının artması, sosyal güvenlik sisteminin, iş teftişinin yetersizliği ve yasaların uygulanamaması neticesinde daha çok çalışan bu tür koşullar altında çalışmaya mecbur kalmaktadır."

İş kazası ve mesleki hastalık yüksek

Raporda, Türkiye'deki sendikal örgütlenmenin engellenmesi neticesinde ortaya çıkan sonuçların bir diğer göstergesinin yüksek orandaki iş kazası yaralanmaları ve mesleki hastalıkları olduğu ifade edildi. Raporda,"Türkiye'de son 35 yılda toplam 4 milyon 645 bin iş kazası rapor edilmiştir. Bu süreç içinde 111 bin işçi fiziki açıdan sakatlanmış, 40 bin işçi hayatını kaybetmiş ve binlerce işçi mesleki hastalıklara yakalanmışlardır. Kazaların yüzde 70'inin 50 kişinin altında işçi çalıştıran işletmelerde meydan gelmiş olmasına rağmen, küçük işletmeler iş sağlığı ve iş güvenliği yasası çerçevesinin dışında bırakılmışlardır" denildi.

Raporda, kadınların istihdamda değişik derecelerde ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıkları ve genellikle yönetim düzeylerinde daha düşük seviyelerde temsil edildikleri belirtildi.

Raporda ayrıca çocuk işçiliğinin özellikle tarım, marangozluk, ayakkabı ve deri mamulleri endüstrisi, araba tamir endüstrisi, küçük ölçekli imalat ve sokak satışlarında olmak üzere yaygın olduğu ifade edildi.

ITUC raporunda, Türkiye'deki çalışma standartlarıyla ilgili bazı önerilere yer verildi. Önerilerden bazıları şöyle sıralandı:

  Türk hükümeti gerek kanunlar seviyesinde gerekse de uygulamada sendikal hakları güçlendirmelidir.

  Hükümet, kamu çalışanlarına toplu pazarlık ve grev hakkının tanınması için yasada düzenlemeye gitmelidir.

  Toplu pazarlık hakkı daha etkin kılınmalıdır. Sendikanın toplu sözleşme yapabilmesi için iş kolunda yüzde 10 oranında işçiyi temsil etmesini gerektiren kural kaldırılmalıdır.

  Sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetlere yönelik sendika karşıtı ayrımcılık ile işverenlerin ya da işveren örgütlerinin sendikaların işlerine müdahil olmalarına karşı yeterince etkin, yeterli seviyede korumacı, caydırıcı cezalara sahip bir yasaya aynı zamanda da hızlı bir adli sürece ihtiyaç vardır.

  Kadın ve erkek arasındaki eğitim, istihdama giriş konularındaki eşitsizliklerin azaltılması için hükümet daha çok çalışmalıdır.

  Çocuk işçiliğin etkin bir biçimde ortadan kaldırılmasına yönelik daha fazla ilerleme kaydedilmelidir.

  İş Kanunu'nun uygulanmasına ilişkin daha yoğun bir denetime ihtiyaç olduğu kadar iş denetçilerinin de eğitime ihtiyaçları vardır

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=338426