Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ (Seri No:4) (TASLAK) PDF Yazdır e-Posta
14 Mart 2011

TASLAK

Maliye Bakanlığından:

5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ (Seri No: 4)

 

13/11/2008 tarihli ve 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun[1] uygulamasına yönelik olarak 1, 2 ve 3 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğlerde[2] gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır. Anılan Kanunun uygulamasına ilişkin olarak, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[3] geçici 3 üncü maddesiyle yapılan düzenlemelere ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1. Yurt dışında sahip olunan varlıkları süresi içinde Türkiye’ye getirmeyenlerin durumu

5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanılabilmesi için, Kanun kapsamında yurt dışında bulunduğu ve sahip olunduğu bildirilen varlıkların, bildirim veya beyan tarihinden itibaren bir ay içerisinde Türkiye'ye getirilmesi veya bu sürede Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmekteydi.

6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesiyle, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre bildirim veya beyan edilen yurt dışında bulunan varlıklarını süresi içinde Türkiye’ye getiremeyen veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer etmeyen mükelleflere, 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ek süre verilmektedir.

Buna göre, bildirim veya beyana konu yurt dışında bulunan varlıklardan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bildirim veya beyandan sonraki bir aylık yasal sürenin bitim tarihinden itibaren 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türkiye’ye getiren veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edenler, 5811 sayılı Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları kaydıyla, 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri hakkında, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.

2. Sermaye artırımını gerçekleştirmeyenlerin durumu

5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanılabilmesi için, bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince, Türkiye'de sahip olunan ve beyan edilen varlıklara ilişkin tutarların beyan tarihinden itibaren altı ay içerisinde sermayeye ilave edilmesi gerekmekteydi.

6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesiyle, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre beyan edilen varlıklara ilişkin olarak süresi içinde sermaye artırımında bulunmayan mükelleflere, 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ek süre verilmektedir.

Buna göre, beyana konu yurt içinde bulunan varlıklara ilişkin tutarları beyan tarihinden sonraki altı aylık yasal sürenin bitim tarihinden itibaren 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) sermayelerine ilave eden mükellefler, 5811 sayılı Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları kaydıyla, 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri hakkında 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.

3. Bildirim veya beyandan kaynaklanan vergileri vadesinde ödemeyenlerin durumu

5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanılabilmesi için, Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergilerin vadesinde ödenmesi gerekmekteydi.

6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesiyle, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasına göre, bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle tarh edilen vergileri vadesinde ödemeyen mükelleflere, 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ek süre verilmektedir.

Buna göre, 5811 sayılı Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergileri normal vade tarihinden sonra ödemiş olanlar ile söz konusu vergi aslını 6111 sayılı Kanunun 2 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre hesaplanacak tutarıyla birlikte 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödeyenler, 5811 sayılı Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları kaydıyla, 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri hakkında 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.

Öte yandan, 5811 sayılı Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergileri, 6111 sayılı Kanunla verilen ek sürede ödeyerek 5811 sayılı Kanunun sağladığı avantajlardan yararlanmak isteyenlerin, bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru formu (Ek 1) ile bağlı olunan vergi dairesine başvurması ve söz konusu vergileri 6111 sayılı Kanunun ikinci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre hesaplanacak tutarıyla birlikte 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemesi şarttır.

4. Yurt dışında sahip olunan varlıkları süresi içinde Türkiye’ye getirmeyenler, sermaye artırımını gerçekleştirmeyenler ve bildirim veya beyandan kaynaklanan vergileri vadesinde ödemeyenler hakkında ortak hükümler

6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten (25 Şubat 2011 tarihinden) önce vergi inceleme raporları üzerine vergi dairesince tarhiyat yapılmış olması halinde, Kanun kapsamında bildirim ve beyanda bulunmuş (Tebliğin (1), (2) ve (3) numaralı bölümlerinde bahsi geçen) mükelleflerin, yapılan bu tarhiyatlar hakkında mahsup imkanından yararlanması mümkün olmayacaktır.

Anılan tarihe kadar vergi dairesince tarhiyat işleminin yapılmaması halinde ise 2 Mayıs 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) ve durumlarına uyan biçimde;

- Yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye’ye getirilmesi,

- Sermaye artırımının gerçekleştirilmesi,

- Tahakkuk eden vergilerin ödenmesi

şartıyla mahsup imkanından yararlanılabilecektir.

Öte yandan, 22/11/2008 ila 2/3/2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar için 22/11/2008 tarihinden sonra; 10/7/2009 ila 31/12/2010 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar için de 19/6/2009 tarihinden sonra vergi incelemesine başlanılmış olması şarttır. Ayrıca, mahsup imkanından yararlanılabilmesi için Kanunun öngördüğü diğer şartların da aranacağı tabiidir.

5. Vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilenlerin durumu

5811 sayılı Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar, Kanunun öngördüğü şartlar dahilinde, diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden vergi incelemesine bağlı olarak tespit edilmiş matrah farklarından mahsup edilebilmekteydi.

6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi uyarınca, 5811 sayılı Kanun kapsamında bildirim veya beyanda bulunan mükelleflerden, diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemelerine bağlı olarak, vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilenler, takdir komisyonlarınca gelir, kurumlar ve katma değer vergisi (indirimi reddedilen katma değer vergisi dahil) yönünden haklarında takdir edilen matrah farkları açısından da Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.

Ancak, bu kapsamda mahsup imkandan yararlanılabilmesi için 5811 sayılı Kanunda yer alan şartların aranacağı tabiidir.

6. Türkiye’de bulunan varlıklar nedeniyle tevsik şartını yerine getirmeyenlerin durumu

5811 sayılı Kanun kapsamında Türkiye’de bulunan ancak yasal defter kayıtlarında işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan varlıklardan, taşınmazlar dışındaki varlıkların, öncelikle banka veya aracı kurumlarda açılacak hesaplara yatırılarak tevsik edildikten sonra beyan edilmesi gerekmekteydi.

6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi uyarınca, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre beyanda bulunan mükelleflerden, taşınmazlar dışındaki varlıklarını beyan tarihinden sonra sermaye artırımının gerçekleştirilmesi gereken altı aylık yasal süre içinde banka veya aracı kurumlarda açılacak hesaplara yatırmak suretiyle tevsik şartını sonradan gerçekleştirenler, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.

Ancak, bu kapsamda mahsup imkandan yararlanılabilmesi için 5811 sayılı Kanunda yer alan şartların aranacağı tabiidir.

7. Vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilenler ile Türkiye’de bulunan varlıklar nedeniyle tevsik şartını yerine getirmeyenler hakkında yapılacak düzeltme işlemleri

Tebliğin (5) ve (6) numaralı bölümlerinde yer alan açıklamaların kapsamına giren mükellefler hakkında, diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak 6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin yürürlük tarihi olan 25 Şubat 2011 tarihinden önce başlamış vergi incelemeleri sonucunda yapılan tarhiyatlar, 5811 sayılı Kanunda yer alan diğer şartların da taşınması kaydıyla ve bildirim veya beyan edilen tutarlar dikkate alınmak suretiyle, mükelleflerin 30 Haziran 2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) başvuruda bulunması halinde düzeltilecektir.

Öte yandan, kapsama giren tarhiyatlar hakkında, 22/11/2008 ila 2/3/2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar için 22/11/2008 tarihinden sonra; 10/7/2009 ila 31/12/2010 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar için 19/6/2009 tarihinden sonra vergi incelemesine başlanılmış olması şarttır.

Düzeltme işlemleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerine göre yapılacak ve tahakkuk eden vergiler, bu alacaklarla ilgili olarak açılmış bulunan tüm davalardan vazgeçilmesi şartıyla terkin edilecektir. Bu kapsamda, varsa tahsil edilen tutarlar mükelleflere red ve iade olunacaktır.

Ayrıca, söz konusu düzeltme işlemlerinin yapılması sırasında 213 sayılı Kanunun düzeltme zamanaşımı hükümleri de dikkate alınacağından, düzeltme zamanaşımına uğramış dönemlere ilişkin düzeltme yapılması söz konusu olmayacaktır. Tarhiyat öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşmaya konu edilerek kesinleşen tarhiyatlar da mükelleflerin başvurusu üzerine düzeltme zamanaşımı hükümleri dikkate alınarak uzlaşma öncesi tutarlara göre düzeltilebilecektir.

Diğer taraftan, bu kapsamda düzeltme yapılabilmesi için 5811 sayılı Kanunda aranılan diğer şartların varlığına ilişkin hususların vergi incelemesine yetkili olanlarca tespit edilmesi şarttır.

Düzeltme işlemleri, mükelleflerin belirtilen sürede başvurmaları üzerine, 5811 sayılı Kanunda aranılan diğer şartların varlığının tespitine yönelik olarak,

- Vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında tespit edilen matrah farkları açısından, ilgili vergi incelemesine yetkili olanlarca,

- Vergi inceleme raporunu düzenleyen vergi inceleme elemanlarının geçici veya sürekli olarak görevinden ayrılmış olması halinde, aynı denetim grubunda yer alan vergi inceleme elemanlarınca,

- Vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilenler hakkında takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah farkları açısından vergi dairesi müdürlerincedüzenlenecek raporlar ile yapılacaktır. Düzenlenecek raporlarda, 5811 sayılı Kanunun mahsup imkanından yararlanılabilmesi için gerekli olan şartların varlığının tespiti halinde, bildirim veya beyana konu tutarlar dikkate alınmak suretiyle düzeltme işlemleri yapılacaktır.

Diğer taraftan, tahakkuk eden vergiler, mükelleflerin bu alacaklarla ilgili olarak açılmış bulunan tüm davalardan vazgeçilmesi şartıyla terkin edileceğinden, mükelleflerin bu konuda açtıkları tüm davalardan feragat ettiklerini, başvuru süresi içerisinde, ilgili yargı merciine ve vergi dairesine bildirmeleri gerekmektedir.

Tebliğ olunur.

EK:1



[1] 22/11/2008 tarihli ve 27062 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[2] Anılan Tebliğler sırasıyla, 6/12/2008 tarihli ve 27076 sayılı; 20/2/2009 tarihli ve 27147 sayılı; 12/8/2009 tarihli ve 27317 sayılı  Resmi Gazetelerde yayımlanmıştır.

[3] 25/2/2011 tarihli ve 27857 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.